Teknoloji, yenilik ve gelecek
Geçtiğimiz haftaki yazımızda geleceğin en önemli teknolojik gelişmelerinden biri olan kuantum bilgisayarları anlatmaya çalışmıştık. Bu hafta gelecekte hayatımızı şekillendirecek olan ilginç ve heyecan verici teknolojilerden ve yenilikleri takip edemeyenlerden bahsedeceğiz.
1903 yılında kurulan ve 115 yıldır araba üreten Ford, kendisinden tam 100 yıl sonra, Elon Musk tarafından 2003 yılında kurulan Tesla’nın gerisinde kaldı. 15 yıllık tesla Tesla 115 yıllık Ford’u sollayarak ABD’nin market değeri en yüksek oto üreticisi oldu.
İkinci Dünya Savaşı’nda yerle bir olan ve herşeyini kaybeden Japonya, araba üretiminde ve teknolojide çok ilerleyip Dünya’nın ikinci büyük ekonomisi haline geldi. Bunda o zaman Japon gençlerin yurt dışına teknoloji eğitimine gönderilip geri geldiklerinde ülkelerinin kalkınması için çalışmalarının yanısıra, Edwards Deming’in katkısı çok büyük oldu. Matematik ve Fizik profesörü olan Deming geliştirdiği istatiksel metotlarla kalite kontrolü konusunda çığır açacak buluşlara imza attı. İlk olarak ABD’li araba şirketlerini ziyaret ederek buluşlarını anlattı ancak kimse ciddiye almadı ve bütün teklifleri geri çevirildi. O sırada Japonya’da bir konferansa davet edildi ve kalite kontrolü ve kaliteli üretim üzerine konuştu. Bu görüşleri alan Japonlar küllerinden yeniden doğarak Dünya’nın en önemli ekonomik güçlerinden birisi haline geldi. Deming’in fikirlerini ABD’li araba şirketleri ancak 1992 yılında anlayabildiler ve 2000 yılından sonra üretilen araçlarda kalite artmaya başladı. Tam işler yoluna girerken bu kez Tesla ortaya çıktı ve elektrikli arabalar üretmeye başladı. Tesla elini taşın altına koyana kadar diğer araba şirketleri elektrikli araçlar konusunda pek de istekli değillerdi. Tesla’dan ilham alan bütün otomotiv şirketleri şimdi elektrikli araç üretmeye başladılar. Hatta bazı üreticiler 2025 yılından sonra artık benzinli araç hiç üretmeyeceklerini açıkladılar. Bazı ülkeler ve ABD’nin Kaliforniya Eyaleti 2028 yılından sonra benzinli araç satışını yasaklayıp tamamen elektrikli araçlara geçeceklerini duyurdular.
.Ancak araç sektöründe elektrik tartışması sürerken Google öncülüğünde sürücüsüz otonom araçlar Kaliforniya sokaklarında gezmeye başladılar ve gerekli testleri geçerek seri üretime geçmek için gün sayıyorlar. Bunun üzerine bir de uçan arabalar çıktı. Bilgisayarların hızlanması ve küçülmesi sayesinde hızlı otomasyon ve yapay zeka teknikleriyle teknoloji baş döndürücü bir hızla ilerliyor.
Öte yandan yıldızı parlayan, araba ve elektronik piyasasını altüst eden Japonya’dan artık eski haberler gelmez oldu. Bir zamanlar Sony televizyonlar en kaliteli ve en pahalı olanlardı. Şimdi akıllı televizyonlarda liderliği Samsung’a kaptırmış görünüyor. Aynı şekilde Japonlar bir otelin tüm işletmesini robotlara devretmişti. Otelin bütün çalışanları robotlardan oluşuyordu. Hal böyle olunca meraklılar da bu otele gidip kalmaya başladılar. Lakin beklenen olmadı. Robotlar merdivenleri çıkamıyorlardı. Birçok işte ziyaretçilerle anlaşamıyorlardı. Sonra her robotun yanına yardımcı olarak bir de insan işe aldılar. En sonunda robotları işten kovdular. Japonlardaki bu düşüşün sebebi ne? Sony neyi yanlış yapıyor da eski popülaritesini kaybetti?
Ya Microsoft’a ne demeli? Google ve Amazon daha piyasada yokken Dünya’nın en değerli şirketiydi. Bir zamanlar teknoloji üreten ve teknolojiye öncülük eden Microsoft, liderliği önce Google’a sonra Amazon’a kaptırdı. Bugün güncellediği programlarda kullanıcıların verilerini silen şirket olarak anılıyor. Kendi yazdığı bir işletim sistemini bile idare edemiyor. Eski popülaritesini kaybeden Microsoft şu an yapay zekâ ve bulut bilgisayar konularında teknolojiyi Amazon ve Google’ın gerisinden takip ediyor.
***
Bir zamanlar Nokia en güzel cep telefonu markasıydı. Her modeli çıktığında yok ve çok satıyordu. Sonra Iphone geldi ve Nokia ortadan kayboldu. Microsoft ile birleşmesi de ona bir fayda sağlamadı. Bugün çok az kullanıcısı var. Iphone’dan önce HP’nın IPAQ isimli dokunmatik ekranlı ve Windows yüklü telefonları vardı. Bugün akıllı telefonlarn yaptığı herşeyi yapabiliyordu. Fakat çoğu kişinin bundan haberi bile olmadı.
Öte yandan bahsi geçen bütün bu teknolojiler, robotlar, elektrikli arabalar, tabletler, akıllı telefonlar, uçan arabalar, dronelar hep şarj edilebilir piller gerektiriyor. Bu pillerin ayrıca şarj edildikten sonra uzun süre dayanması lazım. Bu piller lityum (lithium) madeninden yapılıyor. Lityum periyodik cetvelde üçüncü element. Erime ve kaynama noktası çok yüksek fakat yoğunluğu düşük ve hafif. O sebeple uçak sanayiinde ve ilaç sektöründe çok kullanılır. Bugün ise en çok kullanıldığı yer şarj edilebilen piller. En çok lityum madenine sahip olan ülke ise Afganistan. Jeologların 2012 yılında yayınladığı bir rapora göre, Afganistan’da bir trilyon dolar değerinde lityum madeni bulunuyor. Afganistan’ın işgalinin cep telefonları ve laptopların patlama yaptığı yıllara denk gellmesinin lityum madenleri ile bir alakasının olup olmadığı ayrıca bir araştırma konusu.
Mevzumuza geri dönersek, şahsi kanaatime göre, teknolojinin gerisinde kalan bu şirketlerin ortak hatası, insanların ihtiyaçlarını, geleceği ve yeni trendleri kestirememiş olmaları, yenilikleri kabul etmekte gecikmeleri, istatistik, veri bilimi ve yapay zekâyı kullanarak ellerindeki verileri iyi ve hızlı analiz edememeleridir. Geleceği öngörmek ve önceden hazırlanmak ayrıca vizyon gerektiren bir iş. Yetişmiş insan gücü de ayrıca bir etken.
Başarılı olan şirketlerin hemen hepsinin uzay teknolojilerine de yatırım yaptıklarını görüyorum.. Bu şirketlerin başarılı olmalarında uzay teknolojilerinin motivasyon veren bir faktör olduğunu düşünüyorum. Tesla SpaceX ile, Amazon Blue Origin ile, Google astronomi yazılımlarıyla uzay teknolojilerinin içindeler.
Yeni iş modellerinde internetin akıllı kullanımı, global düşünme, farklı alanlarla işbirliği ve sağlam bilgi yönetimi en mühim mevzular. Geçmişteki verileri analiz ederek geleceğin teknolojilerini doğru zamanda tahmin ederek, güvenilir, kullanımı kolay çözümler üretmek ve hızlı yapmak başarı için gerek şart. Bizde ise genelleme yapmak yanlış olsa bile gençlerimizin futbol, duygusal müzikler, sigara ve hiçbirşey öğretmeyip, salıncak gibi meşgul eden, fakat bir yere götürmeyen dizilerle zamanlarını boşa harcadıklarını görüp üzülüyorum.