Biden başımıza yağ sürer mi?
Bir Amerikan seçimi ilk defa Türkiye’yi bu denli ilgilendirdi.
Neden?
Çok mu iyi bir Amerikan başkanıydı Trump?
Çok mu ahlaklıydı?
Bize ne çok iyi Amerikan başkanı olmasından? Bize ne ahlakından, faziletinden?
Fazla gittim galiba. Başka bir memlekette de olsa, daha medeni, daha ahlaklı bir başkanın seçilmesinden memnun olmamıza bir mani yok.
Fakat, bizimle ilişkileri bizi daha fazla alakadar edebilir.
Bizi çok mu tutuyordu Trump?
Mesela, bizim ‘terörist’ bildiğimiz YPG’yle ittifakından geri durdu mu?
Biz Ege’de Yunanistan’la karşılıklı navtexlerle yaka yakaya gelirken, bizim için sembolik değeri çok yüksek olan Batı Trakya’da namlularını Türkiye’ye çevirerek tatbikat yapmaktan geri durdu mu?
Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanımaktan geri durdu mu?
Rahip Brunson’u bahane ederek Türkiye’de bir Dolar krizi çıkarmaktan geri durdu mu?
Papazı alınca yumuşadı ama...
Sonradan kaba saba bir mektup yazarak bunu gerekirse yeniden yapacağını söylemekten geri durdu mu?
Yooo... Hiçbir şeyden geri durmadı.
Fetö’yü iade mi etti? Fetö’nün faaliyetlerini kısıtladı mı?
Ne gezer! Himayeye devam.
Sadece şurada hakkını teslim etmemiz gerekir.
Rusya’dan S 400 almamızı şahsen anlayışla karşıladı. Dünya kamuoyu önünde bunu ilan da etti. Bu yüzden, kongrenin kabul ettiği yaptırımların uygulanmasını sürüncemede bıraktı.
Ama ABD’nin S 400’leri Türkiye ile ilişkilerde ciddi bir sorun olarak masada tutmasına mani olmadı.
Sürüncemede bıraktığı bir şey daha var. Ya da biz öyle zannediyoruz.
Rıza Sarraf’la ilgili davanın seyrini yavaşlattı.
Biz öyle zannediyoruz demem şundan.
Davanın bize sorun teşkil edecek safhaya gelmemesi Trump’ın bize olan sevgisinden değil de rutin işleyişten kaynaklanıyor olabilir.
Zannediyorum, Trump’ın sürüncemede bıraktığı farz edilen bu iki konu yüzünden Türkiye’de toplumun bir kesimi Trump’çı oldu. ABD seçimlerini izlerken Trump’ın tarafını tuttu.
Kendisi taraf tutmakla kalmadı, Trump’ın tarafını tutmayanlara kem gözle baktı, diş biledi.
Trump kaybedince onlar da kaybetmiş sayıldı diyebilir miyiz?
Bence gerek yok.
Peki, Biden Beyaz Saray’a taşınınca yağ mı sürecek başımıza?
Dünyaya adalet mi getirecek?
ABD’nin İsrail politikasında bir değişiklik mi yapacak?
Ege’de bizim tarafımızı mı tutacak?
Fetö’yü iade mi edecek?
YPG’yle ittifaka son mu verecek?
Vermez.
S 400’lerle ilgili yaptırımları uygulamaya koyar mı?
Zannetmiyorum ilk işi bu olsun. O da Trump gibi yapar. Gösterir gösterir, geri çeker.
İpi koparacak kadar germez. En fazla Trump’ın gerdiği kadar gerer.
Rıza Sarraf davasını Türkiye’nin başına bela eder mi?
Trump’ın bela ettiği kadar o da edebilir.
Bu işlerin seyri, siyasetin olayları yönetme kabiliyetiyle de ilgilidir.
İyi yönetilirse lehimize bile dönebilir.
Peki hiç mi anlamı yok, Trump’ın gidip Biden’ın gelmesinin?
Belki şöyle bir anlamı var.
Trump nobran bir adamdı. Lafın nereye gideceğini bilmeden -veya bilerek- ileri geri konuşuyordu. Hele de Avrupalı liderlere...
Mesela Merkel elini uzattığında kafasını öte tarafa çevirebiliyordu.
Biden öyle biri değil. Oturup kalkmasını bilir. Göstere göstere kabalık etmez.
Böylece, ABD’nin Avrupa ile ilişkileri eskisine göre normalleşir.
Bir şey daha.
Trump fanatik bir adam. Biraz ırkçı. Biraz da gürültücü.
Böyle bir adamın ABD başkanlığını yeniden kazanması dünyanın başka yerlerindeki ırkçı, aşırı sağcı, şiddete meyyal siyasetçilere moral verebilir. Dünya siyasetinde böyle bir temayülün önünü açabilir.
Trump’ın kaybetmesi bir ihtimal, suyun kaynamasını geciktirir.
Bitti seçim.
Herkese geçmiş olsun.
Bu seçimden geriye ne kalacak diye soracak olursanız...
Hani Ali İhsan Yavuz diyordu ya İstanbul seçimlerinde...
“Hiçbir şey olmamışsa, biz diyoruz ki kesinlikle bir şey oldu...”
ABD seçimleri, Yavuz’un bu tarihi cümlesinin gölgesinde geçti.
Kalırsa, benim aklımda bu kalacak.