Coşkusunu belli eden adam

Bekir Fuat

Doğu’nun en büyük aşk hikâyesi Leylâ ile Mecnûn’u yazdı. ‘Niçin yazdın’ diye sordum. Aklımda kalan sözleri şunlar: “Bu bir aşk hikâyesi. Aşk hikâyeleri içerisinde de aşkın muradına uygun olan bir hikâye. Zira çok temiz. İnsanın muradı iyi, güzel ve doğruya ilişkin değerlerle yaşamak. Onlarla birlikte hemhal olmak. Leylâ ile Mecnûn’daki hiçbir unsur kötülüğü murat etmez. Ama orada bile trajedi dediğimiz bir açmaz var. Aşkı güzelleştiren de aslında o.”

Evet, illaki aşk!

Kahramanımızın Leylâ İle Mecnûn’u yeniden gündeme getirmesi aşk yoksunluğundan mıdır bilinmez.

***

Açık açık konuşmak gerek: Şimdi bir yoksunluk olduğu biliniyor. Bir kalbimiz var, ona dikkat etmediğimiz biliniyor. İnce şeyleri düşünmeye vaktimizin olmadığı biliniyor.

Acıklı ama isminin başında koca koca ‘kanaat önderi’ etiketi taşıyan insanların “Şiir, edebiyat yarışında değiliz, kulluk yarışındayız” diye konuştukları bir dönem… Şaka gibi. Şiir, edebiyat kulluğu zedeleyen şeylermiş gibi. Güzel olan, şık olan her şeye dudak büken bir “dindarlığımız” var artık.

“Kimsenin uykusunun fesleğen koktuğu yok!”

***

Kaotik ve acımasız bir dünyada yaşıyoruz. Yüzümüz tebessüme göz kırpmaz, sözümüz kalplere yürümez.

“Namaza da bir dostun yanına da aşkla gidilir” diyen Nusret Özcan’ı anlatmaktı muradım. Arkadaşlarına şiiri, şarkıyı sevdiren ‘gönülden dindar’ bir insanı. Kaptırdım kendimi.

***

Leylâ ile Mecnûn’un yazarı, ‘mütemadiyen aşk’ der. ‘Zalım dünya’nın gülen yüzü o.

Dilim döndüğünce anlatmaya çalışayım:

Ben onu kendine özgü jest ve mimikleri, İstanbul aşkı ve gümüş sakallarıyla tanıdım. Aslında ilk tanıştığımız yıllarda -ki 80’lerin sonu oluyor- sakalları yoktu. Yine çok yakışıklı, çok şıktı.

***

İnsan şık biriyle tanışınca mutlu oluyor. Herkes itiraf eder mi bilmem ama benim itirafım ve gördüğüm şu: Etrafımızda şık adam az. İnsanlar kaba ve hesap kitap içinde. Bir B planıyla yaşıyorlar sanki. Oysa ben yaptığı iyiliği bırakın başa kakmayı, ima eden bir insan gördüğümde inciniyorum. Sizden bir şey gizlemediğini anlatacak bir tanıdığınız mesela, “Sen yabancı değilsin” diye başlıyor söze. Bu sözden daha büyük bir yabancılaştırma cümlesi olabilir mi?

Şıklık, zerafet her kula nasip olmuyor.

Nusret Özcan nasibini zerafetten ziyadesiyle almıştı. Çok şanslıydı. Onun arkadaşları olarak biz de…

***

Uzun yıllar basın ve televizyon dünyasında bulundum. Nusret Özcan’la da aynı yerlerde çalıştık. Ateşli bir Fenerbahçe taraftarı. İş arkadaşı olarak onun kadar eğlenceli insan bulmak zordur. Üstünüzdeki yükü alır, sonra sizi şiirin, Türkçe’nin güzellikleriyle ödüllendirir. Osman Cemal Kaygılı, Cengiz Aytmatov, Asaf Halet Çelebi, Dostoyevski, Virginia Woolf, Kemal Tahir ve Necip Fazıl’la tanışmış hissine kapılırsınız.

Necip Fazıl deyince, onun Üstad’a bağlılığı dışarıdan bakanların anlayabileceği bir şey değildi. İnsanın insana bağlılığı onda çok şık dururdu.

***

Bir İstanbul aşığı o. Geçimini yazı çizi işleriyle temin etti. Güzel hikâyeler yazdı. Eski ve yeni İstanbul üzerine yazdığı kitapları çok tatlı. ‘Birkaç Güzel Gün,’ ‘Sokak Sesleri,’ ‘Kar Kelebekleri,’ ‘Bir Hüzün yolcusu,’ ‘Mustafa Kutlu Kitabı,’ ‘Beşir Ayvazoğlu Kitabı’ şimdi aklıma gelen kitaplarından birkaçı. Hikâyelerinde kullandığı dil çok zarif, kahramanlar pek bir güzel.

Nusret Özcan

***

Ramazan günleri daha çok hatırlanıyor, daha çok özleniyor dostlar. O, arkadaşlarına yol boyunca Peygamberimizi, onun güzel yolunu, o yolun güzellerini, büyük, yeşil ülkemizi anlattı, bıkmadan usanmadan.

Çok şey öğrendim ondan, özlüyorum. Sözü Fatihalarla Nusret Özcan’a bırakmak en iyisi:

“Ne uzun bekleyişti Efendim!.. Ne uzun… Haberciniz olan Resûller geldikçe bir bir daha da arttı bekleyişin azabı… Resûller Siz’i bekledi, ümmetler Siz’i… Gece ve gündüz; güneş ve ay ve yıldız Siz’i özledi... Taş, kuş-ağaç, göl-ırmak ve kara toprak Siz’e hasretti… Onlar yalnız Siz’i bekledi… Kavuştur bizi!.. Boğsun bizi de Allahım bu nûr tufanı… bu aşk… bu… bu…”

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (4)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.