Sağlık Emekçileri Sendikası, Ankara'da son bir ayda koronavirüs vakalarının yüzde 171 arttığını açıkladı. Bakanlık verilerine göre, 10 bine yakın aktif hasta var.
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Ankara Şubesi, “Hayat değil ölümler normalleşmektedir” başlıklı yazılı bir açıklama yayımladı.
"YÜZDE 171 ARTIŞ"
SES normalleşme adımlarının ardından Ankara’daki vaka sayısını bir ayda 2 binlerden 7 binlere yükseldiğini kaydederek, “Son bir aylık sürede artış yüzde 171 olmuştur. Bir aylık süreçte haftalık vaka artışı oranı yüzde 20’lerden yüzde 60’lara çıkmıştır. Vaka sayısındaki bu artış hızı kaygılarımızı artırmaktadır. Bugün ilimizde Bakanlık verilerine göre 10 bine yakın aktif hastamız bulunmaktadır. Vaka sayılarını temaslıları ile düşündüğünde ilimizde ciddi risk durumu oluşmaktadır” dedi.
"YATAK DOLULUK ORANI YÜZDE 68-72"
SES, Ankara'daki hastanelerde doluluk oranlarına da dikkat çekerek, “Koronavirüs kaynaklı hastanelere başvurular nedeniyle normal yatak doluluk oranı yüzde 58-62 aralığında, yoğun bakım yatak doluluk oranlarının ise yüzde 68-72 aralığında” olduğunu bildirdi.
SES, 65 yaş üstü ve sağlık emekçileri arasında ikinci doz koronavirüs aşısı olanların oranlarını da aktararak, “İkinci doz aşılama oranı ise yüzde 77’dir” dedi.
"FİLYASYON YÜKÜ ARTIYOR"
SES, Sağlık Bakanlığı’nın artan vakalara ilişkin şöyle uyardı:
“Vefat hasta oranımız pandeminin pik yaptığı aralık ayı ortalamasının yaklaşık iki katına yaklaşmaktadır. Artan vaka sayısı nedeniyle filyasyon yükü artmakta hastanelerde ise yeniden ciddi sıkıntıların yaşanacağı dönem yaklaşmaktadır. Pandeminin başından beri hem sağlık hizmetlerinin iyileştirilmesinde hem de toplumun sağlık düzeyinin yükseltilmesine yönelik başta aşı olmak üzere gerekli adımları atmayan Bakanlık ölüm sayılarını normalleştirerek sorumluluğundan kurtulamayacaktır.
"ÖLMEK İSTEMİYORUZ"
Bir yılı aşkın süredir devam eden pandemiden biz sağlık ve sosyal hizmet emekçilerine; kapalı çalışma, uzun çalışma saatleri, mobbing, şiddet, sürgünler, açığa almalar ve baskılar düşmüştür. Yoksulluk sınırı altında artan giderlerimizle yaşamaya çalışırken, pandemiyi yönetemeyenlerin aldıkları normalleşme kararları nedeniyle ölmek istemiyoruz. Emeğimizin sömürülmesine hayatlarımızın yok sayılmasına izin vermeyeceğiz. Biz sağlık ve sosyal hizmet emekçileri, pandemiyle değil, ölümlerimize neden olan emek sömürüsü ile savaşmaktayız; tükeniyoruz ve öfkeliyiz.”
