Kanal İstanbul’u bırakın Hatay’a bir bakın

Kahramanmaraş merkezli deprem 6 Şubat 2023’te meydana geldi. Bugün 9 Nisan, 2023. Depremin üzerinden iki aydan fazla bir süre geçti.

Deprem bölgesinde hala çadırda yaşayan ve battaniyenin üzerinde uyuyan vatandaşlarımız bulunuyor.

Bölgedeki vatandaşlarımızın hala gıdaya, temiz suya, hijyen ve sağlık malzemesine hatta tuvalete ve duşa ihtiyacı bulunmaktadır.

Gün birlik ve beraberlik günüydü. Ama olmadı.

Yaparsa AK Parti yapar zihniyetiyle muhalefet dâhil üçüncü kişilerin bölgede mevcudiyetini istemediler.

Belediye başkanlarını İngiliz uşağı diye yuhaladılar.

Kimin bir kuruşluk katkısı varsa buyursun gelsin demediler. Bize verin biz yapalım dediler.

“Türkiye Tek Yürek” kampanyasında şov yapıp 115 milyar TL yardım taahhüdünde bulunanlar banka hesaplarına 74 milyar lira yatırmışlar. Yani bedavaya reklamlarını yapmışlar.

“Kampanyada canlı yayında söz verip bağış yapmayanlar ifşa edilecek” denildi.

Bizler bu ifşaatı beklerken Kanal İstanbul geldi gündeme.

Elazığ’daki deprem konutlarının temel atma töreninde Sayın Cumhurbaşkanı “Şimdi de Kanal İstanbul’un önünü kesmeye çalışıyorlar. Bay bay Kemal, kesemeyeceksin” dedi.(1 Nisan, 2023)

Vatandaşlarımız çadırda ve battaniye üzerinde uyurken sırası mıydı Kanal’ın demek de var. Kanal’ı yaptınız da yıkan mı demek de var.

Nasıl mı?

Gelin bir bakalım.

KANAL İSTANBUL

Öncül haberi rahmetli Hıncal Uluç yazdı. “İki cümle ile projenin adını söyledi.Telefon elimde dondum kaldım. Bu İstanbul konusunda bugüne dek duyduğum en çılgın proje. Biri bana ‘Bin proje say’ dese, bin gün izin verse aklıma gelmez. Öyle çılgın.” (25 Eylül, 2010)

Türkiye aylarca bu çılgın projenin adıyla sanıyla açıklanmasını bekledi.

Dönemin Başbakanı 2011 genel seçimleri öncesinde açıkladığı “Türkiye Hazır Hedef 2023” projesi kapsamında çılgın proje olarak İstanbul Boğazının yanı sıra bir Kanal yapılacağını açıkladı. Türkiye’nin aylarca beklediği “Çılgın Proje”, “Kanal İstanbul” imiş. (17 Nisan, 2011)

Aradan yine aylar geçti Çılgın Projeden bir haber alamadık. Günlerden bir gün öğrendik ki 2013 Yılı Yatırım programında Kanal İstanbul Bağlantı Yolları Etüt Proje ve Yapımı İstanbul Bölünmüş Yol (150 km) Projesi için ödenek tahsis edilmiş.

Bundan sonra aylarca değil yıllarca bekledik Çılgın Projeden bir haber alabilmeyi.

Müjdeli haber 2017 yılında geldi.

2017 Yılı Yatırım Programında Kanal İstanbul Etüt-Proje ve Danışmanlık Hizmetleri için ödenek ayrılmış.

Yani bürokrasi dönemin Başbakanının 2011 yılında açıkladığı Çılgın Proje için 2017 yılında fizibilite ve ÇED raporu hazırladığı yapılmasına karar vermiş.

Değerli okur bu dönemde yetkili memurların atama kararnamesini içinizden birisi mi imzaladı? Yoksa, yoksa bu memurları Kanal İstanbul’a engel olun diye tembihlediniz mi?

Sonrasında Kanal’dan bir haber alabilir miyiz diye başladık yine beklemeye?

2019 yılının sonunda Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) Raporu yayınlandı. ÇED Raporuyla benzer sürelerde fizibilite raporu da yapılmış.

ÇED Raporundan öğreniyoruz ki Çanakkale Boğazında Zincirbozan-Gelibolu mevkiinden Saros Körfezi’ni bir kanal daha açılması düşünülebilirmiş.

Kim söylüyor bunu? Kanal İstanbul’un ÇED raporunu 10 yılda zar zor hazırlayanlar. Raporun uygunluğu da ayrı bir tartışma konusu.

Aradan 4 yıl geçti hala Kanal’dan bir haber bekliyorduk ki Sayın Cumhurbaşkanından yazının girişinde bahsettiğim haber geldi.

Değerli okur yakın olan biriniz Sayın Cumhurbaşkanına söylesin lütfen. Kanal’a engel olanlar liyakatsiz partili memurlar.

Gerçi 2011 yılında açıklanan Türkiye Hazır Hedef 2023” programında 2023 yılında Türkiye dünyanın ilk 10 ekonomisi içerisine girecekti, enflasyon tek haneleri sayılara inecekti, kişi başına düşen milli gelir 25 bin dolar olacaktı, yoksulluk oranı % 10’un altına düşecekti falan.

Değerli okur bu öngörülerden bir tanesi gerçekleşti.

Hangisi mi?

2023 yılına geldik.

Neyse biz bu işleri bir tarafa bırakalım da gerçek işimize bakalım ve soralım. Hatay’ın suçu ne?

HATAY

Geçen hafta da yazdım. Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığının hazırladığı Rapora göre depremde en büyük yıkım Hatay’da gerçekleşti.

Deprem’deki toplam 518 bin 19 ağır hasarlı ve yıkık konutların % 42’si Hatay’da. 215 bin 255 konut.

7 Nisan, 2023 itibariyle TOKİ’nin sözleşmesini imzaladığı konutların toplam sayısı 36 bin 530. Bunun 2 bin 928’si Hatay’a ait.

Geçen hafta yazdığımda Hatay’ın deprem konutları içerisindeki payı % 9 idi. Aşağıdaki Grafikten de görebileceğiniz gibi bu oran bu hafta % 8’e düştü.

Neden mi?

3-7 Nisan haftasında TOKİ’nin 3 bin 828 konut içeren 7 adet deprem ihalesinin sözleşme bilgileri yayımlandı.

Bildiniz.

İhale sonucu yayımlanan iller arasında Hatay yok.

3 bin 828 konutun dağılımı şöyle.

Adana 511 konut.

Adıyaman 420 konut.

Gaziantep 813 konut.

Kahramanmaraş 588 konut.

Malatya 736 konut.

Değerli okur beni yormayın ve bu illerdeki belediye başkanlarına ve 2019 yerel seçim sonuçlarına da bir zahmet siz bakın.

TOKİ’nin ihalelerindeki konut sayılarını, depremde ağır hasar alan ve yıkılan konutların sayılarına oranladım ve şöyle bir sonuçla karşılaştım.

Hatay’da ağır hasarlı ve yıkık konutların % 2’si kadar yeni konut ihalesi yapılmış. Bu oran Gaziantep’te % 38, Kilis’te % 26 ve Şanlıurfa’da % 15.

Sizler illerin belediye başkanlarına bakarken ben de ilçelerin belediye başkanlarına bakayım.

Hatay’da ihalesi yapılan 2 bin 928 konutun dağılımı şöyle:

364 konut belediye başkanı AK Partili olan Altınözü ilçesinde.

292 konut belediye başkanı MHP’li olan Belen ilçesinde.

Bin 451 konut belediye başkanı AK Partili olan İskenderun ilçesinde.

821 konut belediye başkanı AK Partili olan Payas ilçesinde.

Lütfen depreme siyaseti karıştırmayalım.

İyi pazarlar.

screenshot-5.jpg

YORUMLAR (20)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
20 Yorum