Aza sahip olanların çok verdikleri güzel ülkem

Mete Yarar

Hasan Tahsin’i ortaya çıkartan ahval ve şeraiti bilmeden Hasan Tahsin’i anlamak nasıl mümkün değilse, Ömer Halis Demir’i, Fethi Sekin’i, Enes Üsteğmen’i, Muhammed Fatih Safitürk’ü de anlamak mümkün değildir. Onları tanımak istiyorsanız geçmişlerine bir bakmanızı isterim. Çünkü baktığınızda hayatlarının adanmışlıklarla dolu olduğunu göreceksiniz. İhtiyaç duyulduğunda bu adanmışlık sayesinde hiç düşünmeden öne atıldılar. Çünkü kahramanlık, geleceğini düşünenlerin yapabilecekleri bir şey değildir. Bu insanların hayat hikayelerine baktığınızda göreceğiniz tek gerçek, Anadolu insanı olmaktan vazgeçmemeleridir. Bu kahramanların kendilerinden bir şey istendiğinde veya istenmese dahi öne atıldıkları sırada akıllarından geçen son şey sizce neydi? Bu sorunun cevabı o adanmış hayatların içinde gizli. O son cümleyi de ancak adanmış bir hayat yaşayanlar bilebilir. Çünkü o son cümle sadece onlara hastır.

***

El Bab’da görev yapan askerlerimizin fedakarlıklarına baktığınızda da böylesi Anadolu çocuklarını göreceksiniz. Şanslıyım ki bu insanların yüzlerine bakabiliyorum. Şanslıyım çünkü onlarla zaman geçirebiliyorum. Orada onlarla zaman geçirirken şahit olduğum tek şey ise gösterdikleri özveri. Siz de bu insanları keşke tanıyabilseydiniz. Ne kadar sosyal, başarılı, iyi aile babası veya ferdi olduğuna şahit olabilseniz. Keşke biraz hayatlarına bakabilseniz. Gelecekle ilgili güzel planları olduğunu görebilirdiniz. Sevildiklerini ve sevdiklerini görebilirdiniz. Onların hayatları çok şaşalı değildi ancak inanın birçoğumuzun hayal edemeyeceği kadar mutlulukla doluydu. Yaşadıkları hayattan da bulundukları meslekten de memnundular. Çünkü onlar öncelikle yaptıkları işlerin asıl amacını biliyorlardı. Bu bilinç içerisinde de dokundukları hayatlarda değişiklik yaratabiliyorlardı.

Muhammed Fatih Safitürk’ün görev yaptığı yerlere bir bakmanızı isterim. O görev yerlerinde neleri değiştirdiğini anlamanızı isterim. Bu kahramanların yalnızca ‘Anlık kahraman’lar olmadığını net olarak göreceksiniz. Aslında tüm hayatları kahramanlıkla geçiyor. Ne yazık ki bizler bu insanların isimlerini şehadetlerinden sonra öğrenebiliyoruz. İşin özü, kahraman olmak tesadüfi bir şey değil, o zaten her an içinizde var olan bir duygudur.

***

Çoğunuz Enes Üsteğmen’i hatırlıyor mu bilemiyorum. Enes Demir’in Özel Kuvvetler’de görev yaptığı sırada Sur’da nasıl şehit olduğunu bilen kaç kişi var? Daha önce Cizre’de yaralandığını ve gazilik unvanını almayı reddedip hiç beklemeden görevine döndüğünü kaçımız biliyor? El Bab’da şehit düşen astsubayımızın yaralandıktan sonra kendisine verilen üç aylık istirahatin bitmesini beklemeden görev yerine döndüğünü biliyor muyuz? Ya Kuzey Irak’da Özel Kuvvet görevindeyken ayağı kırılmış olmasına rağmen komutanına söylemeden tedavi olup oradan ayrılmayanların isimlerini hatırlıyor muyuz?

Gazilerle konuştuğumda en sık duyduğum cümle hep şudur: “Arkadaşlarımı cephede yalnız bıraktığım için kahroluyorum, bir an önce onların arasına dönmek istiyorum”. Kahramanların ortak noktalarından birisi de milletin onları okuttuğu ve doyurduğunu hiç unutmamalarıdır. Tanıdıklarım hep aynı şeyi söylerler, “Ben milletimin kıt kaynaklarıyla okudum ve eğitildim. Şimdi bana sunulan imkanların karşılığını geri ödeme zamanım.”

***

Bu kahramanlar, beylik tabancalarıyla o anı değiştiren hamleleri ilk kez o gün yapmadılar. Onlar hep kahraman gibi yaşadılar ve kahraman gibi aramızdan ayrıldılar. Onlar aza sahip olup çok vermeyi bilen insanlardı. Zaten onları da farklı kılan bu yönleriydi. Artlarından yapılan, evlerinin duvarlarının sıvasız olması tartışmasına şahit olunca da içim sızlıyor ve düşünüyorum. Sorun aslında ‘aza sahip olan kişilerin’ neden çok verdiği değil, bunu gündeme taşıyanların her zaman ‘çok alıp hiç vermeyenler’den olması. Sıvasız ev duvarına bakıp kahramanları anlamaya çalışanlara da bir sözüm var; asıl bakacağınız ve utanacağınız yer onların sıvasız yaşamları olmalı.

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (18)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.