MEHMET YAŞAR SOYALAN / [email protected]
İlahiyatın bir meslek olarak algılandığı, bu konularda sadece ilahiyatçı olarak tanımlanan ‘uzman’ kişilerin konuşup yazabildiğinin varsayıldığı bir dönemde yaşıyoruz. Eğitimini fen veya sosyal bilimler üzerinde yapan, geçimini mühendis, öğretmen, hukukçu vs. olarak devam ettiren ancak kendisini dini ilimler konusunda da yetiştiren kişilerin ilahiyat alanında fikir beyan ettiği örnekler de az değil. Ancak bu kişilerin bu tür çalışmalar içerisine girmeleri yadırgana gelmiş, mektepli olmayan ilahiyatçılar da “İlahiyat, ilahiyatçılara bırakılmayacak kadar önemlidir” demek durumunda kalmışlardır. Buradaki temel sorun, ilahiyatın sadece dini ilimler denilen konularla sınırlanması ve bunların da sadece klasik ilahiyatçılar tarafından yapılabiliyor olması. Oysa ilahiyat dediğimiz şey hayatın bütün alanlarıyla doğrudan ilgili. Çünkü ilahiyat sadece ‘ilahiyat’ değildir. İlahiyatın elinin değmediği hiçbir alan yok gibi.
İlahiyat alanındaki çalışmaların da sadece ilahiyatçılar tarafından yapılamayacağını çok açık bir şekilde gözler önüne seren bir çalışmayla karşı karşıyayız: Mehmet Apaydın’ın ‘Hadislerin Tespitinde Bütünsel Yaklaşım’ isimli kitabı. Yazar, ODTÜ Fizik Öğretmenliği Bölümü mezunu. Bir-iki sene öğretmenlik yaptıktan sonra “Daha farklı şeyler yapmam gerekir” diyerek gençliğinden beri özel ilgi duyduğu bilgisayar ve yazılımı konusuna odaklanmış ve bu alanda kendi işini kurmuş. Hala ekmeğini bu işten kazanıyor. Ta ODTÜ’deki öğrencilik yıllarında ‘Siret/Peygamberin hayatı’ konusunda okumalar yapmış. Karşısında okuması gereken yüzlerce ciltlik bir külliyat olduğunu görünce bu külliyata ulaşmanın başka bir yolu olmalı diyerek, ilk defa ilkel şartlarda da olsa kitapların içeriğine ulaşabilecek bir kütüphane yazılımı hazırlamış. Böylece klasik dönem metinlerini bilgisayara yükleyerek klasik İslami metinleri elektronik ortamda incelemeye başlamış ve araştırmanın bir ürünü olarak ‘Resulullah’ın Günlüğü’ (1995) kitabı ortaya çıkmış.
Sonrasında yüksek lisansını ve doktorasını da hadis alanında yapmış. Bu arada bu yazılım işini daha da geliştirerek dikkate şayan özel bir kütüphane programı ortaya çıkarmış. Bu program ile Arapça, İngilizce, Türkçe on binlerce süreli ve süresiz yayının, özellikle klasik tüm İslami metinlerin üzerinde kelime ve cümle araması yapabilmenin yanı sıra metnin, istediği parçasını kopyalayabilme ve dipnot ekleyebilme özelliğine sahip. Ve sözünü ettiğimiz kitap bu programın ürünü.
Kitaba gelirsek... Mevcut hadis kitaplarının her birinin, pazılın sadece küçük bir parçasına tekabül ettiği, hepsi birleşse bile pazılın bütününü ortaya çıkaramadığı, mevcut yöntemlerle bu bütünlüğün sağlanamayacağı, bunun için sahabe kaynaklı bütün rivayetlerin bir araya getirilmesinin gerektiği tezi üzerine kurgulanmış. Kitap, bu yöntemle yapılan ilk çalışma ve Hadis ve siret alanındaki bütün taşları yerinden oynatmıştır.
Bu kitabın, bu ana kadar yapılan çalışmaları değersizleştirme potansiyeli taşıdığı iddia edilse de aslında kitap içerikleri bunun tam tersini söylüyor. Kitap, Peygamber dönemini bir bütün olarak ele alıyor, sahabe kavillerini bir bütünlük ve kronoloji içinde bir araya getirmeye çalışıyor. Çünkü mevcut yöntemlerle Peygamberin hayatı bir bütün olarak ortaya konamamakta, hadisler arasındaki tenakuz ve tekrarlar önlenememekte. Kitap ayrıca, günümüz arkeoloji, astronomi ve coğrafi bilgileri de bir veri olarak değerlendirdiği için rivayetlerin yeni bir gözle çapraz okunmasını da sağlıyor.
Örneğin Hz. Peygamber’in söz, fiil ve takrîrleri, bunları duyan ve şahit olan sahâbe tarafından hadis olarak gelecek nesillere aktarılmalarına rağmen bu hadisler bazı etkiler nedeniyle parçalara ayrılmışlar ve metin bakımından değişimlere uğramış. Bu parçaların bir kısmı hadis, tefsir ve siyer gibi alanlarda telif edilen kaynaklarda toplanmışlarsa da, önemli bir kısmı günümüze ulaşamamış. Aynı şekilde cerh-tadil sisteminin göreceliği nedeniyle çok sayıda rivâyet zayıf ve mevzû addedilerek temel hadis kaynaklarına alınmamış. Yine pek çok rivâyet, metin bakımından Kur’ân’a, akla, mantığa ve sünnete aykırı bulunarak/merdud kabul edilerek devre dışı bırakılmış. Kitabın en temel özelliklerinden birisi de kavramsal alanı da yeniden kurması. Hadis ve siret literatürüne ait kavramlar analiz edilerek yeniden tanımlanmaya çalışılmıştır.
Kısacası, ‘Bütünsel Yaklaşım’ olarak adlandırılan bu yöntemle mevcut rivâyetlerin, isnadları dikkate alınarak sahâbî bazında ayrı birer haber olarak tasnif edilmesi, daha sonra bu metinlerin Zaman, Mekân, Eylem, Nesne ve Grup gibi ögelere ayrılarak birbirleriyle karşılaştırılması öngörülmüştür. Böylece Hz. Peygamber zamanında yaşandığı anlaşılan bir konuşma veya olay mevcut ögeler yardımıyla yeniden kurgulanabilecektir.
Sonuç olarak Hz. Peygamber ile ilgili rivâyet edilen bütün hadisler ve diğer bilgiler bir araya getirilerek yeni bir kurgu ortaya konulduğunda, bu kurgu hem Hz. Peygamber’i anlatan büyük ve tek bir hadis hem de ayrıntılı bir siyer olacaktır. Böylece hadis ve siyer ayrımı ortadan kalmış olacağı için hadislerin kronolojik sıraya göre anlaşılır bir ortam bilgisine sahip olduğu sağlam temellere dayalı bir siyer bilgisi de elde edilecek.
Her türlü metin tenkidine tabi tutulmuş bu yeni yapıdan Akaid, Tefsir, Fıkıh vb. gibi diğer İslâmî ilimler de istifade edilebilecek.

Hadislerin Tespitinde Bütünsel Yaklaşım
Mehmet Apaydın
KURAMER
500 sayfa / 40 TL
