Trafik kazaları ve ışıkları tarihe karışıyor
Delaware Üniversitesi’nden bilim insanları geçtiğimiz Cuma günü yayınladıkları bir bilimsel makalede sürücüsüz (otonom) araçların trafik ışıklarını gereksiz hale getireceğini ve otonom araçların % 22 oranında yakıt tasarrufu sağlayacağını beklediklerini açıkladılar. Araştırma akıllı şehirler projesi kapsamında, otonom araçlarla yaptıkları testlerin sonuçlarına dayanıyor.
Sürücüsüz araçlar son yıllarda en çok konuşulan bilimsel konulardan birisi. Çoğu kişi mümkün olamayacağını düşünse de, otonom araçlar hayatımıza çoktan girmiş vaziyette. Uzay ajansı olan bütün ülkeler başka gezegenlere ve uydulara bile insansız otonom araç gönderebiliyor iken, içinde yaşadığımız Dünya’da sürücüsüz araç olmaması aslında çok geç kalınmış bir teknoloji idi. Ancak teknoloji öncüleri Google, Uber, Tesla, BMW gibi çok bilinen markaların yanında neredeyse bütün araba üreticileri otonom araç yazılımı için milyar dolarlık yatırımlar yapıyorlar. 2025 yılında belirli bir olgunluğa erişmesi ve büyük bir pazar oluşturması beklenen otonom araçlar, hayatımızda radikal değişimler vaad ediyor. Hepsinden önemlisi yapay zeka ve makine öğrenmesinin hızla yükselişi en olmaz şeyleri bile olur hale getiriyor. Üzerinde çalışılan modeller trafik kazalarını, trafik ışıklarını ve trafik yoğunluğunu tarihte bir hatıra olarak bırakacak gibi görünüyor.
Ortalama bir Amerikan vatandaşının hayat boyu kırmızı ışıkta beklediği toplam sürenin 5 ay olduğu söyleniyor. İstanbul’da bu rakamın çok daha fazla olduğunu tahmin ediyorum. Çünkü en son ziyaretimde şehir içinde bir ilçeden diğerine tam 3 saatte gidebildim. İşte otonom araçlar devreye girdiğinde artık bu dertler bitiyor.
Öncelikle otonom araçlar artık sürücüye göre tasarlanmayacak. Bütün tasarım yeni baştan yapılacak. İhtiyaç duyulmayan bölümler ortadan kaldırılacak. Otonom araçlar herkesin yolcu olduğu ve konforlu bir yolculuk üzerine odaklandı. Yeni arabalar yolcuların uyuyabilecekleri, yemek yiyebilecekleri ve hatta rahat çalışabilecekleri bir mini ofis halinde tasarlanıyor.
***
Dokunmatik ekranlar, güçlü bir ses ve medya sistemi, 5G ile hızlı internet erişimi sayesinde otonom araçlar bir eğlence merkezi haline gelirken, Amazon Alexa ve Apple Siri gibi bir yazılımla araçlarla konuşmak da mümkün oluyor. Böylelikle çocukluğumuzda izlemek için can attığımız “Kara Şimşek” dizisindeki gibi konuşan arabalar hayal olmaktan çıkıp gerçeğe dönüşmüş oluyor. Ayrıca arabalar günlük iş görüşmelerimizi ve hangi saatte nerede olacağımızı, Dünyada neler olup bittiğini anında haber alıp, sesli veya görüntülü olarak bizlere aktaracak. Bu sayede arabamız kişisel asistanımız olacak.
En önemli kısım ise otonom araçlar kendilerine yerleştirilen sensörler ve hızlı internet sayesinde civardaki bütün araçlarla iletişim halinde olacak ve hangi arabanın hangi dakikada nerede olacağını hesap ederek en kestirme yoldan ve kaza yapmadan hedefine ulaşacak. Deneme sürüşleri yapan halihazırdaki otonom araçlardan toplanan verilere göre sürücüsüz araçlar, insanlara göre çok daha az hata veya hiç hata yapmıyor. Makine öğrenmesi sayesinde hatalarından ders çıkaran araçlar bu tecrübesini diğer araçlarla da hemen paylaşıyor. Bu durumda bir yoldan ilk defa giden bir araba daha önce o yoldan gitmiş, resim ve veri toplamış olan başka bir araçtan aldığı bilgi ve tavsiyeler sayesinde o yolu biliyormuşçasına yolculuk yapacak ve kendi tecrübesini de algoritmalara ekleyecek. Virajlarda ve keskin dönüşlerde merkezkaç kuvvetini, eğimi ve kendi hızını hesaba katarak en optimum hızda otomatik dönüş gerçekleşmiş olacak. Bu durumda virajı alamayıp yuvarlanan araç hiçbir zaman olmayacak.
Delaware Üniversitesi’nden Andreas Malikopulos, Boston Üniversitesi ile ortaklaşa gerçekleştirdikleri bir algoritma ile trafik ışıkları olmayan kavşaklarda otonom araçları birbirleriyle konuşturarak ve hızlarında çok az bir değişiklik ile hiç durmadan geçmelerini sağladıklarını söyledi. Böylelikle otonom araçlar sayesinde trafik ışıkları tarihe karışmış oluyor. Malikopulos açıklamasında otonom araçların gereksiz yere sürekli dur kalk yapmadıkları ve kırmızı ışıkta çalışır vaziyette beklemedikleri için %22 oranında yakıt tasarrufu sağladıklarını da sözlerine ekledi.
Yapay zekanın ahlakı ve değer yargısı
Yapay zeka ve makine öğrenmesi sayesinde hızlı bir dijital devrim yaşıyoruz. Bu durumda ahlaki değerler ve özel hayatın gizliliği gibi konular da en çok tartışılan konular arasında. Beklenmeyen durumlara makina öğrenmesinde aykırı durum (outlier) diyoruz. Mesela otonom bir araba güzel güzel yoluna devam ederken karşısına birisi atladı. Bu beklenmeyen durumda yaptığı fiziksel hesaplara göre fren yapsa takla atacak, sağa kırsa bir topluluk var, sola kırsa diğer bir araca çarpacak. Otonom araç neye göre karar verecek. En az ekonomik zarara göre mi hareket edecek yoksa en az insan kaybına göre mi karar verecek? Kısacası makinaların vicdanı ve ahlakı var mı?
İnsanlar kadar zeki hatta insanlardan daha da zeki, öğrenebilen, düşünebilen yazılımlar üretmek ahlaki kaygıları da beraberinde getiriyor. Geçtiğimiz yıllarda ABD’de yaşanan ilginç bir olayda bilgisayarlar haklı çıktı. Evinin yakınındaki mağazadan alışveriş yapan lise yaşındaki genç bir kıza mağaza mektup gönderip hamileliğinden dolayı kutluyor ve bu süreçte alabileceği ürünlerin listelerini ve uygun fiyatlarını gösteriyordu. Mektubu posta kutusundan kızın babası açtı ve soluğu mağazada aldı. Ortalığı birbirine kattı. Kızı daha çok küçüktü ve evli değildi. Böyle bir ithamla kızının psikolojisinin bozulacağını iddia etti. Mağaza müdürü babadan özür diledi ve bu bilginin bilgisayarların kızın alışveriş verilerinin analiz etmesi sonucu ortaya çıktığını ve kendilerinin bir suçu olmadığını söyleyip bilgisayarları suçladı. Baba özür dilemenin yetmeyeceğini ve işi mahkemeye taşıyacağını söyledi.
Baba eve gelip durumu kızına anlattı ve avukata gideceklerini ve mağazadan şikayetçi olacaklarını söyledi. Kız ise avukata gitmeye yanaşmadı. Gerçekten hamileydi. Bilgisayarlar babadan önce kızın hamile olduğunu öğrenmişlerdi. Çünkü veri bir kez dijital ortamam aktarıldı mı artık o bilginin gizli kalması mümkün değil. Yapay zekanın en büyük problemi bu gibi durumlarda nasıl davranacağını henüz bilemiyor olması. Bilim insanlarının buna da bir çözüm bulacaklarından eminiz. Bekleyip göreceğiz.