Ay yarışı hızlanıyor
Uzay çalışmaları her hafta başka gelişmeler ile baş döndürücü bir hızla ilerliyor. NASA 50 yıl aradan sonra yeniden Ay’a insanlı uçuş yapmamın planlarını yaparken, bu kez Ay’da kalıcı bir üs için kolları sıvamış durumda. Hatta kendisine 3 tane taşeron şirket seçti. Bu şirketler NASA’ya Ay’a malzeme taşımada ve uzay aracı tasarlama konusunda yardımcı olacaklar.
2019 yılının başında ise Çin Ay’ın görünmeyen yüzüne bir uzay aracı indirmeyi başarmış ve bitki yetiştirmeyi denemişti. Lakin filizlenmeye başlayan bitkiler Güneş görmez olunca oracıkta ölüverdiler. Çin bu başarısı ile ABD ve Rusya’dan sonra Ay’a yumuşak iniş yapabilen üçüncü ülke oldu.
2007 yılında Google bir yarışma başlattı. Google Lunar X Prize veya Moon 2 olarak adlandırılan yarışma şartlarına göre Ay’a gönderilmek üzere bir uzay aracı inşa edilecek ve devlet yardımı almadan, tamamen özel teşebbüs ile desteklenecek, Ay üzerine inip 500 metre yol alacak ve Dünya’ya yüksek çözünürlüklü resim ve video gönderecekti. Bu yarışmada kazanan olmadı lakin İsrail’den bu yarışmaya katılan ekip zengin iş insanlarının da desteği ile Ay’a bir uçuş gerçekleştirdi. Lakin iniş aşamasında kontrolü kaybedip Ay yüzeyine çakıldı. Geçtiğimiz hafta NASA’nın Ay’ı gözetleyen uyduları uzay aracının enkaz görüntülerine ulaştı. İsrailli işadamları Ay’a gidecek yeni bir araç tasarlamaları için kesenin ağzını açtılar ve birinci denemedeki noksanlıkların giderilerek başarılı bir Ay misyonu için destek vereceklerini açıkladılar.
Gelecek Ağustos ayında Hindistan Uzay Ajansı ISRO’da Ay’a bir gezgin ve beraberinde Ay’ın yörüngesine göndereceği uzay araçları için gün sayıyor. Chandrayaan-2 adı verilen bu araç aynı zamanda NASA’nın bir emanetini de Ay’a götürecek. Hindistan Uzay Ajansı NASA’nın tasarladığı ve gelecekteki Ay misyonlarında çok daha ince hesaplar yapmak için kullanılacağı Lazer yansıtıcıyı da Ay yüzeyine yerleştirecek. Hindistan bu misyon için öncelikle Ruslarla işbirliği yaptı fakat bu ortaklık uzun sürmedi ve Hindistan kendi başına Ay misyonunu geliştirme kararı aldı. Fakat bunun yan etkisi olarak Ay misyonu planlanandan bir kaç yıl gecikmeli oldu. Hala da belirsizlikler sürüyor.
Ay yarışında devletler ile beraber özel şirketlerde yer alıyor. Geçtiğimiz hafta milyarder işadamı ve Amazon’un sahibi Jeff Bezos sahibi olduğu özel uzay şirketi Blue Origin tarafından inşası süren “Blue Moon- Mavi Ay” uzay aracını Ay’ın güney kutbuna göndermek istediğini açıkladı. Washington, D.C.’de sadece özel davetlilerin katıldığı bir etkinlik sırasında, Bezos, şirketin ayın güney kutbunda su bakımından zengin ve 13 mil genişliğindeki Shackleton kraterini hedeflediğini açıkladı.
Ancak Çin hariç bütün Ay misyonları güney kutbuna odaklı. Orası özel kılan ise Güneş sistemindeki bilinen en büyük kratere sahip olması. Güney Kutbu Aitken Havzası olarak adlandırılan bu bölge bilim insanlarının en çok araştırmak istediği bölgelerden birisi. Aynı zamanda yüksek miktarda donmuş su yani buz var. Bu kraterin içinde başka kraterlerde var. Bir nevi krater içindeki krater içindeki krater ve yaklaşık 13 kilometre derinliğe sahip. Bu dev havza büyüklüğünün yanı sıra, Ayda daha kalıcı bir yer edinme niyetinde olanlar için çok önemli kaynaklara sahip. Bunların en önemlisi su ve çok Güneş görmesinden dolayı elde edilecek Güneş enerjisi. Ayrıca buraya kurulacak bir üs gelecekte Mars ve ötesine yapılması planlanan insanlı uçuşlar için altyapı ve tecrübe kazandıracak.
Ay’da su olan bir bölgeye üs kurmanın diğer bir güzel tarafı ise Güneş’ten elde edilen elektrik enerjisi ile su molekülleri birbirinden ayrılabilecek. Böylelikle Ay’da kurulacak uzay üssünde yaşayacak astronotların hem su ihtiyacı, hem nefes almak için oksijen ihtiyacı, hem de Dünya’ya dönmek isteyenler için roket yakıtı olabilecek. Çünkü şu an roket yakıtı olarak en fazla oksijen ve hidrojen kullanılıyor.
Hal böyle olunca Ay’ın güney kutbuna olan alaka artınca oradaki emlak fiyatlarının ne olacağı da tartışma konusu oluyor. Çin Ay için ABD’nin “babasının tapulu malı” değil yorumunu yaparken oradan çıkarılacak madenler de başka bir tartışma konusu olmaya devam ediyor.
Ay yarışında diğer önemli bir özel şirket ise tabiki Elon Musk’ın SpaceX’i. SpaceX şu günlerde uzaya gönderdiği 60 internet uydusuyla astronomların tepkisi çekti. Çünkü gönderilen uydular ışık saçıyor ve planlanan 12 bin uydu var. Elon Musk bu uydular ile bütün Dünya’ya ve özellikle erişilmesi güç kırsal alanlara bile yüksek hızlı internet götürmeyi planlıyor.
Starlink ismi verilen proje kapsamında uzayda Güneş enerjisi ile çalışan, 250 kiloluk haberleşme uyduları, hem optik hem de radyo bağlantıları aracılığıyla birbirleriyle iletişim kuracak. Yerdeki kullanıcı ağa bağlandığında gökyüzünden geçen yeterince geniş bir uydu dizisi ile, sürekli, hızlı ve kesintisiz internet hizmetine erişebilir olacak.
Ayrıca, SpaceX her uydunun “yörüngede enkazları izleyebileceğini ve alıcıları sayesinde başka uydularla çarpışmayı önleyebileceğini” ve uyduların yüzde 95’inin ömürlerini tamamladığında Dünya’nın atmosferinde hızla parçalanacağını söylüyor.
Ancak astronomlar bu gelişmeden şikayet ediyorlar. Çünkü gökyüzünde 12 bin tane yapay yıldız olacak ve yeryüzünde milyar dolarlar harcanarak kurulan radyo teleskopları ile neredeyse aynı frekansta çalışacak. Bu da büyük bir sinyal kirliliğine sebep olacak. Ayrıca optik gözlem yapan teleskoplar gökyüzündeki 12 bin sahte yıldızın kayıtlarını tutup uzaydan yaptıkları gözlemlerde bu “yıldızları” görüntüden çıkarmak zorunda kalacaklar. Bu da onlara hem zaman kaybı hem de bilgisayar gücü açısından büyük bir yük getirecek.
Konumuza geri dönersek SpaceX geçen yıl ünlü Japon bir işadamıyla Ay’ın etrafında tur atıp getirmek üzere sözleşme imzalamıştı. Ancak Japon işadamının işleri artık iyi değil ve eskisi gibi para kazanamıyor. Bu durumda Ay seyahatinin hala geçerli olup olmadığını bilemiyoruz.
NASA en geç 2024 yılında Ay’a insanlı bir uçuş için çalışmalarını sürdürürken Trump hükümeti NASA’ya bu işi başarıyla yürütmesi için 1.6 milyar dolar ek bütçe verdi. Darısı Türk Uzay Ajansımızın başına…
Bu haftaki yazımızı 17 yıldır yurtdışında yaşayan birisi olarak Almanya’ya göç eden Türklerden alınmış bir sözle noktalayalım:
“Gurbet bize dokunmaz, 2 yıl çalışıp döneriz diyorduk. Ama o bayram sabahı yok mu, işte onu hesap edemedik. Koca adamlar kuzu gibi meledik”.
Bayramınız Mübarek olsun!