Referandum hayati, ya motivasyon?

Referandum sath-ı mailine girdik. Artık iki aydan az bir süre kaldı.

Milletin reyine sunulan Anayasa değişikliği, hayati bir değişiklik. Kırk senedir alışık olduğumuz düzen yeni bir safhaya girecek.

Memlekette yapılan seçimlerin anlamı değişecek.

Biz, daima, bir ‘Başbakan ülkesi’nde yaşadık.

Menderes, Demirel, İnönü, Ecevit, Özal, Erbakan, Erdoğan... Hep Başbakan.

Seçime giren liderimize, “Başbakan Erbakan” “Başbakan Demirel” “Başbakan Ecevit” diye sloganlar attık.

Ben, bu sloganların her birinin atıldığı sayısız miting izledim.

Kim var başta?

Başbakan.

Kimi seçiyoruz?

Başbakanı seçiyoruz.

Memleketi kim yönetiyor?

Başbakan.

Buna alıştık.

Şimdi değişecek.

Başbakanlık kaldırılıyor.

Yani, kafamızın içinde bir boşluk doğacak.

Alışık olmadığımız bir değişiklik bu. Ve büyük bir değişiklik.

Fakat, atmosfer, alışık olmadığımız şekilde sakin.

‘Daha ne istiyorsun? İşte, ortalık sakin. Bu iyi bir şey değil mi?’ diye sorabilirsiniz.

Haklısınız.

Sükunet, güzel şey.

Sükunetin, asayişle, huzurla ilgili kısmından memnunuz. İnşallah büyük bir kavga gürültü çıkmaz. İnşallah terör belası bugün, yarın, kıyamete kadar canımızı yakmaz.

Burası iyi.

Fakat, benim gözlemim, vatandaşta, önümüzdeki değişimin önemini yansıtacak bir heyecan, bir motivasyon yok. Var da, seçimi taşıyacak yükseklikte değil.

Anketler nasıl?

Anketler işte, biraz iyi, biraz kötü.

Daha doğrusu, iyi diyen de var, kötü diyen de.

Evet mi çıkar, hayır mı?

Anketlere bakarsan, ikisi de çıkabilir.

Böyle bir hava var.

Bana sorarsanız, bu hava eksik.

Siyasetçilerin, retorikle, polemikle değil, fitne fesatla hiç değil...

İyi şeylerle, zemini, referandumun önemiyle mütenasip hale getirmeleri lazım.

Ben, dış siyasette, motivasyon arttırıcı gelişmeler olur mu diye bakıyorum.

Ne olabilir?

Türkiye diplomasisi, mesela, Trump Amerikası’nı, Suriye’de kendi pozisyonuna yakın bir hale getirebilir.

Nedir bu?

PYD’nin, hiç olmazsa Obama Amerikası’ndaki durumuna nispetle geri plana çekilmesi.

Bunun müzakere edilebilir hale geldiğine dair işaretler var.

Ama sadece işaretler var.

Başka ne olabilir?

Malum, ABD, FETÖ’nün iadesini doğru dürüst tartışmıyordu bile...

Evrak, gelsin gitsin. Süreç işlesin. Sonunda ne olursa olsun.

Var mı bir ihtimal? İade konusunda?

Yok.

Vermezler. Gönderdiğimiz evraka lütfen bakıyorlar. Şöyle yan gözle.

Şimdi?

Şimdi sanki, iade konusu da müzakere edilebilir bir statüye yükselmiş görünüyor.

Eğer bu konuda çıplak gözle görülebilir ilerlemeler hasıl olursa, hele hele ‘iade’ kelimesini Amerikalılar telaffuz etmeye başlarsa, bu gelişme, içerideki havayı etkiler.

Referanduma, öyle bir havada girmek motivasyonu arttırır.

2007’de, “Cumhurbaşkanı’nı halk seçer” ibaresinin Anayasa metnine girdiği referandumda, hava sakindi.

Millet ‘evet’ dedi, ibare Anayasa’ya girdi... Ne muhalefet fark etti bunu doğru dürüst, ne iktidar.

Sonra, 2007 referandumunun oyları tesirini icra etti. Cumhurbaşkanı’nı doğrudan oylarımızla seçtik. Ve ‘Fiili Başkanlık Sistemi’ne ‘pratik’ olarak geçtik.

16 Nisan’da bu fiili durumun yazıya geçirilmesi oylanacak.

Bana göre, ‘başbakanlık sistemi’ sırasında şahit olduğumuz bütün seçimlerden daha önemli, bu referandum.

Layık olduğu ‘heyecan’ı hissetmemiz lazım.

Siyasilerimiz, iyi işlerle, hikmetle, doğru adımlarla, bunun yolunu bulabilir mi?

Bulsalar iyi olur.

YORUMLAR (12)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
12 Yorum