Müslümanlığımızla yüzleşebilir miyiz?

Bizler vaktiyle iyi bir topluluk muyduk?

Ne demek ‘iyi topluluk?’ Şöyle bir şey mi?

Dürüst, güvenilir, merhametli, adaletli, ahlaklı, helale harama, kul hakkına riayet eden, kendisinin ve ailesinin boğazından haram lokma geçmemesi için çırpınan, haksızlığa karşı çıkan, hele kendisi haksızlık yapmayan, buna benzer vasıfların teşvik edildiği bir topluluk.

Buna bir çırpıda ‘evet’ demek zor.

Mükemmel değildik. İnsanların birbirine küçük çaplı numaralar çektiği bir çok vakaya tanıklık etmiştik.

Ama küçük çaplı numaralar.

Yine de genel anlamda ‘çok iyi’ değilsek bile ‘fena değil’dik.

Kötülere kıyasla ‘iyi’ iyilere kıyasla ‘fena değil.’

Meğer sınanmadığımız için ‘fena değil’mişiz.

‘Büyük numaralar’ çekme fırsatı bulamadığımız için ‘küçük numaralar’ çekiyormuşuz.

Bugün ilerledik.

Eskileriyle kabil-i kıyas olmayan büyük numaralar çekebilecek kudrete ulaştık.

Haksızlık yapmanın vasıtalarına kavuştuk.

Bu vasıtaları iyi şeyler için de kullanabilirdik. Hatta bazen kullandık da.

Ama menfilik için ve menfaat için kullanmaya daha teşneymişiz, bunu yaşayarak gördük.

Bir şeyi daha başardık.

Her birimiz kendi iç dünyamızda haksızlıkları, yolsuzlukları gerekçelendirecek, mazur gösterecek mekanizmalar geliştirdik.

Haksızlığı, yanlışları, sapmaları, yoldan çıkmaları, hukuksuzluğu, usulsüzlüğü savunmuyormuş gibi savunmaya yarayan fevkalade gelişmiş zihinsel mekanizmalar.

Bu mekanizmaları kullanarak kendimizi iyi hissetmeye dahi muvaffak olduk.

‘Şeytanın amellerimizi süslemesi’ böyle bir şey olmalı.

Bu istikamette öyle ileri gittik ki yanlışlarımızı doğruya tebdil eden fetvalar üretmeyi bile başardık.

Zamanın şartlarına göre (ya da kendi ihtiyaçlarımıza göre) ‘modifiye’ ettiğimiz ‘Müslümanlık’ bütün bu negatif özelliklerin içine sığabileceği tuhaf, orijinalinden tanınmayacak derecede farklı bir ‘realite’ haline geldi.

Mutasyona uğramış (mutant) bir Müslümanlık.

Öyle ki kıyamet kopsa, bize sınandığımızı ve sınavı kaybettiğimizi söyleseler, diyecek hiçbir şeyimiz, sığınacak hiçbir mazeretimiz yok.

Bu hali artık herkes görüyor, yaşıyor, tecrübe ediyor.

‘Herkes’ demekle hata ettim.

İçimizde neyden bahsettiğimizi tefrik edemeyecek kadar mesut ve mesrur hissedenler eksik değil.

Ama tefrik edenler de eksik değil.

Savruluşumuzu tasvir ederken sadece yaşadığımız ülkedeki dejenerasyondan bahsetmiyorum. Hemen her yerde böyleyiz.

Böyle bir durumda ne yapılır?

Susulabilir.

İnzivaya çekilinebilir.

Benim de bazen yaptığım gibi yakınılabilir, hayıflanılabilir.

Bunlar tabii ki sadra şifa seçenekler değil.

Sadece, akıntıya kapılmaktansa tercih edilebilecek ama her hangi bir sorunu çözmeyecek, belki sorunun mevcudiyetini hatıra getirecek seçenekler.

Prof. Dr. Ali Bardakoğlu’nun ‘İslam Işığında Müslümanlığımızla Yüzleşme’ kitabına bilhassa isminden dolayı bir yakınlık hissettim.

Daha ‘Sunuş’ bölümünde soruna işaret ediyor.

“...Bir buçuk milyarı aşkın İslam dünyası ve elli küsur İslam ülkesi olarak bir dizi sorunla karşı karşıya olduğumuz ve bunların bizi karamsar kıldığı doğrudur.”

“El-İslamu mahcubun bi’l Müslimin” diye Arapça yazmış.

“İslam, Müslümanlardan dolayı mahcuptur.”

Aynı hisler. Demek ki Ali Bardakoğlu hepimizin sorduğu soruların cevabını arıyor.

Üstelik, cevabı, bizi ümitlendirecek bir istikamette arıyor.

“...İçinden geçtiğimiz olumsuz gidişatın bazı çevrelerce sebebi olarak gösterilen İslam ve Kur’an’ın esasen bu gelişmelerin asıl mağduru olduğunu fark ettirmemiz son derece yararlı olacaktır.”

Yeniden başlayabilir miyiz?

Bunlar yanlıştı, etrafımızı temizleyelim, tozu toprağı süpürelim, ayıklayalım, doğru parçaları doğru yerlere koyup kendimizi yeniden inşa edelim.

Mümkün mü bu?

Tecrübe etmeden bilemeyiz.

Bunu bir girizgah sayalım.

Ali Bardakoğlu’nun önerdiği ‘yüzleşme’ye biraz daha temas etmek istiyorum.

YORUMLAR (92)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
92 Yorum