Erzurum’da sessiz sedasız güzel şeyler oluyor. Erzurum Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürü Cemal Almaz’ın himayesinde şehrin değerli entelektüellerinden yazar Şahin Torun bir hayalini gerçekleştiriyor. Erzurumlu gençleri yazarlarla, kitaplarla buluşturmak ve karşılıklı sohbet etmelerini sağlamak. Amaçlarını şöyle açıklamış: Geleneği bilen ve geleceğe güvenle bakan “saf merak” sahibi bir neslin inşası için gençleri milletimizin ürettiği bütün birikimi ve dışımızda yaşananı gösterecek kitaplarla buluşturmak.
***
Şair Ali Ural’la birlikte katıldığımız altı farklı lisedeki programlarda öğrencilerin ilgisi, sordukları sorulara da yansıyan kitaba olan merakları bizleri çok etkiledi. Yazar olmak için yetenek gerekli mi, yetenek ve işçilik arasındaki denge nasıl kurulur, yazmaya nasıl başladınız ve ne zaman ben yazar oldum dediniz, okur sadece sizin kastettiğinizi mi anlamak zorunda, farklı anlamalara açık mısınız, ilk kitabınızı yazdıktan sonra hayatınızda ne değişti, edebi metinleri önceden baştan sona planlıyor musunuz yoksa doğaçlama mı gelişiyor, çok satan kitap daha mı değerli, ilk kitabınız yayımlandıktan sonra hayatınızda ne değişti, hissetmediğiniz şeyleri de yazar mısınız, kapak önemli midir ve arka kapaklar ne işe yarar gibi yazarı didikleyen zor sorular.
Gittiğimiz okullarda idealist ve öğrencileri için mesainin ötesinde çalışan çırpınan okul müdürleriyle karşılaşmak geleceğe dair ümitlerimizi yükseltti. Kazım Karabekir, Yakutiye, Palandöken ve şehrin oldukça uzağındaki Tortum ilçesinde gittiğimiz liselerdeki ilgi mutluluk vericiydi. Şenyurt beldesinin sadece yetmiş öğrencisi bulunan tek lisesinin dağların arasındaki konumu ise etkileyiciydi doğrusu. Okul müdürümüz okulun dağlara bakan bahçesine kendi eliyle meyve ağaçları, gül fidanları dikmişti. Bembeyaz narin gövdesiyle Huş ağacını da ilk kez burada görmenin heyecanını yaşadık. Tortum Gölü ve Şelalesi, Kaçkar ve Palandöken dağları, nice çayların derelerin döküldüğü gümrah Çoruh Nehri, Narman’daki Peribacaları şehrin görülmeye değer doğal hazinelerinden. Uzaklardaki bir belde lisesinde neredeyse hepsi söz almak isteyen, söyleyecek sözü olan, Şeyh Galip’i Hüsnü Aşk’ı bilen öğrencilerle karşılaşmak büyük moral oldu hepimiz için. Bizi Tortum’a götüren şoförümüz buranın tıpkı Hakkari’nin Şemdinli ilçesine benzediğini söyledi ki iki güzelliği de görmüş biri olarak katıldım ona; sulak araziler, taş evler, envai çeşit meyveler, bolluk bereket ile güzel insanlar.
***
Necip Fazıl Kültür Merkezi’nde sahneye konan İhanetin Tarihi oyunu da etkileyiciydi. Tiyatroyu yöneten Yusuf Ziya Kibar, sanat yönetmeni ve oyuncular gerçekten başarılı bir iş çıkarmışlar. Erzurum’da böyle yetenekli disiplinle çalışan genç oyuncularla karşılaşmak mutluluk verici. Şahin Torun vasıtasıyla buluşup sohbet etme onuruna eriştiğimiz şair,yazar, akademisyenler de Türkiye’nin sırtını yaslayacağı ilim irfan kaleleri. İsmail Bingöl, Ahmet Sarı, Reşat Coşkun ve daha niceleri.
Erzurum doğunun incisi, Selçuklu izleriyle dolu bir serhat şehri. Kimliğini asla kaybetmemeli. Fakat dağa çıkarken sağ tarafta yer alan kimi yapılaşmalar gerçekten şehrin kadim varlığına, maneviyatına zarar veriyor. Değerlerine tarihten süzülen derin irfana bağlı bir şehirde nasıl oluyor da insanların tek manzarası başkasının penceresi olacak kadar yakın binalar yapılabiliyor, mahremiyet bu denli ihlal ediliyor akıl işi değil. Kazım Karabekir Mahallesi Kurtderesi Mevkii’nde başlanan şehri mahvedecek yapılar da büyük hata. Elbette Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Beş Şehir’de anlattığı, yıldızlı göğün altındaki tek katlı nurani evlerin şehri Erzurum’un, zamanın şehirleri yeniden biçimlendiren ruhundan uzak kalması beklenemez. Fakat o benzersiz kimliğin korunması için azami gayret gösterilmesi o kadar da zor değil. Geç olmadan kültürü, medeniyeti taşıyan gelecek nesillere yeni bir mimari diliyle aktarma azmindeki bilince dönmemiz lazım. Misal Malatya, Bursa, Kayseri, Erzurum, her birinin ortak yönleri var elbette fakat birbirine benzemeyen biricik kimlikleri kendine özgülükleri titizlikle koruyalım ki bütün şehirler bir örnek site, AVM ve ruhsuz yapılarla aynılaşmasın.
Savaşların gürültüsüyle bütün iyilikleri bastırmaya çalışan zalimlerin dünyasında tertemiz kalpli öğrenciler ve öğretmenlerle buluşmak yazarlar için de ümit etmek ve yazmayı sürdürmek için büyük ilham kaynağı.
