Ertuğrul Doğan ve Trabzonspor

Şampiyonluk ve Şampiyonlar Ligi hedefini daha ligin ilk haftalarında ıskalayan Trabzonspor, ligde kalan hedefi olan 3.lük adına verdiği mücadelede son 3 haftada arka arkaya 3 mağlubiyet aldı.

Bjelica’nın yerine göreve başlayan Abdullah Avcı’dan sonra, oyun bazında çok tatmin etmese de bir şekilde skoru alabilen Trabzonspor, artan sakatlıklar , transferde hiç katılım olmadan ( henüz) giden 4 oyuncu ve Afrika Kupasına giden 3 yıldızından dolayı anormal bir eksilme yaşayan kadrosu ile artık skorları da alamamaya başladı.

Sezon başında Afrika Kupasına gidecek oyuncular yüzünden zaafiyet yaşayabilecek takımlar konuşulurken Trabzonspor’un adı çok zikredilmiyordu aslında.

Ancak kulüp uzun süre görüştüğü bazı oyuncuları alamayıp da yerlerine takımı Pepe ve Onachu gibi ciddi verim aldığı Afrika kökenli yıldızlarla takviye edince yukarıda da izah etmeye çalıştığımız diğer sebeplerle birlikte, son 4 maçta sahaya çıkan Trabzonspor kadrosu 4-5 oyuncu haricinde yedek ağırlıklı idi ve bekleneni veremedi. Afrika Kupası pek de öngörülmediği halde süper ligde en çok Trabzonspor’u etkiledi belki de.
Trabzonspor camiası hafta sonu oynanacak Beşiktaş maçını da maalesef aynı tedirginlikle beklemekte.
Çünkü Afrika Kupasında birçok takım elenirken Trabzonsporlu futbolcuların takımları çeyrek finalde ve yollarına devam ediyorlar.
————. ———
Hal böyle olunca ilk tepki de “Abdullah Avcı istifa” oluyor bir Trabzonspor klasiği olarak.

Özellikle sosyal medya ve artık günlük hayatımızın bir parçası olan çeşitli modern iletişim kanallarında tam bir veryansın havası oldu.

Tabi bu tepki,
son 20-25 yılda müthiş büyüyen futbol ekonomisinin baş aktörleri ve futbolun genellikle şaibeli kurumlarından olan menajerlik müessesesinin “artık bir yöntem olarak” provake ettiği “profesyonel” söylem ve kişiler haricinde,
mantıktan ziyade aşırı duygusal bir tepki.
Ezeli rakibinden fark yemek, sizinle didişmeyi çok seven komşu takıma ikinci kez yenilmek ve akabinde ligin “ müessese takımı” görünümündeki kulübüne 1-0 dan maç vermek kesinlikle taraftarın canını çok yaktı şüphesiz.

Ama öfke ve üzüntüyü bir yana bırakıp biraz mantıklı düşününce, “sahadaki kadronun başında Avcı yerine başka kim olursa olsun acaba farklı bir sonuç çıkar mıydı” sorusuna cevap aramalı.

Avcı , Trabzonspor’un başına ilk geldiğinde ligin 17. sırasında aldığı takımı şampiyonluk potasına sokan hoca.
Avcı, bir sonraki sezon istediği transferler yapılınca takıma 38 yıl sonra kupayı getiren hoca.
Avcı kadrodaki 10 oyuncu ayrılmadan önce Fenerbahçe ve Galatasaray ile aynı puanı toplamış hoca.

Avcı “10 futbolcu eksik olmayan kadrosu ile “ 24 yıl sonra İstanbul’da 200 milyon euroluk Fenerbahçe’yi rezil bir hakemlikle iki golü iptal edilmesine rağmen 3 golle yenen hoca.

Avcı, İsmail Kartal ya da bizzat kendi yetiştirdiği talebesi Okan Buruk’tan daha yetersiz bir hoca kesinlikle değil. Hatta bize göre birçok artısı da var. Ancak taraftarlar her üç takımın kadrosunu yan yana koyup mukayese ettiklerinde aslında bütün bu tartışmalar bir anda bitecektir.

Tabi önyargısız ve objektif olma koşulu ile.

——— ———

ERTUĞRUL DOĞAN

Önceki yazıda sayın Ertuğrul Doğan’ın zor durumda olduğunu yazmıştık. Başkanın zorluğu gittikçe artmakta.

Bu zorluk, sadece iki yakasından biri Kafdağının ardında olan kulüp ekonomisinden kaynaklanmıyor. Sayın başkanın gerek camiada gerekse yakın çalışma grubunda bir yalnızlık göze çarpıyor gibi.

Aslında Trabzonspor’da kötü geleneklerden biri olarak “ekonomik olarak güçlü başkanlara” daha göreve gelmeden bile başlatılan organize bir antipati söz konusudur.
Daha önce, bu mantık dışı görünen antipatiden onursal başkan M.A.Yılmaz, Nuri Albayrak ve en son da Muharrem Usta epeyce nasibini almıştı.

Oysa işleri güçleri sıkıntıda olan, kulüp başkanlığına ekonomik başarılarından ziyade “bir ölçüde”yerleşikler ile olan çeşitli irtibatları sayesinde ve genellikle apar topar gelebilen başkanlara, malum antipati üretim merkezlerinden sık sık güzellemeler yapıldığını görürsünüz. Sebebi açıktır aslında; “ yerleşikler, toplumda güçlü bir statüsü ve ekonomik gücü olan başkana çok fazla ricada bulunamazlar” .
Trabzonspor başkanı takımı şampiyon yapsada, borcunu sıfırlasada, altyapıyı düzene koysa da eğer yerleşikler ile arası iyi değilse “ kulübü batırmıştır ve derhal istifa etmelidir”.

Aynı cenderenin,
bir önceki dönemde teknik direktörü ile selamlaşmadığı halde şampiyonluğa sahip çıkan, akşam pazarı transferleri ile meşhur olan,ekonomik durum bahane edilerek göreve gelen ya da gelmesi sağlanan ama işin içinden çıkamayonca sessizce sıvışan başkanına methiyeler düzerken, elini taşın altına koyan Ertuğrul Doğan’a istifa baskısı da sonuçlara paralel olarak artmakta.

Üstelik başkan Ertuğrul Doğan, diğer üç başkandan farklı olarak, Trabzon’da yetişme ve büyüme orjinli, Trabzonsporlu eski sevilen oyuncuların yeğeni yani camianın tam göbeğinden bir statü sahibi.

Asbaşkan iken herkesin favori ismi ancak beş yıllık yönetim tecrübesine rağmen aynı çevrelerce şimdi başkanlığı bırakması gerektiği dillendirilmekte.
Ancak bütün bunlar başkan için hafifletici sebep dahi sayılmamakta.

Sayın başkan şu sıralar muhtemelen transfer yoğunluğunda. Zaten Trabzonspor başkanlığı, başka hiçbir iş ve konuya zaman bırakmayacak kadar yoğun bir mesai gerektiriyor artık. Bir işin yanında hobi ya da tutku için yapılabilecek bir iş değil kesinlikle.
İktisat, işletme, muhasebe, iletişim, sağlık, sosyoloji vs. gibi konulara sürekli mesai harcamak ve üstelik bunları kusursuza yakın yapmak zorundasınız.

Organize, uyumlu ve dayanışma içinde bir ekip omazsa olmazdır.

Hoş bütün bu şartlar sağlanabilse bile mevcut ekonomik koşullarda Trabzonspor’u sürdürülebilir olarak yönetmek ve hele hele de olmazsa olmazı” yarışmacı” kimlik ve rotasında tutmak kesinlikle olağanüstü bir performans gerektirmede.

Ancak sayın başkan, bu yoğunluktan nefes alır almaz derhal bir durum muhasebesi yapmalı bize göre.

Kim hangi cephede, yanınızda olduğunu söyleyenler gerçekten yanınızda mı, takımı mevcut sezonda hedefe taşıma ve seneye zirveye oynama imkanı nedir, ekonomiyi sürdürülebilir hale getirmek ne derece mümkün vs. daha bir çok soruyu sorup ,cevaplarını da yine kendisi sağlıklı olarak vermelidir.
Ortaya çıkacak rapor, Aralık 2024 e kadar oluşturulabilecek yol haritasını çizmeye çok yardım edecektir.

Bu tür zorlukları aşmada tecrübeli ve soğukkanlı olabilen ama aynı derecede de sadakat sahibi bir ekip büyük nimettir.

Bu genellikle olmaz.
Ancak bu tür tecrübelerden bir şekilde yararlanmayı da bilmek elzemdir.

Sağduyulu ve Trabzonspor’u gerçekten seven üyeler ve taraftarlar,
ortaya plan, proje ve bütçesi olan iddialı ve hevesli biri olmadan “istifa” diye bağırıp çağıran kesimleri ciddiye almayacaktır.

Ancak futbol takımı her hafta görücüye çıkar ve işin en zor tarafı da budur.

Takım yenilince hele hele bazı maçları kaybedince kimse sizin cebinizden verdiğiniz on milyonları aklına bile getirmez. Lafı bile olmaz.

Sahadaki takım iyi olmalı ve sürekli kazanmalıdır.

Bunun aksi 40 yılda çok kez olduğu için yerleşikler, sayısız teknik adam ve başkanı bir çırpıda yutuvermişlerdir.

Bu yaptıkları büyük yıkımın hesabını da hiçbir Allah’ın kulu onlara sormamıştır.

YORUMLAR (11)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
11 Yorum