Şehrin ihaneti

Kerbela’yı ilk merhum Asım Köksal’ın “Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası” kitabından okumuştum.

Samsun’daydım o günlerde (1984-85 olabilir.) Saadet Caddesi’ndeki Akabe Kitabevi’ne zaman zaman uğrardım. Bazen havadan sudan bazen de kitaplardan konuşurduk. Kitapla ilgili birkaç kelam ettim.

Ertesi gün Akabe’nin emektarı Halit “Kerbela Faciası kitabından elimizde 8 tane vardı hepsi satıldı” dedi.

Şimdi de Taberi’den okuyorum.

Bugün Aşure. Muharrem’in 10’u. Hicri takvime göre Hz. Hüseyin’in şehadetinin 1384. Yıldönümü. Miladi tarihi 10 Ekim 680. Zihinlerimiz Miladi takvime daha alışık. Miladi hesapla 1343 yıl olmuş Yezit’in askerleri Hz. Hüseyin’i ve arkadaşlarını (72 Müslümanı) katledeli.

Kufeliler Yezid’in halife ilan edilmesinin ardından mektuplarla ve elçiler vasıtasıyla ısrarla davet ettiler Hz. Hüseyin’i.

“Bismillahirrahmanirrahim. Hüseyin bin Ali’ye. Şiasından olan mümin ve Müslümanlardan. Buyur gel. İnsanlar seni bekliyor. Senden başka tercihleri yoktur. Acele, acele! Esenlikler diliyorum.”

“Çevre yeşerdi, meyveler olgunlaştı ve yeşil yeryüzünü kapladı. Dilersen hazır bekleyen askerlerinin başına geç.”

“Bizim başımızda gerçek imam yoktur. Nu’men b. Beşir valilik konağında duruyor. Cuma’da ve bayramlarda onunla buluşmuyoruz.”

“Elçiler Hüseyin’e 353 sayfa mektup götürdüler. Kimi sayfalar bir kişiye kimi de üç kişiye aitti.”

Hz. Hüseyin amcasının oğlu Müslim b. Akil’i gönderiyor Kufe’ye.

Kufe ahalisi Müslim’in etrafında toplanıyor. 14 bin kişi Müslim’e biat ediyor.

Bir şehrin ihanetine tanık oluyoruz bundan sonra.

Yezid Ubeydullah b. Ziyad’ı Kufe’ye tayin ediyor.

Ubeydullah yüzünü ve başını sarmış şehre girerken.

İnsanlar Hüseyin’in geldiğini sanıyorlar. “Hoş geldin ey Resulullah’ın kızının oğlu” diye selamlıyorlar.

Müslim b. Akil maiyetindeki 4 bin kişiyle vali konağına doğru yürüyor.

“İbn Akil ile dört bin kişi olarak yola çıktık. Ancak valilik konağına varmadan bu sayı üç yüze düştü.”

“Akşam olduğunda Müslim’in yanında mescitte otuz kişi kalmıştı. Akşam namazı kılındığında İbn Akil ile yalnızca otuz kişi namaz kıldı. Bunun üzerine Kinde kabilesinin kapılarına doğru gitti. Oraya varıncaya kadar yanında on kişi kalmıştı. Girdiği kapıdan çıktığında yanında hiç kimse kalmamıştı.”

Neden böyle oldu? Neden terk edildi?

İbn Ziyad’ın adamları Emir “Zürriyetinizi tahsisattan mahrum bırakacak” “Savaşçılarınızı karşılıksız olarak Şam diyarındaki gazalara çıkaracak. Suçlunun yanında masumu hazır olanın yanında gaip olanı da sorumlu tutacak” diye tehdit etti.

Hangisi daha tesirliydi acaba tehditlerin? Tahsisatın kesileceği mi savaşa gönderilmek mi?

“Kadınlar gelip oğluna ya da kardeşine “Ayrıl buradan bu insanlar senin yerine de savaşır” diyordu. Adamlar gelip oğluna ya da kardeşine “Yarın Şamlılar gelecek. Savaşı ve şerri ne edeceksin? Bırak ayrıl” der ve götürürdü.”

Yalnız kaldı Hz. Hüseyin’in amcası oğlu Müslim.

Bir Kufe akşamında yabancı sokaklarda hiçbir şiirin anlatamayacağı kadar yıkıcı bir yalnızlık.

“Etrafına baktı ona yol gösterecek, sığınacağı bir eve gitmesine yardımcı olacak, karşısına bir düşman çıkarsa ona teselli verecek kimse yoktu. Başıboş bir şekilde Kufe sokaklarında kâh sağa kâh sola yönelerek nereye gideceğini bilmeden yürüyordu. Nihayet Kinde’nin Beni Cebele muhitine vardı. Burada biraz yürüdükten sonra Tav’a adında bir kadının kapısının önüne geldi. Müslim kadına selam verdi. Kadın selamını aldı. Müslim ona “Ey kadın! Bana su ver” dedi. Kadın içeri girip ona su getirdi. Kadın su kabını içeri götürünce Müslim durduğu yerde oturdu. Kadın çıkınca ona “Ey Allah’ın kulu, su içmedin mi?” dedi.

Müslim “Evet içtim” dedi. Kadın “O zaman ailene git” dedi. Ancak Müslim ona cevap vermedi. Kadın sözünü tekrarladıysa da Müslim sustu. Kadın bu kez ona “Benim hakkımda Allah’tan sakın. Süphanallah ey Allah’ın kulu ailene git, Allah afiyet versin, kapımda oturmanın sana bir yararı yok ve senin için caiz de değil” dedi. Bunun üzerine kalktı ve şöyle dedi: “Ey kadın bu şehirde ne bir evim ne de aşiretim vardır. Bir iyilik yapmak ve sevap kazanmak ister misin?” dedi. Kadın “Ey Allah’ın kulu ne demek istiyorsun” dedi.

Müslim “Ben Müslim bin Akil’im. Bu kavim beni kandırdı ve bana yalan söyledi” dedi. Kadın “Sen Müslim misin?” dedi.

Kadın Müslim’i misafir ediyor. Yemek teklif ediyor Müslim istemiyor.

Ertesi gün kadının oğlu Müslim’i ihbar ediyor. Müslim vahşice şehit ediliyor. Başı Yezid’e gönderiliyor.

Kufe’de Müslim bin Akil’in başına gelenler Kerbela’nın birinci faslıdır.

Bu fasıldan tarihe miras kalan iki acı gerçek. Kufe’nin ihaneti ve Müslim’in yalnızlığı.

YORUMLAR (27)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
27 Yorum