NASA’nın ötegezegen avcısı öldü

Dünya’nın en değerli ötegezegen avcılarından birisi olan NASA’nın Kepler Uzay Teleskobu yakıtını tüketerek sessizliğe büründü. Yaklaşık 10 yıldır uzaydan yıldızları izleyip 3837 tane ötegezegen keşfeden ve başka dünyalar hakkında inanılmaz bilgiler elde etmemizi sağlayan uzay aracı artık Dünya’ya bilimsel veri gönderemeyecek ve cansız bedeni Güneş etrafındaki yörüngesinde dönmeye devam edecek.

Kepler Uzay Teleskobu’nun bu kainat hakkındaki bilgilerimizde devrim yaptığını söylesek abartmış olmayız. Onaltıncı yüzyılda Giordano Bruno rüyasında başka yıldızlara yolculuk yapmış ve bu yıldızların yörüngesinde dolanan başka gezegenler olduğunu görmüştü. Bunu dile getirince de Roma’da önce sekiz yıl hapse atılmış, görüşlerini değiştirmesi istenmiş ve değiştirmeyince de diri diri yakılmıştı. İşte Kepler Uzay Teleskobu 2009 yılından beri gökyüzünde gördüğümüz binlerce yıldızı inceledi ve bizlere bu yıldızların hemen hepsinin yörüngelerinde gezegenler taşıdığını ve bu dünyaların kabaca beşte birinin Dünya’ya boyut ve yörünge olarak çok benzediğini gösterdi. Başka bir deyişle, Kepler gezegenlerin yıldız oluşumunun ortak bir sonucu olduğunu ve nadiren bir olayın sonucu olmadığını söyledi. Şimdi diğer yıldızların yaşanabilir bölgesinde dolaşan küçük gezegenlerin bol olduğunu biliyoruz. Ötegezegen biliminin geleceği çok parlak.

Şimdi uzaydaki en keskin gözümüz olan uzay teleskobumuzu kaybettik. Ancak teleskobun son 10 yıldır topladığı bilimsel veri hala yeni keşifleri bekliyor. Kepley hayata veda etmeden önce bir de başka bir bir yıldızın yörüngesinde dolanan bir ötegezegenin yörüngesinde bir öteAy da keşfetmişti. Bilim insanları şimdi Kepler’in Dünya’ya gönderdiği verileri alıp süper bilgisayarlarda analiz edecekler ve daha bilmediğimiz ilginç sırları bu verilerin analizinden sonra öğreneceğiz.

Bu veriler analiz edildiğinde Kepler’in bulduğu ötegezegenler gruplara ayrılarak haritaları çıkarılacak. Bu gezegenlerin iç yapılarından, kabuklarına ve atmosferinde bulundurduğu gazlara kadar her türlü veri en ince detaya kadar araştırılacak.

2009 yılında uzaya fırlatılan Kepler dört yıl boyunca gökyüzünün kuzey taraflarını ve onların ışıklarını transit yöntemiyle inceledi. Bir gezegen, bir gözlemci ile yörüngesindeki yıldız arasından doğrudan geçtiğinde, o yıldızın ışığını engeller. Yıldızın ışığındaki bu kısa değişiklik, bizim uzak bir yıldızın etrafında bir dışsal gezegenin varlığını anlamamız için yeterlidir. Bir transitin büyüklüğü ve uzunluğu bize o gezegen hakkında çok şey anlatabilir. Büyük gezegenler daha fazla ışığı engeller, böylece daha derin ışık eğrileri oluştururlar. Ayrıca, bir transit olayı ne kadar uzun sürerse, o gezegenin yıldızdan o kadar uzak olduğunu, ne kadar kısa sürerse de ne kadar yakın olduğunu anlarız. İşte Kepler bu yöntemle tam 3837 ötegezegen keşfetti.

2013 yılında bazı parçaları çalışamaz duruma geldi. Son birkaç yıldır misyon yöneticileri yakıtın tükeneceğini biliyordu ve uzay aracının gaz deposunu yeniden doldurmanın hiçbir yolu yoktu. NASA yöneticileri uzay aracını emekliye ayırıp Dünya’dan çok uzak bir noktada ve tehlike oluşturmadan kendi yörüngesinde kalmasını uygun gördüler. Son iki hafta ise uzaydan gözlem yapmak yerine, kalan yakıtıyla sadece topladığı verileri Dünya’ya göndermesini sağladılar. 30 Ekim 2018, salı günü de Dünya ile bağlantısı kesildi.

NASA’nın ötegezegen avcısı öldü. Lakin gönderdiği veriler bilim insanları tarafından incelendiğinde öldükten sonra bile astronomi bilimine yeni keşiflerle katkı sağlama ihtimali yüksek. Kepler’in bize verdiği en önemli ders ise bizim Dünya’lılar olarak çok da önemli olmadığımız, bizim dünyamız gibi başka yıldızların etrafında en az 3837 dünya daha olduğunu, böbürlenmenin, kibirlenmenin yersiz ve manasız olduğunu göstermesi oldu.

18-11/11/ekran-resmi-2018-11-11-233105.png

Isıtıcı Güneş’ten, klima uzaydan

Stanford Üniversitesi’nden bilim insanları 8 Kasım günü Joule isimli bilimsel dergide ilginç bir makale yayınladılar. Bu makaleye göre bilim insanları küçük bir cihaz geliştirdiler. Bu cihaz basit bir yöntemle Güneş’ten sıcağı alıp ve ısıyı da radyasyon olarak uzaya gönderebiliyor. Bu sayede klimalar ve buzdolapları soğutma işlemi için elektrik enerjisi kullanmayacaklar ve ısınan yüzeyleri radyasyon olarak uzaya postalayacaklar. Isıtıcılar ise Güneş’ten ısıyı alıp depolayacaklar. İşin ilginç yanı ise minik bir cihazın ikisini de yapabiliyor olması.

Yenilenebilir enerji son dönemde yükselen trend ve fosil yakıtına alternatif olarak düşünülüyor. Sürekli arayış içinde olan bilim insanları da sonunda çok önemli bir buluşa imza attılar. Dünya kaynaklarını kullanmadan ve çevreyi ısıtmadan enerji üretmek çifte bayram.

Klimalar ve buzdolapları içeriyi soğuturken dışarıyı ısıtıyordu. Bu işlemi yaparken bolca enerji de harcıyorlardı. Bu işlem sırasında büyük bir miktar enerji kaybı da yaşanıyordu. Bu geliştirilen cihaz sayesinde artık ne ısınmak için, ne de serinlemek için elektrik enerjisine ihtiyaç yok.

İnsanlar ve nesneler temas ile bir de radyasyon olarak gözle görülmeyen kızılötesi ışınlar ile ısı yayarlar. Bu ışınların bir kısmı atmosferden geri döner ancak büyük bir kısmı uzaya kaçar. İşte yeni geliştirilen bu cihaz bütün ısıyı radyasyon olarak uzay boşluğuna gönderiyor. Güneş enerjisi üretiminde kullanılan paneller çok ısınıyordu. Bu teknoloji ile birleştirildiğinde artık ısınan cihazları anında soğutmak mümkün. Üstelik atmosferi ısıtmadan ve küresel ısınmaya sebep olmadan yapılabiliyor olması çok umut vadeden bir gelişme. Seri üretime geçmesi bir kaç yılı bulabilecek olan bu teknoloji gelecekte en çok tercih edilen sistem olmaya aday.

Bu buluşun sahiplerinden birisi olan bilim adamı Zhen Chen, “Bu teknolojinin mevcut güneş pili teknolojisinde potansiyel olarak devrime sebep olacağını düşünüyorum” diyor ve ekliyor “Gelecekteki güneş pili bir arada iki fonksiyona sahip olacak: Elektrik ve soğutma.”

18-11/11/ekran-resmi-2018-11-11-233158.png

YORUMLAR (2)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
2 Yorum