Meğer ilk 500’e girmişiz

Önceki gün akademik dünyamızın ahvaline biraz dokundum. İyi ki dokunmuşum. Benim düşündüğümden daha çok sıkıntı varmış.

‘İlk 500’de neden Türk üniversitesi yok?’ diye sormuştum.

Gerçekten de, baktığım listelerde İstanbul Üniversitesi’nden başka bir okul görememiştim.

Benim görmediğim listelerde varmış meğer.

Bir okurumuz “Boğaziçi, Atılım, Bilkent, Sabancı, Koç Üniversiteleri ilk 500’ün içindedir. Koç Üniversitesi 272’nci Sıradadır” diye yorum yapmış.

Bunun üzerine biraz daha veri karıştırdım.

Bir liste buldum. Daha doğrusu CNN Türk’ün sitesinde gördüm.

“Times Higher Education’un listesi” (THE) deniliyor haberde. 2016-2017 sıralamasında Türkiye’den 18 üniversite yer aldı.”

Tüh! Çuvalladık, dedim haberi görünce.

Bir taraftan da sevindim.

Ama, bazıları der ya, “İşsizlik azaldı da ben niye iş bulamıyorum?” Veya “Milli gelir yükseldi de ben niye hala aynı parayı alıyorum?”

Ülkemizin ilmi seviyesi benim düşündüğümden daha iyi seviyedeymiş, çok güzel, ama ben niye göremiyorum?

***

Böyle duygularla inceledim haberi.

Meğer, liste ilk 500 listesi değilmiş.

1000 üniversitenin sıralandığı bir listeymiş.

THE’nin web sitesini açtım, hepsine baktım.

Anadolu, Ankara, Erciyes, Gazi, Marmara ve Yıldız Teknik sıralamadaki yeri 800 ila 1.000 arasında.

Doğu Akdeniz, Hacettepe, İstanbul, İzmir Yüksek Teknoloji, ODTÜ ve TOBB Üniversiteleri 600’le 800 arasında.

İTÜ 500’le 600 arasında.

Bilkent, Atılım ve Boğaziçi ilk 500’ün, Koç ilk 300’ün, Sabancı ise ilk 400’ün içinde.

Türkiye’deki toplam üniversite öğrencisi sayısı 7.2 milyon.

Bu 5 üniversitede ise yaklaşık 35 bin öğrenci okuyor.

Demek ki Türkiye’deki üniversite öğrencilerinin yüzde 0.5’i ilk 500’ün içine giriyor.

İlk 400’de kaç öğrencimiz var?

7 bin 800.

Binde birden birazcık fazla.

Ya ilk 300’de? Veya Koç Üniversitesi’nde?

Listede öğrenci sayısı 2 bin 999 yazıyor.

Demek ki binde yarımdan az.

Takdir edersiniz ki bunlar Türkiye gibi iddialı, 80 milyonu aşkın nüfusa sahip bir ülke için çok düşük oranlar.

7 milyon 199 bin öğrencinin küsuratını
bile oluşturmuyor.

Ne dedik? Koç, Sabancı.

Neden başka yok?

Neden, ‘muhafazakar’ olduğu söylenen
holdinglerin iyi üniversiteleri bu sıralamalara
giremiyor?

Neden, bir kaçı dışında hiçbir ‘muhafazakar’ işadamı eğitime yatırım yapmıyor?

‘Muhafazakar’ lafını kerhen kullanıyorum.

Siyasi bir kavramdır muhafazakar.

Kendisinin ‘muhafazakar’ olduğunu söyleyenlerin hemen hiç biri muhafazakar değildir.

Hemen hepsi –en iyimser adlandırmayla- ‘oportünist’tir.

Bu da ayrı bir dert. Neyse, konudan fazla uzaklaşmayalım.

Dün, başka verilere de baktım.

Akademik yayınlar, önemli bir gösterge.

El-Cezire’den Umay Aktaş Salman’ın 2014’te yaptığı bir araştırma haberi dikkatimi çekti.

Bilimsel yayınlarda 30 ülke arasında 20’nci sıradaymışız. Bu tür listelerde, üst sıralarla orta sıralar arasında büyük uçurumlar oluyor ama, çok kötü bir yer değil 20’nci sıra.

***

Fakat, bizim akademisyenlerin yayınları okunmuyor.

Nereden anlıyoruz?

Atıflardan.

İlim adamlarımızın yaptığı yayınlar
atıf almıyor.

TÜBİTAK’ın verilerine göre, yayın sıralamasında mesela 20’nciysek, atıf sıralamasında 30’uncu, 40’ıncı sıralara düşüyoruz.

Neden olabilir?

İlim adamlarımız yeni bir şey yazmıyor. Bu bir sebep.

Bir de, parayla bilimsel makale yayımlayan, kimsenin okumadığı dergiler var. 100 dolar
veriyorsun bir makaleni yayınlıyorlar. Eğer yazabilirsen promosyon olarak ikinci makaleni
bedava yayınlıyorlar.

Akademisyenlerimizin önemli bir kısmı bu kolaylıktan istifade ediyor.

Güzelmiş değil mi?

Geçen yazımda akademik alemimizin heyecansızlığına, akademik hiyerarşinin kısıtlayıcılığına değinmiştim.

Esas sorun bu.

Değişik bir şey söyleyen, yeni bir bakış açısı getiren, yeni bir şey bulan tehlike çemberinin içine girmiş oluyor.

Çatık kaşlı profesör, içinizdeki heyecanı söndürüyor.

O zaman sen de suya sabuna dokunmayan ilmi yazılar yazıyorsun.

Sade suya tirit.

Muhtemelen YÖK de pek ‘vukuat’ istemiyor.

Sade YÖK değil. Rektörümüz, dekanımız...

Herkes sakin, sessiz dursun, başımıza iş çıkarmasın. Hepimiz mutlu olalım.

Hepimiz mutlu olunca, hiçbir şey
düzelmiyor tabii.

YORUMLAR (28)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
28 Yorum