Trabzon’da eziyet kaldığı yerden devam ediyor
Şampiyon olduğu 2021- 2022 sezonundan beri son üç yıldır mütemadiyen taraftarını üzmekte ve adeta eziyet etmekte olan Trabzonspor, önümüzdeki sezonda bu eziyete devam edeceğe benziyor.
Trabzonspor taraftarları, hüsranla biten geçen sezonu bir nebze olsun unutabilmek ve bu sezon için küçücük te olsa umut kırıntıları biriktirmek amacıyla ekran karşısına geçtiğinde, yayıncı kuruluş ve ulusal spor kanallarının transfer bir yana, neredeyse bütün spor gündemini hapsettiği “Victor Osimen’in transfer haberlerinde” bu oyuncunun Trabzonspor’a attığı golleri izlemekten adeta bıktı.
Zira artık spor kanallarında Trabzonspor haberleri ya hiç verilmiyor ya da 2-3 saatlik bültenlerde 1-2 dakika ile geçiştirililiyor. Trabzonspor taraftarları da takımlarını, ekranda kulübe ait haberleri takip ederken değil de daha çok rakiplerinden gol yerken izlemekte.
Trabzonspor’un 10 milyonu aşan kitlesi hiçbir dönem bu kadar üç rakibinin transfer şovunu izleme propagandasına maruz kalmamıştı.
Ocak ayından beri yapıldığı söylenen takıma takviye görüşmeleri, şu ana kadar (Banza-Onuachu ve Pedro Malhero- W. Pina değişikliklerinin takviyeden ziyade ikame olduğu da ortadayken) sadece ve sadece, yaklaşık 10 milyon euro toplam maliyeti ile ve kimin niye alındığı hakkında pek bir fikir sahibi olmadığı genç Felipe Augusto’dan ibaret.
Son 3 yılda alınan oyuncuların bir çoğunun, hemen sonraki sezon elden çıkarılması için harcanan ve hatta pek başarılı da olunamayan çaba ortada iken, bu oyuncunun da Çiro İmmobile’nin işe yaramaz diye gönderildiği ligimizde, zirveye oynayacak bir takımın santraforu olmaktan daha ziyade “bir sonraki sezon kendisine kulüp aranılan tayfaya “ dahil olma olasılığı ister istemez insanın kafasını kurcalıyor.
Umarız şüpheler boşa çıkar da F.Augusto Trabzonspor için vazgeçilmez bir forvet olur.
Oysa Trabzonspor’un şampiyonluk sezonundan beri eksikleri bariz belli. Bu eksikler sadece geride bırakılan ve güçlükle ligi yedinci sırada bitirilebilinen geçen sezona ait değil.
Trabzonspor şampiyonluk sezonundan beri sekiz ve on numaralı mevkilerinde adeta yokları oynuyor. Stoper ve kanatlarda artık oldukça yaşlı ve müzmin sakat oyuncular var. Orta saha oyuncularının hemen hepsi birbirine benziyor; kısmen savunma yapabiliyorlar ancak ofansta yokları oynuyorlar.
Şampiyon olunan sezonda bu mevkileri dolduran oyuncular ile şampiyonluktan sonraki sezonlarda buralara transfer edilen oyuncular arasında resmen statü ve bariz kalite farkı var.
İşin anlaşılamayan tarafı da bu zaten.
Marek Hamsik,A. Bakasetas, V.Hugo hatta Cornellius gibi oyuncuları transfer edip bunlarla şampiyonluk yaşayan bir idareci aynı formayı Enis Bardhi’ye nasıl teslim eder? Hangi beklenti ile?
Maalesef bu durum üç yıldır böyle.
E. Bardi’lerin biri gidip diğeri geliyor.
Faturalar teknik adamlara çıkarılırken binbir emekle elde edilen maddi kazanımlar ve sponsorlukların da birçoğu boşa harcanmış oluyor.
Anlaşıldığı ve imzaya yakın olduğu söylenen oyuncuların son anda bir şekilde “alınamayışları” bir yana “ iş islak imzaya kaldı” denilen oyuncuların bir süre sonra kendi açıklamalarından” benim Trabzonspor’un teklifinden haberim bile yok” türü açıklamalarını okuduk, duyduk.
”Oyuncunun ailesi Trabzon’a gelmek istemiyor “ ya da” kız arkadaşı şehri beğenmedi” türü eski model komik mazeretler de şu sıralar adeta yeniden hortladı.
Bizzat tecrübelerden de malum olduğu üzere ötneğin Hose Ernesto Sosa ve ailesinin” hayatımızın en güzel günleri” diye bahsettiği yer olan Trabzon’a “ gerekli şartları oluşturabilirseniz” dünyadaki yıldız futbolcuların bir çoğunu getirebilirsiniz.
Bazı plansızlıkları, organizasyon eksiklerini ve yetersizlikleri arka plana atmak ve görünmemesini sağlamak için Trabzon şehrine ve Trabzonspor kulübüne haksızlık yapılmamalı.
Eğer sezon başında, önce Avrupa Ligi elemesi, ardından da Konferans Ligi elemesi oynayacaksanız ve bu maçların tarihleri aylar öncesinden de belliyse ve siz de bu duruma rağmen stoperinizi ve santraforunuzu ta eylül ayında yani ligin beşinci haftasında getirip, bu eksikler yüzünden her iki kupadan da elenerek 10-15 milyon Euro kaybediyorsanız ve dahi kulübünüz de Avrupa kupalarında artık yoksa “şehir ve takım” en son suçlanacak unsurlardır.
Son üç yıllık dönemde, transferlerin yetersizligi veya zamanında getirilemeyişi tek sorun değil Trabzon’da. Ayrıca arada bir yakalanan kaliteli ve kulübe katkı yapacak oyuncuların istihdamı ve elde tutulamayışı da başka bir sorun.
Örneğin geçen sezon ara transferde gelen sağ bek Meunier takıma çok ciddi bir katkı sağladı. Üst düzey bir kariyeri ve tecrübesi olan Belçikalı hatırlanacağı gibi bir bek olmasına rağmen attığı ve attırdığı gollerle Trabzonspor’u Türkiye Kupası’nda finale ve ligde de üçüncü sıraya taşıyan en önemli faktörlerden biri olmuştu.
Trabzonspor’un oyun planına da ciddi katkısı olan bu oyuncu ,sürpriz bir şekilde bir gece yarısı kamuoyuna da açıklanmayan bir sebeple sözleşmesini son dakikada fes etti.
Yerine alınan Pedro Malhero’da kötü oyuncu değildi hatta hemen bu sezon başında o da satıldı. Ancak şüphesiz Pedro bir Thomas Meunier değildi.
Bu fesih, bize göre geçen sezon Avrupa Ligi ve Konferans Liginden elenmenin yani milyonlarca Euro ve prestij kaybının, diğer yapılamayan ya da geç gelen takviyelerle birlikte en önemli sebebi idi.
Genlerinde iddia olan ve “ büyük” niteliğini alnının teri ile bizzat tarihten almış olan bir kulüp, bir yıl içinde 3 sağ bek değiştirmemeli.
Hele hele de bu sağ bekleri öyle kolay kolay bulamıyorsa.
Fatura teknik adamlara kesildi.
Ve tabi bunu fırsat bilen hatta bunun için çaba da gösteren yerleşikler de fırsatı kaza etmeyip hemencecik “hedef kovalamaktan çok klasik istihdam ekolünden” bir teknik adam devşiriverdiler.
Okuyanlar hatırlayacaktır, yerleşiklerin bu hazırlıklarını ifşa etmiş daha olmadan haftalar önce uyarmış, devşirilmeye çalışılan teknik adamın ortaya koyacağı berbat performans hakkında, o berbat performans henüz olmadan yani Trabzonspor zarar görmeden önce yazıp çizmiştik.
Trabzonspor ,
misyonu ve vizyonu gereği “ vaziyetleri idare edecek, durumu kotaracak, şu abinin dostu, bu dayının tanıdığı ya da hamili kart yakinimdir türü istihdam kovalayan” değil , başta şampiyonluk olmak üzere “HEDEF KOYABİLEN VE O HEDEFİN PEŞİNDE DİMDİK DURABİLEN” teknik adamlarla çalışmalıdır.
Sorun teknik adamda da değildi zaten. Hikayenin geri kalanını herkes biliyor.
————— ————
Sorunun teknik adam da olmadığı, bu sezonun da daha ilk yarısında yine ortaya çıkacak muhtemelen.
Ancak muhtemelen yine teknik adam suçlanacak ve muhtemelen görevine son verilecek yani kovulacak.
“Muhtemelen” kelimesi “şüphesiz gaybı yalnızca yaradan bilir” ihtiyatî ve Trabzonspor’un mevcut teknik direktörü olan Fatih Tekkenin çocuksu heyecanı ve canhıraş çabalarına olan saygı nedeniyle kullanılmıştır.
Yanılmayı, tekzip edilmeyi şiddetle ummakla birlikte , geleceğe dönük tahminleri satın alma adına işlem yapmak isteyenler bir önceki paragraftaki “muhtemelen” kelimesini görmezden gelebilirler.
———— ————-
Erzurum kampındaki zeminler ve maç yapılan ve bu maçların yayını olmadığından da izleyemediğimiz “olası taşra kompleksli” rakipler hakkında fazlaca bilgimiz olmadığı için uyarmak lazım.
Hazırlık maçlarında kendini göstermek için kıran, döken bazı taşralı oyunculara ve bozuk zeminlere çok oyuncu kaybettik , yıllardır. Özellikle de Gürcülere.
Onuachu gibi 20 milyon euroya mal olmuş bir Premier Lig yıldızını, asıl mesleği belki de marangozluk olan hırslı bir “kemikkıranın” önüne , köstebek yuvası gibi bir zeminde atmak hazırlık filan değil, açık bir hatadır.
Orsiç ve Trondsen örnekleri çok taze. Başka örnekler ve büyük kayıplar da var.
Bu arada Onuachu ile sağlık ekibinden hallice ilgilenilmeli. Bu oyuncuyu İstanbul hatta yurt dışında tekrar kontrol etmekte yarar var. Sağlık ekiplerinizin iyileştirdiği oyuncu sayısı, kaybettiklerimizden çok daha az. İşin de kolayını buldular, açıklamalarda hemen hiçbir bilgi vermiyor, böylece takipten de ustaca sıyrılıyorlar.
Fernandes örneği cap canlı, daha geçen sezon.
