İstanbul Bilgi Üniversitesi Spor Yöneticiliği Bölümü öğrencisi Asena Melike Ağansoy, Brazilian Jiu Jitsu spor dalında Türkiye’nin ilk kadın kahverengi kuşağı ve ilk profesyonel kadın eğitmeni. Aynı zamanda 2013 yılında düzenlenen Türkiye Brazilian Jiu Jitsu Şampiyonası’nda ülkenin ilk kadın şampiyonu. Ağansoy, geleceğe yönelik hedeflerini özellikle kadınlar ve çocuklar arasında bu sporu yaygınlaştırmak ve ülkesini dünya çapında başarılarıyla daha iyi temsil etmek olarak belirtiyor.
- Brazillian Jiu Jitsu nedir? Temel kurallarından ve felsefesinden bahseder misiniz?
Brazilian Jiu Jitsu, bilime, deneylere, sonu gelmeyen bir deneme-yanılma ağına bağlı, tamamen fizik kurallarıyla çalışan, kaldıraç kuvveti, zamanlama ve denge kullanılarak uygulanan tekniklere dayalı bir dövüş sporu. Hatta sporun ötesinde bir yaşam biçimi. Çünkü fiziksel etkisinin yanında stres altında düşünerek, doğru karar vermeyi öğreten ve her türlü tehdit altında kendinizi güvende hissetmenizi sağlayan bir sisteme sahip. Sizi “daha iyi bir insan” olmaya iten yapısı ile hem sağlıklı düşünen hem de fiziksel olarak sağlıklı bir bireye dönüştürme gücü var. Brazilian Jiu Jitsu dünya çapında 6 bin gibi ciddi katılımcı sayılarıyla düzenlenen turnuvaları ve uluslararası bir federasyonu (International Brazilian Jiu Jitsu Federation) olan, kendi derecelendirme sistemine sahip bir spor dalı.
- Bu spora nasıl başladınız? Ne kadar zamandır profesyonel sporcusunuz?
Brazilian Jiu Jitsu ile tanışmam, kardeşim Uğur sayesinde oldu. Uğur’un Brazilian Jiu Jitsu’ya başladığı zamanlar neden bu spora bu kadar tutkuyla bağlandığı bende çok büyük bir merak uyandırmaya başladı. Annemizin desteğiyle çok küçük yaşlarımızdan beri sporla uğraşıyor olmamıza rağmen onun daha önce hiçbir sporu bu kadar istekle yapmamış olması bende büyük bir şaşkınlık yaratmıştı. Bir süre sonra katılmam için bana da ısrar etmeye başladı. Beni en iyi tanıyan insanlardan biri olduğu için sözünü dinledim ve “bunu ben de denemeliyim” diyerek 2012 yılında mindere adımımı attım. İlk bir kaç dersimden sonra Brazilian Jiu Jitsu’yu o kadar çok sevdim ve etkilendim ki antrenman yapamadığım günlerde sıkkın olmaya, sanki boşuna zaman geçiriyormuşum gibi hissetmeye başladım. Brazilian Jiu Jitsu’nun tamamen gelişme odaklı bir spor olduğunu bildiğim için minderde olmadığım günlerde bir şeyler kaçırıyormuşum gibi hissetmek beni rahatsız etmeye başladı. Bunları deneyimledikten sonra oldukça etkilendim ve aralıksız olarak haftanın yedi günü, günde iki kez antrenman yapmaya başladım. Dört ay sonra radikal bir karar alarak kendimi tamamen Brazilian Jiu Jitsu’ya adadım. 2012 yılından beri Türkiye’nin ilk Brazilian Jiu Jitsu ve Karma Dövüş Sanatları takımı ve okulu olan Corvos Combat’ta profesyonel olarak Brazilian Jiu Jitsu yapıyor, çeşitli turnuvalara katılıyorum. 2014 yılından bu yana da çocuk ve kadınlar için Brazilian Jiu Jitsu eğitmenliği yapıyorum.
- Katıldığınız yarışmalar ve dereceleriniz hakkında bilgi alabilir miyiz?
Başarılarımdan ilki 2013 yılında katıldığım Türkiye Brazilian Jiu Jitsu Şampiyonası’nda ülkenin ilk kadın şampiyonu olmam. Yine aynı yıl IBJJF (International Brazilian Jiu Jitsu Federation) tarafından düzenlenen Münih Şampiyonası’nda gümüş, 2014 yılında Roma’da düzenlenen Avrupa No Gi Şampiyonası’nda bronz madalya kazandım. 2015 yılında UAEJJF (United Arab Emirates Jiu Jitsu Federation) tarafından Atina’da düzenlenen Greece National Pro Şampiyonası’nda kendi sikletimde ve açık siklette 2 gümüş madalya kazandım. 2016 yılında Greece National Pro’ya tekrar katılarak kendi sikletimde gümüş ve açık siklette bronz madalya, Kasım 2016’da IBJJF tarafından Fransa’da düzenlenen Paris Open’da kendi sikletimde hem gi hem de no gi’de altın, açık siklette gümüş madalya kazandım.
- Yaptığınız spor ve başarılarınız hakkında çevrenizden nasıl tepkiler alıyorsunuz?
Brazilian Jiu Jitsu Türkiye’de çok yeni gelişiyor ama dünyada en hızlı yayılan spor dallarından biri. Katılımcı sayısındaki artışın yanı sıra, izlenme oranları ve yan sektörleri de oldukça değer kazanan bir spor dalı haline geldi. Türkiye’den çok uluslararası anlamda pozitif geri dönüş alıyorum. Burada da tabi ki destekleyen ve sosyal medyada pozitif yorumlarda bulunan insanlar var ama ben Brazilian Jiu Jitsu’nun Türkiye’de maalesef henüz anlaşılamamış bir spor olduğuna inanıyorum. Fakat bu sporun uluslararası gelişimine bakarak ve bu ülkede yaşayan bir birey olarak ülkemizde bu sporun ne hızda büyüyeceğini ve ne kadar büyük bir potansiyele sahip olduğunu öngörebiliyorum. Bunun için biraz da bizim gibi sporcuların bu spor dalını daha görünür hale getirmesi ve uluslararası arenada Türkiye Jiu Jitsu’sunu tanıtması gerekiyor ki yurt içindeki markalar ve yayın organları da bizimle ortak çalışmalara girebilsinler.
- Türkiye'nin ilk kadın Brazilian Jiu Jitsu kahverengi kuşağısınız ve siyah kuşağı olmayı hedefliyorsunuz. Bu süreç nasıl işliyor?
Bu süreç kişinin kendi gelişimine, yetenek seviyesine veya atletik yeterliliğine bağlı olarak değişiyor ama derecelendirme sisteminde ve sporcuların gelişmesindeki en büyük etken şüphesiz seçtikleri eğitmen ve ait oldukları takım. Ülkenin ilk kadın kahverengi kuşağı ve ilk profesyonel kadın eğitmeniyim. Derecelendirilmek için sadece belirli bir seviyede Brazilian Jiu Jitsu yapmanız değil, aynı zamanda bunu paylaşabiliyor olmanız ve öğretebilmeniz de önemli bir etken.
Brazilian Jiu Jitsu kendine has bir derecelendirme sistemine sahip. Mindere adım attığınız an yolculuğunuza beyaz kuşak olarak başlıyorsunuz ve eğitmeniniz aracılığıyla sırasıyla mavi, mor, kahverengi ve siyah kuşak olarak derecelendiriliyorsunuz. Siyah kuşak olmanız genellikle, sizin devamlılığınıza ve antrenman temponuza, yarışmalardaki başarılarınıza ve bilginizi başkalarıyla paylaşmanıza da bağlı olarak, 5-10 yıl arası sürebiliyor. Bunun yanında istisnai olarak her kuşağında dünya şampiyonu olmuş ve 4 yılda siyah kuşağını almış olan Demian Maia gibi başarılı sporcular da bulunmakta.
- İlerisi için hedefleriniz neler?
Öncelikle şu anki hedefim, spor alanında kendimi eğitmek, Brazilian Jiu Jitsu'yu ülkemizde yaygınlaştırmak, geliştirmek ve bu alanda ileriye dönük plan yapmak olduğundan, İstanbul Bilgi Üniversitesi Spor Yöneticiliği Bölümü’nde sürdürdüğüm eğitimimi tamamlamak istiyorum. BİLGİ'nin bu alanda lider kurumlardan biri olan Sportsnet Group ile işbirliği yaptığını duyduğum 2016 yılında, BİLGİ'de Spor Yöneticiliği öğrencisi olma hayalimdeki ilk adımımı attım ve burslu olarak bu bölümü kazandım. İlerisi için en büyük hedefim ise ülkemizde, özellikle kadınlar ve çocuklar arasında bu sporu yaygınlaştırmak ve dünyada Türkiye Jiu Jitsu’sunu daha iyi bir şekilde temsil etmek. Bunun yanı sıra tabii ki Avrupa ve Dünya şampiyonluk dereceleri kazanmak istiyorum. Bunun için çalışmalarıma başladım. Ancak bunların yanında benim için en önemli olan hedef, ulusal veya uluslararası çapta bu sporu yapan herkese, özellikle kadınlara ulaşarak, onlara ilham verebilmek.
