Siyaseti kürsüye, minbere çıkartmayın

Deizmin ve ateizmin gençler arasında hızla yayıldığına dair söylentiler var.

Siyasetçiler kendi iktidarlarında böyle bir eğilimin yaygınlaştığına dair söylentileri sevmiyorlar.

Biz dindar nesil yetiştirmeye uğraşırken nasıl olur böyle bir şey? Saçma! Kamuoyu yoklamaları da yanlış, Türk gençliğine iftira atıyorlar!

Dikkat ederseniz bu tür yoklamaların arkası kesildi.

İhsan Fazlıoğlu Hoca 2018 yılında bir panelde söylemiş.

“15 Temmuz’dan bu yana benim odama 17 tane başörtülü, deist bile değil tanrıtanımaz öğrenci gelip benimle bu konuları konuştular. Başörtülü, öyle geleneksel de değil, bildiğin başörtülü. Aileleri de örtülü aile. Ortak neden sahnede dini temsil ettiğini söyleyen insanların eylemlerinin sonucudur. Mesele bu kadar ciddidir.”

Fazlıoğlu’nun bu cümlesini muhabirimiz Büşra Cebeci’nin “Herkes İstediği Gibi Yaşasın” kitabından aldım. (İletişim Yayınları, Büşra Cebeci-Nevşin Mengü.)

Prof. Dr. Ali Köse’nin “Dinin Geleceği” kitabının ana fikri de insanların dinden uzaklaşması.

Ali Hoca ağırlıklı olarak batıdaki durumu incelemiş, ama kitabı “kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla” mantığıyla, Türkiye içindekiler de kandilerine düşen hisseyi alsın düşüncesiyle yazmış.

İhsan Fazlıoğlu’nun söylediği “Sahnede dini temsil ettiğini söyleyen insanlar” kim?

Hocalar. Müftüler, vaizler, imamlar, müezzinler. Tabii onlar vitrinde, olağan şüpheli sınıfındalar.

Etkileri, sorumlulukları sonrakiler kadar değil.

Sonrakiler?

Cemiyette dindar bilinen insanlar. Esnaf, müteahhit, bürokrat…

En etkilileri?

Siyasetçiler. Bilhassa dindar nesil yetiştirmeyi üstlerine vazife olarak alanlar.

Yolsuzlukla İslamcılığı aynı bedenin ve aynı kafanın içine sığdırmaya muvaffak olan herkes.

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın hutbe çalıştayında söz aldığımda hutbenin içeriğiyle hutbeyi irad edenin zihnen ve ruhen uyumunun önemli olduğunu söylemeye çalıştım.

Yalancı birinin insanlara “Yalan söylemeyin” diye nasihat etmesi insanların yalandan, gıybetten, kötülükten kaçınmasına yardımcı olabilir mi?

Söylediği sözle, ettiği nasihatle çelişen, ele talkını verip kendisi salkımı yutan hatibin, vaizin, imamın hatta toplumun içine de bakalım, annenin, babanın, öğretmenin, siyasetçinin, liderin, kanaat önderinin cemiyete faydası olabilir mi?

Neden ‘dindar nesil’ değil de ‘deist nesil’ çoğalıyor?

Hutbeleri her hafta yaklaşık 22 milyon kişi dinliyormuş.

Başkan Erbaş bu sayının hutbeyi yayınlardan ya da televizyonlardan dinleyenler ilave edildiğinde daha yüksek olabileceğini söylüyor.

22 milyon da çok büyük bir sayı.

22 milyon iyi adam dünyayı kurtarır.

Niye kurtaramıyor?

İhsan Fazlıoğlu’nun dediği gibi, dini temsil edenlerin eylemlerinin dinle çelişmesi bir faktör olabilir mi?

Olabilir.

Gelelim, Oflu esnaf arkadaşın “Sizin çamenize da kelmeyirum” demesine.

Konuştuğu minberin sorumluluğunu taşımaya gayret eden hatipler tabii ki sözlerine dikkat ediyorlar.

Cami cemaati Ak Partililerden ibaret değil. Camiye giden CHP’li, DEM’li, Saadet Partili, Yeniden Refah’lı, İyi Partili… Partilerin hepsini saymayayım şimdi, değişik siyasi görüşlere sahip insanlar var.

Hatip, onlara hitap ederken bazen açıktan, bazen ima yoluyla bir siyasi görüş empoze etmeye çalışırsa, iktidarın birtakım politikalarına ara sıra selam çakma ihtiyacı duyarsa o insanlar dinlerinden soğumasalar bile camiden, cumadan soğuyabilirler.

Bazı hatipler, bazı dini kisveli YouTube fenomenleri bu tür selam çakmalardan kendilerini alamıyorlar.

Oflu arkadaşı camiden soğutan böyle bir şey olmalı.

Çalıştayda söz aldığımda bu Oflu arkadaş da hatırıma geldi.

Bu yüzden, çalıştaydaki yetkililere siyaseti kürsüye, minbere çıkarmamak gerektiğini de söyledim.

Hutbeyle ilgili başka sorunlar da gündeme geldi.

Mesela bazı imamlar hutbeyi cep telefonundan okuyormuş.

Hayret, bana hiç rastlamadı.

Ağırlıklı görüş hutbenin telefondan değil kâğıttan okunması yönünde.

Fakat, köylerdeki, ellerinin altında yazıcı bulunmayan imamların hutbeyi cep telefonundan okumak dışında seçenekleri yokmuş.

Benim için iyi bir tecrübeydi. Diyanet açısından da kaliteli bir çalışmaydı.

İnşallah bereketli olur.

YORUMLAR (68)
68 Yorum
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.