Beşiktaş spor kulübü 2025 yılı 3. olağan divan kurulu toplantısını geride bıraktı. Denetleme Kurulu’nun açıkladığı verilere göre kulübün toplam borcu, 31 Ağustos 2025 itibarıyla 22 milyar 531 milyon TL’ye ulaşmış.

Haziran ayında yapılan divan kurulunda borcun Şubat 2025 itibarıyla 16 milyar 463 milyon TL olduğu açıklanmıştı. Mevcut tablo, yıl sonu itibarıyla borcun 30 milyar TL’nin üzerine çıkabileceğini gösteriyor.

Borçlar hızla artarken, siyah beyazlı camiada yönetim anlayışına dair soru işaretleri olmaya başladı. Kısa süre önce yapılan divan kurulu toplantısında mevcut yönetim, ikinci oylamada güvenoyu alabilmişti.

Serdal Adalı, Beşiktaş’taki istikrar ortamını hedef alan ve camiada suni bir kaos yaratmaya çalışan odaklara karşı sessiz kalmayacaklarını ifade etti.

Takımımız başarısız gözüksede örneğin pozisyon üretmede lideriz, skor geçici,sahadaki güçlü oyun kalıcıdır. Siyah beyazlılar birçok maçın ilk yarılarında sahada olmadığı gibi, oyunun 60. dakikasından sonra sahada amatör bir görüntü sergiledi. Eğer gerçekten güçlü bir oyun varsa, teknik direktör Sergen Yalçın neden her maç sonunda bu takıma üç transfer dönemi gerektiğini dile getiriyor?

Öte yandan kulüple özdeşleşmiş isimlerle yolların ayrılması da camiada büyük rahatsızlık yarattı. Necip Uysal ve Mert Günok ile vedalaşma süreci. Seversiniz ya da sevmezsiniz; ancak bu kulübe yıllarını vermiş oyuncularla veda edilecekse, bunun onore edici bir şekilde yapılması gerekirdi.

Alt yaş kategorilerinden itibaren 22 yıldır Beşiktaş formasını terleten Necip Uysal’ın, yalnızca bir sosyal medya duyurusuyla gönderilmesi kabul edilebilir değil. Üstelik Necip, 2020 yılında Sergen Yalçın döneminde kulüp ekonomik krizdeyken maaşında indirime giden tek oyuncuydu.Mert Günok cephesinde de benzer bir tablo var. Uzun süre hocanın tercih etmediği bir kaleciyken kaptanlık görevinin alınması, bu ayrılığın sinyallerini zaten vermişti.

Yerli oyunculara şövalyelik yapmak kolaydır.

Aynı tutum,Rafa Silva için de sergilenebilir miydi?

Bunca tepkiden sonra kulübün, iki futbolcu için bir veda organizasyonu yapması muhtemel. Ardından da “planlarımız arasındaydı” denilerek süreç yumuşatılmaya çalışılabilir. Beşiktaş’ın geleceğine dair uyarılar ise giderek artıyor.

Sinan Vardar; artık bu kulüp günü kurtarmayı değil, geleceğini düşünmek zorunda. Mevcut tablo, şampiyonluk iddiamızın mucizelere kaldığını açıkça gösteriyor. Yıllardır sürdürülen yanlış transfer politikaları ve menajer etkisiyle şekillenen süreçler, kulübü hem sportif hem de mali açıdan çıkmaza sürüklüyor.Bir Beşiktaşlı ve futbol adamı olarak görüşüm nettir: Ara transfer döneminde kulübü maddi açıdan daha da zorlayacak hamlelerden kesinlikle kaçınılmalıdır. Beşiktaş, kısa vadeli çözümler yerine uzun yıllar fayda sağlayabilecek ve ileride yüksek bedellerle satılabilecek oyunculara yönelmelidir.Aksi hâlde tablo hep aynı kalacaktır. Çok para harcanacak, karşılığında hiçbir şey elde edilemeyecek.

Ara transfer dönemlerinin zorluğu bilinir; yazın üçe alınacak oyuncu kışın beşe alınır. Sonrasında yine yaz gelir, yine harcanır. Tüm bu döngünün sonunda ise hedef, kasım–aralık aylarında Samsunspor’u, Göztepe’yi geçip Konferans Ligi potasına kalmak mı olacak.

Sonuca dönersek; Serdal Adalı, Sergen Yalçın gibi geçmişi suçluyor kendini başarılı görüyor. Camianın büyük bölümü bundan dolayı mutsuz, başkan başarısız olarak görülüyor.

Bu noktada soruyu yeniden sormak gerekiyor;Beşiktaş içerisinde yönetme anlamında bir sorun olabilir mi?