Sayılı gün çabuk geçer’ diye bir atasözümüz var. 

Ben atasözlerine ihtiyatlı yaklaşırım. “Aaa! Atalarımız ne güzel söylemiş, ne söylemişse doğru söylemiş” demem. 

Herkesin ataları gibi, bizim atalarımız da, duruma göre bir şeyler söylemişler. 

Sayılı günün çabuk geçtiği doğrudur. Ama geçtikten sonra doğrudur. 

Vaat ederken hiç gelmeyecek zannedersin. Beklerken de çok yavaş geçer. 

“Borcumu on gün sonra öderim” derken uzun bir süredir on gün. 

Ama yedinci, sekizinci gelip vade yaklaşınca ‘ulan, zaman ne çabuk geçiyor’ dersin. 

‘Sayılı gün çabuk geçer’ sözünü, atalarımız, bize vade verirken iyi hesap etmemizi, günlerin hızla geçip gidebileceğini düşündürmek için söylemiş olabilir. 

Eğer maksat buysa, doğru söylemiş atalarımız. 

Hedef koymak, hedef göstermek siyasette iyi bir yöntem. 

Kendi kitlende bir iç dinamizm sağlıyor. Ayrıca gündem oluşturuyorsun. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan bu yöntemi kullanıyor. 2073’e bile hedef koyabiliyor. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan AK Parti’nin 2023 hedeflerini açıkladığı günlerde, 2023’e 12 yıl vardı. 

12 yılın gün gibi gelip geçeceğini düşünmemiş miydi Erdoğan? 

Bence düşünmüştü. Son derece samimiydi. 

Ve mümkün olduğu kadar gerçekçi hedefler koymuştu. 

2011 verilerine baktığımız zaman, hiç de imkansız görmüyorduk 2023 için konulan hedefleri. 

Şimdi hatırlayınca ‘güzel günlermiş o günler’ diyebilirsiniz. 

‘Güzellik izafidir, şimdi daha güzel’ de diyebilirsiniz. Artık size kalmış. 

2011’de kişi başına milli gelirimiz 10 bin 761 dolardı mesela. 

Hedefimiz de 25 bin dolardı. 

8 yılda 8 bin dolar artan ve aşağı yukarı üç katına çıkan gelir, müteakip 12 yılda neden 25 bin dolar olmasın? 

Bugün ne durumdayız? 

TUİK’in yontulmuş verilerine göre 7 bin dolar civarında. 

Hedeften epeyce uzaklaşmışız. Geri gitmişiz. 

O sıralar CHP de 2023 hedefi açıklamıştı. Kişi başına milli geliri 31 bin 500 dolar olarak ilan etmişti. 

Bana biraz uçuk gelmişti. Hatırlıyorum. 31’i anladık da demiştim, şu buçuk nereden icap etti? 

CHP milli hasıla hedefini 2,6 trilyon dolar olarak koymuş. 

2011’de milli gelirimiz 833 milyar dolar civarındaydı. 

O günlerde yaptığı konuşmada Cumhurbaşkanı Erdoğan 2023 hedefini 2 trilyon olarak gösteriyordu.  

2019’da 749 milyar dolara düşmüşüz. Bugünlerde daha da düşük. Yani 2023 hedeflerine yaklaşacağımıza uzaklaşmışız. 

İşsizlik? 2011’de yüzde 9,8. Hedefimiz yüzde 5. 

Bugün işsizlik, yine TUİK’in ıslah edilmiş verilerine göre yüzde 13,8. 

İhracat hedefimiz 500 milyar dolar. Neden olmasın? İyi çalışırsanız 134,6 milyardan 500 milyara çıkabilirsiniz. 

Biraz yavaş ilerlemişiz. 2020 ihracat hedefimiz 166 milyar dolar. 

Dolar dolar deyip duruyoruz... Ne kadardı ki dolar o zamanlar? 

Eminim bu kısmına herkes ‘güzel günlermiş’ der. 

150 kuruş civarında. En yükseği 156 kuruş. 

Şimdi aldı başını gitti dolar. 8 liranın bir altına çıkıyor bir üstüne... 

Düşünüyorum da... Doları arttırmamanın yolunu bulabilseydik, yani TL yerinde dursaydı belki de ulaşmıştık 2023 hedeflerine. 

2023 hedefleri ekonomiyle sınırlı değildi tabii. 

2012’de 63 maddelik bir hedef paketi açıklamıştı AK Parti. 

63 maddenin içinde ‘partilerin kapatılmasının tamamen kaldırılması’ vardı mesela. 

Bu hedefe tam ulaşılamadıysa da çok yaklaşıldı sanıyorum. 

‘İhtisas mahkemelerinde sayı ve çeşidin arttırılması.’ 

‘Anadilde savunmanın sorun olmaktan çıkarılması.’ 

‘Savunmada dışa bağımlılığı asgariye indirmiş bir Türkiye’ hedefler arasındaydı. 

Bildiğim kadarıyla bu maddeler gerçekleşti. 

‘Dokunulmazlık meselesinin yeni anayasa çerçevesinde evrensel kriterlere göre yeniden düzenlenmesi...’ 

Bu madde dokunulmazlığı kuvvetlendirmek için konulmuştu. Ekonomik hedeflerde olduğu gibi bunda da biraz geriye gittik. 

‘Başkanlık, yarı başkanlık ve partili cumhurbaşkanı meselelerinin tartışılması’ hedeflerin 10. Sırasında. 

Tartışma ne kelime? Çoktan geçtik bu hedefi.  

Kendimize özgü, başka hiçbir yerde olmayan bir Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi kurduk. 

Referandumu da, seçimi de yaptık. 

Şu anda ‘iyi mi yaptık, kötü mü yaptık’ tartışmasıyla meşgulüz. 

Sadece muhalifler mi? 

Hayır. İktidardakiler de tartışıyor. Ama sessiz sessiz tartışıyor.