Geçide yaklaşırken lastikleri indirmek
Mazot donuyor eksi 20 derece civarında. Mazot donunca yürümüyor kamyon. Ne yapacaksın?
Çok kısa da olsa kamyon muavinliği tecrübem var. Zeki Ardıç’la rahmetli Hasan Cömert’in kulakları çınlasın. Az çok bir şeyler öğrendim onlardan.
Çekersin kamyonu. Etraftan tahta parçası, çalı çırpı toplarsın ya da vardır kamyonda limon kasası falan, onları yakarsın. Mazot eriyince yola devam edersin. Bunu bir kış Hasan Abi’yle Atkaracalar civarında bir yerde yapmıştık.
Atkaracalar da ne acayip kasaba ismi öyle!
Bir yolu daha var.
Egzozun borusuna ek yaparsın ve borunun ucunu mazot deposuna çevirirsin. Sıcak egzoz dumanı seyir halindeyken depoyu makul ısıda tutar, mazot donmaz.
Peki, bir geçidin altından geçeceksin. Yükün havaleli. Geçidin yüksekliğinden 5-10 santim fazla. O zaman ne yapacaksın?
Eğer sadece 5-10 santimse çok kolay değil ama çaresi var.
Geçide girmeden önce lastikleri ne kadar indirmen gerekiyorsa o kadar indirirsin.
Bugünlerde Türkiye bir geçide doğru ilerliyor.
Nedir o geçit?
Joe Biden geçidi.
Aslında AB yaptırımları da bir nevi geçit.
Bize yaptırım uygulayacaklar mı?
Az mı uygulayacaklar, çok mu?
Yoksa sadece yaptırım sinyaliyle mi yetinecekler? Ya da tehdidiyle?
Avrupalılar bunu tartışırken bile Biden’ın Türkiye’ye karşı muhtemel tutumunu göz önünde bulundurma ihtiyacı hissediyorlar.
Bu yazıyı okuduğunuz saatlerde bazı alametler belirmiş olacak.
AB’yle ilişkilerimiz zaten aşk-nefret arasında gidip geliyor.
Bizi sevmiyorlar. Bunu biliyoruz. Tamamen bırakmak da istemiyorlar. Biz de galiba bu ilişki tarzına alıştık.
Evet, AB yaptırım kararı alırsa bizim ekonomimizi hırpalar.
Ama asıl önemlisi, Avrupa’nın tavrını da etkileyecek olan, Biden’ın tutumu.
Görevi 20 Ocak’ta devralacak Biden.
Devralınca ne yapacak?
Trump döneminde muallakta tutulan yaptırımları gelir gelmez yürürlüğe koyar mı?
Başımıza yeni işler açar mı?
Yeri geldi, Davutoğlu Hoca’nın başbakanlığı sırasında CHP’yle koalisyon görüşmeleri yapılırken kamuoyuna mal olan o meşhur kelimeyi kullanayım.
Biz, Biden’ın tarafına ‘istikşafi’ bakışlar gönderiyoruz.
İstikşafi heyetlerle istikşafi temaslar sağlamaya çalışıyoruz.
Trump’la kurduğumuza benzer bir ilişkiyi Biden’la da kurabilir miyiz?
Berat Albayrak, böyle bir atmosferde görevinden ‘aff’edildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Adalet Bakanı Gül, böyle bir atmosferde sarf etti ‘hukuk reformu’ sözlerini.
Sonra Avrupa ve ABD hakkında sükunetli ifadeler:
“Kendimizi başka yerlerde değil Avrupa’da görüyor, geleceğimizi Avrupa ile birlikte kurmayı tasavvur ediyoruz. Amerika ile uzun ve yakın müttefiklik ilişkilerimizi bölgesel ve küresel tüm meselelerin çözümünde kullanma niyetindeyiz.”
ABD seçimleri öncesinde dolaşıma sokulan Biden videosunu unutmamız gerekiyor.
Hani, seçilmiş hükümete karşı darbe iması olarak yorumlanan kaset.
“Biden’a yabancı bir isim değilim. Obama döneminde gayet iyi tanıyan birisiyim. Evime kadar gelmiş olan birisidir. Rahatsızlığımda beni evimde ziyaret etmiştir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hukuk reformu söylemleri... Avrupa’ya, Amerika’ya yönelik mutedil sözler... Eski aşinalıkları hatırlatmalar... Sağlıklı, kavgasız gürültüsüz bir ilişkiyi davet eden üsluplar.
Tabii ki ülkenin selameti için daha uygun, daha makul.
Karşılık bulması, uluslararası ilişkilerimize de iç siyasete iyi gelebilir.
Karşılık bulması derken, sadece ABD’nin ve AB’nin aynı üslupla mukabele etmesini değil, ‘reform’ sözünün iktidar tarafından içinin doldurulmasını da kastediyorum.
‘Biden geçidi’ demiştim ya...
Bütün bunların zamanlaması... Bana mı öyle geldi?
Havaleli bir kamyonun geçide yaklaşırken lastiklerini indirmesine benzer bir tedbir gibi durmuyor mu?