Fenerbahçe-Trabzonspor, rekabet ve TFF‘nin amacı
Geçtiğimiz pazar günü Kadıköy’de, 1975 yılından başlayarak günümüze kadar bütün harareti ile devam eden rekabetin kendi oluşturduğu epik hikayeden esinle ,naçizane bizim “ Türkiye Derbisi” diye adlandırdığımız Fenerbahçe -Trabzonspor müsabakası oynandı.
Karşılaşma ,oynanan son beş müsabakanın dördünde olduğu gibi tek farklı olarak 1-0 Fenerbahçe lehine sonuçlandı.
Ancak bu son dört karşılaşmanın tamamında olduğu gibi ve oyun sıfır sıfır berabere devam ederken, Trabzonspor’un nizami golü”VAR KURALLARI VE TEAMÜLLERİNE AYKIRI OLARAK” bizzat VAR hakemi Davut Dakul Çelik tarafından iptal edildi.
Var hakemi D.D.Çelik, henüz hiçbir büyük maç tecrübesi olmayan ve hiçbir derbi maçta var hakemliği yapmayan bir isim. Verdiği tuhaf ve kurallara aykırı kararlarla maçı adeta daha onuncu dakikada bitiren ve maçın önüne geçen bu arkadaşın bir yandan da okul yıllıklarından fanatik bir Fenerbahçe taraftarı olduğu ortaya çıktı.
Maçın orta hakemi Ozan Ergün’de hiçbir büyük maç tecrübesi olmayan ve o da VAR’daki arkadaşı gibi maçın ağırlığı altında silindir gibi ezilen bir başka görüntü sergiledi.
Tıpkı, geçen sezon oynanan Trabzonspor- Fenerbahçe maçında yine böyle bir maçta ilk kez görev yapan ve oyun sıfır sıfır iken “ zamanın Fenerbahçe Asbaşkanı Acun Ilıcalı’nın tabiriyle” Trabzonspor’un nizami gölünü iptal eden Oğuzhan Çakır gibi.
Bir önceki yıl İstanbul’da oynanan ve Trabzonspor’un 3-2 kazandığı maçta verilmeyen iki nizami gol ve geçen yıl yine İstanbul’da oynanan maçta oyun bir sıfır Trabzonspor’un lehine devam ederken O. Samuel‘in rakibine yaptığı bir faulü Trabzonspor aleyhine penaltı çalan tuhaf kararların ayrıntılarına girmeyeceğiz.
Fenerbahçe kulübünün son yıllarda G.Saray maçlarından önce sürekli yabancı hakem getirtirken Trabzonspor maçlarında böyle bir talebin hiç akıllara bile gelmeyişinin tuhaflığına da girmeyeceğiz.
***
Ancak buraya kadar dikkat çekmeye çalıştığımız bu tuhaf ayrıntıya dünyanın hiçbir ülkesinde mümkünü yok rastlayamazsınız.
Dünyanın her yerinde ve her iş kolunda başarının en önemli ve önde gelen sebebi rekabettir. Eğer adil, kurallı ve etik rekabeti kamu gücü ile oluşturabilir ve bunu koruyabilirseniz başarı kaçınılmazdır.
Ancak geride kalan 125 yılda ,Türk futbolu için birkaç istisna dışında uluslararası alanda tam bir başarısızlık ve aslında tam bir hezimet söz konusu.
Özellikle üç kulübümüz Avrupa’daki emsal rakiplerine göre neredeyse Avrupa’nın ilk beş ligindeki kulüpler ve hatta onların bazılarından daha fazla para harcamalarına rağmen kategorik olarak İzlanda, Karadağ ve Faroe Adaları gibi ülkeler ike birlikte tasnif görmekte.
Örneğin geçen yıl Galatasaray’ın ŞL ön elemesinde elendiği Young Boys takımının piyasa değeri sadece Osimen”in maliyetinin dörtte biri kadardı.
Türk hakemleri için durum çok daha kötü ve maalesef utanç verici.
Çünkü Türk hakemleri dünya ve Avrupa arenasında yetersiz bulunmaktan da ziyade ayrıca” güvenilir olmamaları” nedeniyle görev alamadıkları ithamlarıyla da karşı karşıya.
Dünya kupalarında Belize, Benin, Trinidad Tobago gibi ülkelerin hakemleri maç yönetebilirken; Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş’ın transfer ve bütçe harcamalarının 1 milyar dolara yaklaştığı 86 milyonluk günümüz Türkiye’ sinin tek bir hakeminin bile davet almaması, yukarıda yazılan iddialar da düşünüldüğünde gerçekten üzüntü ve utanç verici.
***
Ülkemizde Ulusal Futbol Takımlarımızı ve futbol kulüplerimizin rekabet ettiği ligleri TFF düzenliyor.
Hakemlerin görev yaptığı MHK’yı da yine TFF organize ediyor.
Yani yukarıda saydığımız gerek milli takımlarımızın, gerekse temsilci kulüplerimizin ve gerekse hakemlerimizin uluslararası başarılarından ve bu başarıyı oluşturacak rekabetten TFF sorumlu.
Peki ne yapıyor TFF?
Mesela 50 yılı aşkın Trabzonspor -Fenerbahçe rekabetinde diğer büyük maçlarda da olması gerektiği gibi en tecrübeli ve en deneyimli hakem atama yerine, ya hakemliğe yeni başlamış ya da henüz hiçbir ciddi büyük maç yönetmemiş hakemleri( bazıları fanatik taraftarlıklarını dahi saklamayı beceremeyen) tercih ederek her Trabzonspor-Fenerbahçe maçından sonra milyonlarca insanı infiale sürükleyip adeta komşuyu komşuyla, vatandaşı vatandaşla karşı karşıta bırakıyor. ( Son Fenerbahçe -Trabzonspor maçının ardından görsel medyada ve özellikle sosyal medyada çok fazla sayıda rahatsız edici tartışma yaşandı ve halen de devam etmekte)
D.D.Ç, O.E. O.Ç gibi tecrübesiz,genç ve gerçekten kötü hakemlerin, mevcut TFF göreve geldiğinden beri tüm F.Bahçe-Trabzonspor maçlarında görevlendirilmiş olmasının tesadüf olmadığını eski hakem hocaları da deklere ediyor bu arada.
Öte yandan TFF önce, sanki Belize ve Trinidad- Tobagolu hakemler Dünya kupalarında eski mazilerinden dolayı tercih ediliyormuş gibi, hakemlerimizin yüzlerce yıllık tarihini öne sürüyor ancak geçen yıl Fenerbahçe’nin “ Türk Hakemlerine güvenmediğini” deklere etmesi üzerine Galatasaray maçına yabancı hakem getiriyordu.
Bu durumu gören daha bir çok kulübümüzün de (muhtemelen tıpkı Fenerbahçe gibi hakemlerimize güvenmediklerinden olsa gerek)maçlarına yabancı hakem talep etmesi üzerine, cevaben yeniden şanlı maziye geri dönüş yapıyordu.
İspanya milli takımının A milli takımımız karşısında adeta antrenman yaparcasına 60 dakikada 6 gol bulması, kalan dakikalarda oyunu rölantiye alması ve kaleci Uğurcan’ın da takımımızın en iyi performansı veren oyuncu olması üzerine muhtemel bir 10 gollük mağlubiyetten ucuz kurtulduğumuz şu günlerde; TFF U-15 vb. Yaş gruplarının maçlarını hafta sonundan hafta içine çekerek, ileride bu milli takıma oyuncu olma umuduyla çırpınan gençleri de okulla futbol arasında bir seçim yapmaya zorlamakta.
Daha sayılamayacak kadar saçma sapan kararı yazmaya yerimiz yetmez.
***
Türk futbolunun sorunu belli.
Bize göre; özellikle üç büyük kulübümüzün, federasyonun düzenleyeceği rekabetin kontrolünün de üzerinde bulunarak, TFF’nin kulüpleri kontrolünden ziyade, bu kulüplerimizin “etik ve kurallara dayalı rekabeti düzenleme görevi olan TFF’yi” kontrolleri altında tutması ve bu şekilde”gerçek rekabete engel olmalarıdır”.
Mevcut TFF’nin rekabet ya da kulüpler bir yana, yönetim titri adına hiçbir tecrübesi olmadığı gibi bu üç kulübün gücü altında adeta ezilmektedir.
Son Fenerbahçe- Trabzonspor ve ondan önceki diğer Fenerbahçe Trabzonspor maçlarının kısa özeti budur.
Sayın Spor Bakanı fazla vakit geçirmeden bu konuya mesai harcamalıdır.
Yoksa züccaciye dükkanında su içmek için bile olsun, sağlam bir bardak kalmayacaktır.
