‘LGBT’yi cümle içinde kullanmanın cazibesi

Geçen sene miydi emekli senesi? İktidar, biraz da mahçup, (‘mahçup’ sözün gelişi, siyasette mahçubiyet kaldırıldı çoktan) “Sevgili emekliler, sizinle bu sene pek ilgilenemedik, Allah izin verirse 2024’te ilgileneceğiz” mealinde beyanatlar veriyordu.

İlgilendiler. Bir meydan dayağı çekmedikleri kaldı.

Bu seneyi de “Aile senesi” ilan ettiler.

Emeklilerin ahvalinden haberdar olan aileler tedirgin.

Ülkeyi idare eden devlet büyüklerinin aileyi çok umursadıklarından şüpheliyim.

Zannediyorum, bu senenin “Aile senesi” ilan edilmesini, büyüklerimizin aileye olan düşkünlüklerinden ziyade LGBT kavramının cazibesine borçluyuz.

Aileyi, toplumun kadın, erkek ve çocukların oluşturduğu medeni bir birim olarak gören insanlar cinsel tercihleri bu çerçeveye uymayan tiplerden hazzetmezler.

Kendi çocuklarının, oğullarının ve kızlarının o istikamete sapmasından çok korkarlar.

Bu korku dünyanın her tarafında iş yapar.

Avrupa’da, Amerika’da, Asya’da…

Trump bile bu korkudan istifade etti.

Devlet büyüklerimizin asıl ilgi duydukları işte bu korkudur.

Bu korkunun derinliği, kapsamı toplumdan topluma değişebilir.

Son örnek çok ilginç.

Almanya’daki aşırı sağcı AfD’nin başkanı Alice Weidel lezbiyen olduğunu gizleme ihtiyacı duymuyor.

“20 yıldır tanıdığım bir kadınla evliyim ve iki çocuğumuz var” diyor.

Sorsanız, o da aile. İki kadın, iki çocuk.

Çocukların kimden olduğunu sormak büyük bir kabalık.

Weidel sadece ‘trans’lara karşı.

Weidel’in partisi AfD Almanya’da yüzde 20 oy aldı. İkinci parti oldu.

Bu gidişle birinci parti de olur.

AfD’nin Parti programında şöyle bir cümle var:

“Almanya’da geleneksel aileye verilen değer giderek kaybolmaktadır. Anne, baba ve çocuklardan oluşan aileyi toplumun çekirdeği olarak görmek ve çocukların ve ebeveynlerin ihtiyaçlarını karşılamak bir kez daha aile politikasının odak noktası haline gelmelidir.”

Demek ki aileyi savunan bir partinin lideri olmak lezbiyen olmaya mâni değil.

Bu cümlenin başka versiyonları da kurulabilir.

Bence, devlet büyüklerimiz, aileyi savunmak için yanlış bir yol takip ediyorlar.

Öncelikleri LGBT fobisinin rantından istifade etmek değil de aileyi savunmak ve korumak olsaydı memleketin ekonomisini taammüden bozmazlardı.

Daha önce değinmiştim, ihtiyaç doğdu tazeleyeyim.

Asgari ücret 22 bin 104 lira.

İki genç, bir kızımız ve bir oğlumuz yuva kurmak istiyor.

Bir ev tutmaları gerekiyor.

Çocuklarımızın ikisi de asgari ücretli.

Bu bir şans. Sadece birisi asgari ücretli olabilirdi. O zaman evlenmeyi düşünemezlerdi bile.

İki maaşlı oldukları için düşünebiliyorlar. Ama kara kara düşünüyorlar.

Çünkü İstanbul’da içinde ikamet edilebilecek küçük bir evin kirası 22 bin liradan fazla.

Diyelim, oğlumuzun aldığı asgari ücret ev kirasına gidecek

Kızımızın aldığı asgari ücretle de iki genç evlerini geçindirecek.

Mümkün mü bu?

Siyasetçilerin çay simit hesaplarıyla bile mümkün değil.

Arada kültür, sanat, başka sosyal etkinlikler, tatil ihtiyacı ve saire çoktan gümbürtüye gidiyor.

Çoluk çocuk?

Henüz yok.

Ama nüfusumuz azalıyor? Ne oldu en az üç çocuk?

İnek içti!

Kadının ve erkeğin, kızların ve oğulların birbirlerine erişiminin sınırsız ve maliyetsiz olduğu zamanlara geldik.

Böyle bir zamanda aile kurmaya karar veren gençler son derece kıymetlidir.

Fakat nerede o gençlerin kıymetini takdir edecek kafa?

Bir idare olarak hem ev kiralarını makul seviyede tutacak bir politika uygulamayı beceremiyor hem de ücretleri o kiraların çok zorlanmadan ödenebileceği bir seviyeye çıkarmayı başaramıyorsan; geçinmeyi mümkün hale getiremiyorsan yaptığın aile edebiyatı kuru gürültüdür.

Sen sadece LGBT lafını cümle içinde kullanmayı seviyorsun.

Aileyi değil.

YORUMLAR (41)
41 Yorum
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.