Petrol sudan ucuz olacak

Petrol sudan ucuz olacak

Petrol fiyatının nasıl belirlendiği henüz belirginleşmemiş olmasına rağmen küresel ekonomik durum ve son günlerde yaşanan düşüşler petrolde de yeni senaryoları gündeme getirdi

Petrol fiyatları nasıl belirleniyor?

Bu konuda henüz net bir somut sonuç elde edilebilmiş değil. Petrol fiyatlarının bugünkü arz-talep dengesine göre mi; yoksa gelecekte olması muhtemel arz-talep dengesine göre mi oluştuğu henüz kestirilebilmiş değil.

2008 küresel krizinden önce Brent türü (Asya-Avrupa kıtalarının fiyatı) petrolün varil başına fiyatı 147 dolara kadar yükselmişti. İşin ilginç yanı bu hızlı fiyat yükselişi, küresel krizin fitilinin ateşlendiği 2007 yılında başlamıştı.

Brent türü petrol fiyatı Ocak 2007'de 51 dolar seviyesindeydi. Oysa fiyatları Temmuz 2008'de fiyatlar 147 dolara ulaşmıştı. Nefes kesen bu hızlı yükselişin bir ekonomik büyüme ve yüksek petrol talebi ile açıklanmasının imkanı olamazdı.

Fiyatları asıl borsalar belirliyor

Buraya şu eklemenin yapılması gerekiyor: Petrol de birçok emtia gibi borsalarda alınıp satılabiliyor. Dolayısı ile petrol fiyatlarının oluşmasını sağlayan talep cephesinin ne kadarı gerçek tüketicilerden geliyor ve ne kadarı da borsalarda spekülasyon amaçlayan finansal kesimden geliyor?

Aslında petrol fiyatının kısa-orta vadede oluşmasında reel talep diyeceğimiz gerçek tüketicilerden daha ziyade, reel talebin iki katını aşan finansal talep belirlemektedir diyebiliriz.

Daha açık ifade etmek gerekirse; petrol fiyatını kısa ve orta vadede borsa oyuncuları belirleme gücüne sahiptirler.

Ve borsa gücünü 2007-2008 yıllarında göstererek petrolü 51 dolardan sadece 1,5 yılda 147 dolara taşıdı.

Hem de büyük bir küresel ekonomik kriz kapıda iken...

2008 yılındaki yükseliş bir türlü anlaşılmadı

2008 yılı başında borsalarda başlayan büyük düşüşler aslında bir küresel krizin gelmekte olduğunu göstermesine rağmen petrol fiyatında bu durum görülmedi.

Ocak 2008'den Mayıs 2008'e kadar Türkiye dahil birçok büyük borsa endeksleri yüzde 20-30 aralığında düşüş yaşadı. Aynı dönemde çok ilginç bir hareket oldu: Petrol fiyatı o dönemde 95 dolar seviyelerinden, 120 doların üzerine hızlı bir çıkış yaşadı.

Petrol ayrışmıştı... 

Hatta küresel krizin finansal sektörden reel sektöre sıçrayarak ekonomik dalgalanmanın reel kesimde de başladığı Mayıs 2008'den Ağustos 2008'e kadar olan sürede petrol fiyatı yükselmişti.

Fiyatlar 120 dolardan 147 dolar ile zirveye ulaşmıştı.

Tarihler 11 Temmuz 2008'i gösterdiğinde Brent türü petrol 147,29 dolar ile tarihi zirvesine ulaşmıştı.

Ve küresel kriz petrolü de vurdu

Petrol fiyatı gecikmeli de olsa küresel krizi takip ederek 2008-2009 sürecinde belki de en sert tepkiyi veren emtialardan biri oldu.

Küresel krize tepkisi gecikerek başladı ama fiyatı en fazla düşen varlıkların da ilk sırasında oldu.

Petrolün fiyatı Aralık 2008'de 36,6 dolara düşmüştü.

Krize karşı en fazla direnen ve ilk başlarda bırakın düşmeyi, tersine yükselişe devam eden petrolde krizle birlikte fiyat 147 dolardan 36 dolara tepetaklak olmuştu.

Toparlanma da sert oldu

Petrol 147 dolardan 36 dolara düşmüştü ama küresel ekonomide toparlanma işaretleri de başlamıştı. Borsalar yeniden diplerden dönüyordu.

Bu sefer petrol gecikmedi ve borsalarla beraber hemen yükselişe başladı.

2008 yılı başında borsalar düşerken tersine yükseliş yaşayan petrol bu sefer borsalarla uyumlu yükseliş yaşadı.

2010 yılında 85 dolara ulaşılmıştı.

Ekonomilerde toparlanma işaretleri kısmen ve bölgesel olarak geliyordu ama asıl borsalar toparlanıyordu. Zaten petrol fiyatının yükselişi için reel talepten daha ziyade finansal talep gerekliydi ve öyle oldu.

2011 yılında fiyatlar 125 dolara ulaşmıştı.

Avrupa'da yaşan borç krizi ve ABD tarafında ekonomiyi canlandırmak için verilen parasal genişleme petrol için önemli değildi. Önemli olan finansal genişlemeydi ve bahane de ÇİN'di.

Dünyanın en fazla hammadde kullanan ülkesi ekonomik olarak hızlı büyüyordu ve bu gerekçe petrol için yeterliydi.

Rusya-Ukrayna savaşı devreye girdi

Petrol fiyatları açısından bir başka önemli kırılma noktası Rusya ile Ukrayna çatışmasıdır. Rusya, batı için enerji hammaddesi için ne kadar tek büyük ve vazgeçilmez kaynak ise, aynı zamanda Rusya için de petrol ve doğalgaz en önemli geçinme kaynağıdır.

Ukrayna ile başlayan bölgesel savaş karşısında ABD-AB eksenli Batı cephesi Rusya'ya karşı silahlı müdahalede bulunmayacaklarını açıkladılar.

Batı silah yerine para kullanacağını resmen ilan etti. Ve Rusya'ya yaptırımlar başladı.

Rusya için en büyük vuruş yine petrol üzerinden oldu. Batı piyasalarında oluşan dengelerle fiyat bulan petrolde büyük çöküş Haziran 2014'de başladı.

Petrol, 115 dolar fiyat seviyesinden öyle hızlı düşmeye başladı ki aradan 6 ay geçtikten sonra 13 Ocak 2015'te fiyatlar 45 doları görmüştü.

Rusya en büyük darbeyi de işte bu çöküşten yedi...

Oysa son bir yıl içerisinde ABD tarafında ekonomi yoluna girdi diye FED faiz artırmayı tartışıyor. Avrupa'da ise kısmi toparlanma işaretleri geliyor.

Kısaca petrol fiyatında son büyük düşüşün küresel ekonomik düzenden kaynaklandığını söylemek oldukça zor.

Yeni senaryo: Ucuz petrol

2015 yılına 45 dolardan başlayan petrol fiyatı, tepkilerle 70 dolar sınırına dayanan yükseliş hareketine tutunamadı.

06 Mayıs 2015'de gördüğü 69,59 dolar seviyesinden başlayan düşüş son olarak 52,26 dolara kadar sürdü.

Bu seviye çok önemli

Petrolde fiyatlar 45 dolardan başlayan yükseliş ile 63 dolara ulaştıktan sonra ilk dinlenmesini 52,5 dolar seviyesinde geçirmişti.

Bu dinlenme süreci de tam üç gün sürmüştü.

Bu nedenle 52,5 dolar seviyesi petrol için önemli bir bölge. Bu bölgenin aşağıya kırılması yeni bir düşüş dalgasının başlangıcı da olabilir.

Petrol için belki de en önemli talep cephesi finansal talepte değişiyor. FED'in faiz artırım ihtimalinin her güçlenmesinde finansal piyasalarda emtialara ayrılan paranın maliyetini yükseltiyor olacak. Tabii ki bunu iyi hesaplayan borsa spekülatörleri oyunlarına ara veriyor ve emtia fiyatları hızla düşüyor.

Tabii ki petrol de...

Petrol de bir diğer değişken de fiyat yükselişinde bahane gösterilen Çin cephesinde yaşanıyor. Çin ekonomisinde büyüme oranı çift haneden tek haneye düşmekle kalmadı ayrıca borsası da sürekli sallanıyor.

Çin tarafının da reel talepte azalmaya yol açacağı son günlerde petrol ve diğer emtialar için kötü senaryonun ana gerekçesi olarak ileri sürülüyor.

Özetle petrol fiyatının iki bileşeni olan finansal talepte maliyet artışları düşüşe yol açarken reel talepte de Çin cephesi çöküyor.

İşin geriye kalan tek yönü uzun vadede alternatif enerjilerin de hayata geçirilmesi ile sudan ucuz petrol deyiminin hayata geçmesini beklemek olacak.

Ama çok sevinmeye de gerek yok.

Çünkü Türkiye'de akaryakıt fiyatlarının yüzde 65'ini vergi belirliyor

Kalan yüzde 35 ise

Petrol fiyatı kadar bir de

petrolü satın aldığımız dolar fiyatı ile ilişkili.

Sonuç olarak: Petrol fiyatı dünyada düşse bile, Türkiye’de sudan ucuz hale gelmesinin imkanı yok. Sudan ucuz petrol bizim için sadece hayal olarak kalacak...

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN