Rehavet ve Trabzonspor

"Eğer sadece ocak ayında liderseniz kimse size kupa falan vermez.” Futbolun anavatanı İngiltere’de sıkça söylenen bir deyim bu. Tam da Trabzonspor adına, bu haftalar için söylenmiş adeta. Her ne kadar, hazırlıkların temmuz ayında başladığını varsayarak yaklaşık 7 aydır zirvede ve pek emsali görülmemiş bir puan farkı yakalamış olsa da henüz hiçbir şey kazanmış değil Trabzonspor. Ancak eğer bisiklet pedalını aynı ahenk ve istekle çevirmeye devam etmez ve bir yeterlilik duygusuna yani rehavete kapılırsa kaybedeceği çok şey olacağı kesin.

Aslında sezon başı için, şampiyonluk tahminlerinde ilk favori olmayan ve üç İstanbul takımının ardından kendisinden kısaca bahsedilen, bazen de hiç bahsedilmeyen kulüptü Trabzonspor. Derken aynı kesim ve otoritelerce önce şampiyonluk adayları arasında zikredilmeye, sonra diğerlerinin de önünde favori gösterilmeye, daha sonra ise açık ara ve kesin favori gösterilmeye en sonunda da yani bugünlerde şampiyonluğu kaçırmasına “mucize olur” tabiri kullanılan takım artık bordo-mavililer.

İşte asıl tehlike de burada bize göre. Çünkü insanoğlunun fıtratında var rehavet, hepimizin ilkokulda “kaplumbağa ve tavşan” hikayesinde öğrendiği gibi. Özellikle gencecik oyuncuların, sözleri manşet süsleyen otoriteler, yorumcular, yazılı ve görsel medya ve hatta sosyal medyadan etkilenmemeleri mümkün değil. Ve asıl zorlukta burada. Çünkü zaten oldukça zor olan takım kurma, bir araya getirme, antrene etme, bütçe bulma, motive etme vs. gibi işler bir yana, belirli bir ritim ve puan avantajı yakalandıktan sonra bunu korumak ve bu avantajı kullanarak ligi bitirmek ayrı bir motivasyon ve biraz daha farklı bir yaklaşım gerektiriyor. Yıllardır özlenen “büyük rüyaya “ulaşma adına, bu hassasiyeti oluşturmak zorunda bordo-mavili teknik ekip ve yönetim. Zira Trabzonspor kalan fikstüründe, içlerinde Galatasaray ve Fenerbahçe gibi ezeli rakiplerinin de bulunduğu birbirinden zorlu 8 deplasman maçı mevcut ve bu rakiplerin enteresandır çoğu ligin ilk 10 sırası içinde. Kaldı ki bu ligde içeride ya da dışarıda her maç zor ve hiçbirinin garantisi yok. Futbol oyunun şakası yoktur ve şakayı hiç sevmez.

SİVASSPOR – TRABZONSPOR MAÇI

Yukarıda bahsi geçen uyarı ifadelerinin sebebi, Sivasspor maçında bazı oyuncularda görülen düşük performans ve konsantrasyon eksiklikleri. Bize göre tabi. Zaten oyun şekli ve farklı coğrafyası ile her zaman “en zor” kategoride olan Sivas deplasmanı, -3 derece soğuk ve kar altında oynanıp ta üzerine başta Wakayeme olmak üzere Trabzonspor’ un eksiklikleri de ilave olunca ikinci yarıda sözünü ettiğimiz zorlu deplasmanların ilkini yaşamış oldu Trabzonspor.

Futbol özünde bir kış sporudur. İklim, coğrafya, saha zemini dikkate alınarak, futbolcu kıyafetleri ve donanımı vs. gibi bu işin daim unsurları (Dünya ve Avrupa kupaları haricinde) kış mevsimine göre dizayn edilir genellikle. Daha önce karlı kış deplasmanlarında bazı trajikomik durumlar yaşayan Trabzonspor’da, hafta boyunca kar altında oynanacağı konuşulan Sivasspor maçına bazı oyuncuların kısa kollu forma ve eldivensiz çıkmaları, kaleci Uğurcan gibi bir gözdenin ıslak topu elinden sektirmesi ve bazı oyuncuların özellikle karlı zeminde rakiplerinden gözle görünür ölçüde zorlanmaları dikkat çekti. Belki de Trabzonspor Sivas’a iki gün önce gidip zemin ve soğuk havaya adapte olmayı denemeliydi.

SİVAS’ TA TUHAF ZEMİN VE METE KALKAVAN

Bu arada Sivas 4 Eylül stadının zemininin yerden ısıtmalı olduğu bilgisine istinaden, özellikle kar yağışının yoğunlaştığı ikinci yarıda, zeminin Trabzonspor’ un hücum ettiği yarı tarafının sürekli kar dolu bembeyaz, Sivasspor’ un hücum ettiği yarının ise genellikle az karlı ve yeşil olması gibi tuhaf bir durum oluştu. Sosyal medyada da dillendirilen “Trabzonspor hücumlarını zorlaştırmak adına diğer yarı sahanın ısıtma sisteminin kasten çalıştırılmadığı“ iddialarına ihtimal bile vermek istemeyiz. Böyle bir uygulamayı hiçbir Türk kulübüne yakıştırmayız zira.

Ve Mete Kalkavan.

Yıllardır istisnasız her yönettiği Trabzonspor maçında, bir şekilde taraftar ve camianın tepkisini çekmeyi başaran(!) Kalkavan, yine aynı performansı gösterdi. Çok kötü bir yönetim gösteren Kalkavan, Sivassporlu Henrique’ ye daha maçın başlarında, hemen hemen tüm otoritelerce kabul edildiği üzere sarı ve kırmızı kartları çıkaramayarak, böyle bir zeminde bir oyuncu eksikliği gibi bir hata ile maçın kaderine etki etti. Saha çizgisini ihlal ettiği gerekçesi ile ligin en sakin teknik direktörlerinden birini, Abdullah Avcı’yı sorgusuz sualsiz, uyarısız kırmızı kartla ihraç etti. Oysa hemen her Süper Lig maçında hemen her teknik direktörün, İstanbul ‘da ki bazı teknik direktörlerin ise çok daha sık yaptığı basit bir çizgi ihlali idi, surata atılan tekmeye çıkmayan kırmızı kartın sebebi.

“Toplumda güvensizliğe sahip bir hakem” imajından bir türlü kurtulamayan hakemlerimizden biri, ne yazık ki sayın Kalkavan.

VISCA VE YENİ TRANSFERLER

Edin Visca ilk maçında istekli, koşan fakat etkisiz bir görüntüdeydi. Sanki diğer oyuncularla iletişimi henüz olgunlaşmamış. Anormal saha koşulları ilk maç için bir şanssızlıktı belki de. Yusuf Erdoğan için de benzer şeyler söylenebilir. İkinci yarıda koştu, bir şeyler yapmaya çalıştı. Hatta bir pozisyonda Sivas kalecisini geçen topu çizgiden çıkarıldı. Puchacz ise ilk maçta süre alamadı Abdullah Avcı’dan.

Yazının başında bahsettiğimiz rehavet, eğer özellikle transfer konusunda yönetimde de başlarsa Trabzonspor ağır bedeller ödeyebilir. Evet, stoper transferinden söz ediyoruz. Trabzonspor ne yapıp edip Edgar IE’nin boşalttığı yere minimum Edgar kalitesinde bir stoper bulmak zorunda. Yusuf Erdoğan’ın belirsizliği ve Abdülkadir Ömür’ ün bir türlü önlenemeyen zikzakları bir şekilde tolore edilebilir belki ancak Uğurcan’ın elinden kaçırdığı topa anında yetişip fırsatı kaza etmeyen arkadaşın yapacağı hataların telafisi ya çok zor olacak ya da hiç olmayacaktır.

YORUMLAR (8)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
8 Yorum