Bu da yapıldığına göre...

1986 yılında kurulmuş. O zamanlar ortalıkta kimse yok. Ne siyasi ikbal, ne rant, ne devlet.

İlk zamanlar İlim Yayma Vakfı ve İSAV’ın salonlarında seminerler vermişler. O yıllarda İstanbul’da değildim. 1991’de Millet Caddesi’ne taşındıkları zamandan itibaren daha iyi takip ettim.

Haseki’de oturuyorduk, yolumun üstüydü. Çoğu zaman Cağaloğlu’na yayan gidip geliyordum. Seyrek de olsa uğruyordum.

Ne kadar seyrek? Yılda birkaç defa.

Ali Pulcu’yu tanıyorum ama fazla alışverişimiz olmadı.

Mustafa Özel İktisat ve İş Dünyası’nı çıkarıyordu. Millet Caddesi’ndeki adresi de bana o söylemişti.

Akif Emre’nin de çok emeği geçti; özellikle dergilere, yayınlara.

İlhan Kutluer’in, Şakir Kocabaş’ın, Turgut Cansever’in, Sadettin Ökten’in, Teoman Duralı’nın, Seyyid Hüseyin Nasr’ın, Ziyaüddin Serdar’ın, İlhan İlkılıç’ın, Ahmet Davutoğlu’nun, Necdet Subaşı’nın, İhsan Fazıloğlu’nun, Mehmet Genç’in, Halil İnalcık’ın, Ahmet Yaşar Ocak’ın, İsmet Özel’in ve daha bir çok ilim ve sanat adamının orada dersler veya seminerler verdiğini hatırlıyorum.

İsimlerdeki kaliteyi bakar mısınız?

Daha çok isim var. Ama bu andıklarım bile Bilim Sanat Vakfı’nın nasıl bir seviyeyi ve ilmi derinliği hedeflediği konusunda bir fikir vermeye yeter.

Seminerleri 2010’a kadar saymışlar. İnternet’teki sayfalarında o kadarını gördüm. 1351 seminer vermişler. Öğrenci sempozyumları düzenlemişler. 21 bin 893 öğrenci katılmış.

Tabii programlar 2010’dan sonra da devam etti.

Özellikle yüksek öğrenimini İstanbul’da yapan ve gerçekten iyi yetişmek isteyen gençler için ikinci bir yüksek öğrenim gibi bir işlev gördüğünü memnuniyetle izliyordum.

Hamaset yoktu orada, kimse gaz vermiyor, balon şişirmiyordu.

Bilgi vardı, düşünce vardı, sanat vardı, seviye vardı, tecrübe vardı.

Bu büyük bir nimetti. Öyle ki nazarım değer diye korkarsın.

Daha önce yazmıştım. Yeni Şafak’taydık, 28 Şubat’ın sıkıntılı, belalı günleriydi.

Oradaki seminerlerin, derslerin haberini bile yapmazdık, 28 Şubatçıların, Çevik Bir’in falan kulağına gider de Bilim Sanat Vakfı’na musallat olurlar diye.

(O zamanki adıyla) Gülen Cemaati eğitimde temayüz etmişti.

Milletin oğullarını ve kızlarını, okulları ve dershaneleri üzerinden devşiriyordu.

Bilim Sanat Vakfı onların erişemeyeceği bir alan oluşturdu.

Talebe avlamaya müsait bir ortam değildi orası. İnsan kullanmak, insan istismar etmek için kurulmamıştı.

Seviyeli, özgür düşünceli, fikrî istiklali olan, itiraz edebilen, sorgulayabilen insanlara hitap ediyordu.

Erişemediler, taklidini de yapamadılar.

Taklidini yaparsan yetiştirdiğin insan seni de sorgular. Halbuki sorgulanmak, böyle yapıların en istemeyeceği şeydir.

Bilim Sanat Vakfı bu anlamda daima temiz kaldı.

Yani Fetö ya da Fetöcülük bulaşamadı oraya.

Salı günü akşam bir dostumun mesajını gördüm.

Çocuk Vakfı’nın kurucu başkanı, şair Mustafa Ruhi Şirin’in Çocuk Vakfı antetli bir açıklamasını göndermiş.

“Az önce” diyor Mustafa Ruhi Şirin “Bilim ve Sanat Vakfı’na üç kişilik bir kayyum heyetinin atandığını öğrendim.”

Nee? Kapattılar demek!

Şaşırdım!

Şaşılacak bir şey mi bu devirde?

Aslında değil.

Fakat bazen dersin ya, “Herhalde bu kadarını yapmazlar.”

Benimki öyle bir şaşırma.

“Bugün kurucusu olduğum Çocuk Vakfı’na kayyum atanmış kadar üzgünüm” diye devam ediyor Mustafa Ruhi Şirin.

Sonradan başka yazarların, başka sivil kuruluşların, dostların açıklamalarını da okudum.

Bana sadece yapılanın yanlış olduğunu söyleyenler ulaşmış. Belki iyi oldu diyenler de vardır. Aşikare demese de içlerinden.

Çünkü öyle alıştık ki kulların fiilleri için ‘neylerse güzel eyler’ denilmesine...

Bu açıklamaları hayra yordum. Demek ki tamamen tepkisiz değiliz. ‘Vicdan’ diye bir şey hala varlığını sürdürüyor.

Tepki veren STK’ların bir kısmının artık ‘tatlısu’ STK’sı olduğunu düşünüyordum. Durum zannettiğim kadar kötü değilmiş.

Zarafet, güzellik, iyilik, estetik, herkeste aynı hisleri uyandırmaz.

Bazılarında hasede sebep olur.

Şuuraltında böyle bir şey mi var? Haset gibi?

Mümkün.

Aslında fazla tahlil gerektirmiyor.

Kendisini saklamaya ihtiyaç duymayan, nobran, taşkın bir eylem var ortada.

Bu da yapıldığına göre konu kapanmıştır.

YORUMLAR (30)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
30 Yorum