Taliban ama hangi İslam

Taliban’ın kirli ve kanlı sicili insanları korkutuyor, Afganistan’dan kaçmaya çalışıyorlar, facialar da yaşanıyor.

Taliban, Afganistan’ın saygın din âlimlerinden Burhanettin Rabbani’yi intihar saldırısıyla katletmiş, binlerce Müslümanın kanına girmiş, dünyayı kadınlara zindan etmiş totaliter bir Selefi örgüttür.

Diyanet’in İslam Ansiklopedisi şöyle diyor:

“Liberal görüşleriyle tanınan, kadınların eğitimine ve çalışmasına izin veren Rabbani, 20 Eylül 2011’de kendisiyle görüşmeye gelen iki Taliban temsilcisinin canlı bomba eylemiyle hayatını kaybetti.”

Merhum Rabbani’nin Taliban tarafından katledilmesi, ‘hangi İslam?’ sorusunun somutlaştığı bir olaydır. Çok da uzağımızda değildir. İşte, eski Ayasofya başimamı Mehmet Boynukalın, “işgale karşı duran bir milli mücadele hareketi” diyerek Taliban’ı alkışladı….

Boynukalın’ın Milli Mücadele kavramını bilmemesi ve Taliban’a yakıştırması sürpriz değil! Taliban’ın katliamlarını da hatırlamayabilir. Ama hiç düşünmüş müdür, Taliban niye Rabbani’yi şehit etti?

Yoksa eski fetvalarda bir ‘cevaz’ mı bulmuştur?!

İSLAM, BİLİM, FELESFE

Eski fetva kitapları deyince din eğitimi sorunu karşımıza çıkar. Taliban’ı ortaya çıkaran da Peştun medreseleridir zaten.

Medresede en azından dört yüzyıldır felsefe ve hatta matematik bile dışlanmış, felsefe imana zararlı sayılmıştır. 13. yüzyıla kadar medeniyete öncülük eden Müslümanların geri kalma sebeplerinden biri akli ilimlerin ve felsefenin, hatta aklın bastırılmasıdır.

İlahiyatçı Prof. Ahmet Keleş hocamızın şu tespiti, zihinlerimize kazılmalıdır:

“Orta Çağ boyunca dünyanın en uzun ömürlü medeniyetinin kurucu ögesi ve dinamiği olan ‘İslam’ ne oldu da İslamî İlimler’e konu olduktan sonra bu ilimleri üreten aklın başına gelmedik kalmadı!” (Yetkin Düşünce dergisi, yıl 2, sayı 6, 2019, s. 113)

Müslümanlar hâlâ akıllarını başlarına almadılar, tarihten ders de almadılar…

Ne hazindir ki 2013 yılında YÖK, İlahiyat Fakültelerinde felsefe grubu derslerin kaldırılmasına, adlarının da “İslami İlimler Fakültesi”ne döndürülmesine karar verdi! Açıkça “akli ilimler”i dışlama tavrı... Bu konuda Prof. Durmuş Günay’ın “Üniversite Felsefesi” adlı değerli eserini önemle tavsiye ederim.

Tepkiler üzerine İlahiyat Fakülteleri’nde felsefe grubu dersler azaltılarak da olsa tekrar konuldu. Fakat ayrı “İslami İlimler Fakülteleri” kuruldu, buralarda felsefe grubu dersler büsbütün makaslandı.

GERÇEK İLAHİYAT

Ali Bardakoğlu hocamız “İslam’ı Doğu Anlıyor muyuz?” adlı kitabında “Günümüzde Din Eğitimi ve Öğretimi” sorununu anlatır. (s. 77-100)

Hem tarihte hem günümüzde “dinî ilimlerin sosyal bilimler başta olmak üzere, varlık ve insana ait diğer bilim dallarıyla bilgi alışverişinde bulunmamasının” bilim zihniyetinin gelişmesiine zarar verdiği gibi İslami ilimleri de “yalnızlaştırdığını” belirtir. İçe kapanma yani…

Din öğretimine tarikatlerin ve cemaatlerin el atmasının sorunlarına dikkat çeken Prof. Bardakoğlu, İlahiyat Fakültelerinin müfredatı konusunda şöyle yazıyor:

“Felsefe-mantık grubu ilimler, matematik, hukuk, iktisat, tarih, ilim ve medeniyet tarihi, pedagoji, psikoloji, sosyoloji, antropoloji gibi ilimler olmadan dinî ilimlerin yol alması ve maksadını ifade etmesi kolay değildir…” (s. 85)

Mustafa Çağrıcı Hocamız “Din ve Değişim” adlı eserinde İslam dünyasının bugünkü acılarının temelinde “medreseler veya medreseleşmiş okullar” olduğunu yazıyor; tabii bilim ve felsefeyi dört yüz yıldır reddetmiş medreseler. (s. 243)

Çağrıcı hocamızın isabetle belirttiği gibi, bunun bir örneği Taliban’dır. (Karar 17 Eylül 2019)

TÜRKİYE’NİN YOLU

Uzak Doğu elli yılda ayağa kalktı, 21. Yüzyılda Müslümanlar hâlâ açık ara gerilerde…

Müslümanlar tarihin verilerini din zannederek, tarihin sayfalarındaki dogmatik zihniyete dört elle sarılıyorlar. Bunun tam örneği Taliban karanlığıdır.

Güç elde edebilirler ama bilimde, eğitimde, kültürde başarılı olamadıkları apaçık ortada.

İslam adına Taliban’ı alkışlayanlar İslam’a kara çalıyorlar.

Türkiye devleti tabii ki Taliban devletiyle iyi diplomatik ilişkiler kurmalı ama Türkiye’nin Taliban’la hiçbir benzerliği olamaz. Türkiye için doğru yol bilim, özgürlük ve modern hukuktur.

Türkiye ancak bilim, özgürlük ve modern hukukta yukarılara çıkarak başarılı olabilir, o haliyle Müslümanlara iyi bir model oluşturabilir.

YORUMLAR (236)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
236 Yorum