Sadece sosyal medyada değil, yazılı basında da günlerdir Uber’e dair haberler görüyoruz. Oysa Uber’i sadece azınlığın kullandığı konforlu bir servis olarak biliyorduk.

Uber, 2009 yılında kurulan bir araç çağırma servisi. İlerleyen günlerde sadece araç değil, tekne, helikopter gibi servislerle de gündemimizde olacak. Yurtdışında sürücüsüz otomobil deneyleri de sürüyor. Uber, Almanca süper anlamına gelen “über” kelimesinden esinle konulmuş bir isim.

Dünya üzerinde 633 şehirde hizmet veren Uber için sadece Türkiye’de değil, dünyanın pek çok yerinde fırtınalar koptu. Pek çok şehirde taksiciler ayaklandı, davalar açıldı. Dolayısıyla Türkiye’de de olması şaşırtıcı değil. Ama Uber şöförlerinin tacizi, bıçaklı ve silahlı saldırılara maruz kalması sanırım bizim ülkemize has hadiseler. Bu olayları basından okuyan biri olarak benim için işin en şaşırtıcı tarafı Uber hizmet yelpazesinde olan sarı taksileri de kullanıyor olmam. Evet yanlış okumadınız. Uber’in kendi araç seçenekleri dışında (UberXL ve UberFamily), Uber kullanarak sarı taksi de çağırabiliyorsunuz. Üstelik çağırdığınız sarı taksiler için nakit ödeme dışında, Uber uygulamasına tanımladığınız kredi kartıyla da ödeme seçeneğiniz mevcut. Uber vasıtası ile çağırdığım ve birlikte yolculuk ettiğim sarı taksilerin şöförleri de Uber’den gayet memnun olduklarını belirtiyorlardı.

Uber’in mobil uygulamasını yükleyerek bulunduğunuz lokasyona araç çağırabiliyor ya da sizin belirleyeceğiniz bir lokasyona araç gönderebiliyorsunuz. Rahmetli anneme refakat edemediğim pek çok zaman, Uber aracı gönderip, mobil telefonumdan taksi nerede, hangi yoldan gidiyorlar, kaç dakika içinde hedefe varacaklar takip edebiliyordum. Bir araç çağırdığınızda gelecek aracın plakasından, size hizmet verecek şöförün isim ve fotoğrafına kadar pek çok bilgiye ulaşabiliyorsunuz. Hatta daha önce o aracı kullanmış olan yolcuların yorumlarını, verdikleri puanları okuyabiliyorsunuz.

Uygulama yolculuk sonrası sizden de yolculuğunuzu değerlendirmenizi istiyor. Yolculuk deneyiminize göre olumlu ya da olumsuz puan verebiliyorsunuz. İşin güzel tarafı, birlikte yolculuk ettiğiniz şoförün de size puan verebiliyor olması. Bu hepimizin hayalini kurduğu bir hizmet standardı değil mi?

Taksiciler kullandığı en yaygın argümanlardan biri Uber’in vergi vermediği yönünde. Oysa yolculuk sonrası, araç şoförü size kendi sahibi olduğu şirket üzerinden fatura kesiyor.

Türkiye’ye gelen turistlerin pek çoğu -özellikle de son zamanlarda- telefonlarında Uber uygulaması yüklü geliyorlar. Açıkçası taksici hikayeleriyle meşhur şehrimizde, ülkemizi ziyaret eden turistlerin bir noktadan diğerine ne kadar ücret ödeyeceklerini önceden bilmek istemeleri haklı bir istek.

Belki inanmayacaksınız ama, Uber’deki yolculuklarımdan birinde aynen şöyle bir hadise yaşadım. Bir şirket toplantısı için çağırdığım Uber taksi için, nakit seçeneğini seçmiş idim. Yol üzerindeki bir bankamatikten para çekip, yolculuk sonunda da hizmet ücretini ödemeyi planlıyordum. TEM’e girmeden önceki son bankamatikte Uber’den inerek para çekmek istedim. Korktuğum başıma gelmişti. Bankamatik arızalıydı. Utana sıkıla araca bindim. Şoföre (Hamdi Bey’in kulakları çınlasın) durumu izah ettim. İneceğim lokasyona yakın bir bankamatikte tekrar durmasını rica ettim. Bana yolculuk ücreti konusunda endişelenmememi, böylesi durumlarda Uber’e bildirimde bulunduklarını, yolculuk ücretini yolcu yerine Uber’in ödediğini belirttiler.

Şimdi bir taraftan teknoloji ile harmanlanmış böylesi bir hizmet, diğer yandan asırlık mazisi ile İstanbul gibi bir dünya şehrinde klasik taksiciliğin hepimizin bildiği nahoş durumları.

Taksi şöförleri Uber’den rahatsız oldukları kadar, Uber’i, İstanbul’da binlerce araç kapasitesine ulaştıran meslektaşlarından şikayetçi olmalılar. Ve şayet iddialar doğruysa -umarım değildir- Uber şöförlerinden ziyade, mesleklerinin itibarını zedeleyen “meslektaşlarının” peşine düşmeliler.

Bu satırları kendilerine dair yükselen şikayetlerden en az birini yaşamış bir kent sakini olarak yazıyorum.

Kızmasınlar, gücenmesinler! Bir Kızılderili atasözü der ki, parmak gökyüzünü gösterdiğinde, parmağa değil güneşe bak!

Uber bize bugünün insanının arzuladığı hizmet standardını gösteriyor.

Ve insanlar bunu hak ediyorlar da...