Suudi Arabistan’ın İstanbul Konsolosluğu’da işlenen vahşi cinayetin neredeyse tüm ayrıntıları ortaya çıktı ama ABD yine ikna olmadı.
Başkan Trump en geç 20 Kasım salı günü ‘Tam bir rapor alacaklarını’ söylerken, ABD Dışişleri de ‘Nihai bir sonuca varamadık henüz” açıklaması yaptı. Cemal Kaşıkçı’nın yazarları arasında olduğu Washington Post gazetesi ise CIA’nin cinayet ve ardındaki isimlerle ilgili tüm bilgileri vermesine rağmen Beyaz Saray’ın katilleri koruma altına aldığını savundu.
“Trump, Muhammed Bin Selman’ın yalanlarını savunuyor. Kongre gerçekler üzerinde ısrarcı olmalı” diye yazan gazete ayrıca 3 Cumhuriyetçi ve 3 Demokrat senatörün, Suudi yönetimi ya da kraliyet ailesinden cinayetle ilgisi olanlara 30 gün içinde yaptırım uygulanmasıyla ilgili teklif sunmaya hazırlandığını kaydetti.
Kaşıkçı cinayetinin neredeyse tüm ayrıntılarının ortaya çıkmasına karşın ABD yönetimi hala kararını veremedi. Trump “1-2 gün içinde herşeyi öğreneceklerini” belirtirken ABD Dışişleri de ‘henüz bir sonuca ulaşamadıklarını’ açıkladı. Kararsızlığa en sert tepki ise ABD medyasından geldi. WP “Trump, Prens’in yalanlarını savunuyor. Kongre ısrarcı olmalı” diye yazdı.
ABD Başkanı Donald Trump, Cemal Kaşıkçı cinayetine ilişkin kapsamlı bir raporun salı günü hazır olacağını duyurdu. California eyaletinde orman yangınları ile mücadele çalışmalarını takip eden Trump, Malibu kentinde gazetecilerin sorularını yanıtladı. Merkezi Haberalma Teşkilatının (CIA) Kaşıkçı cinayeti emrinin Suudi Veliaht Prensi Muhammed Bin Selman tarafından verildiği sonucuna vardığı iddialarını değerlendiren Trump, “Henüz herhangi bir değerlendirme yapmadılar. Bunun için çok erken. Bu tamamlanmamış bir rapor” dedi. Trump, “Önümüzdeki iki gün içinde belki pazartesi veya salı günü tam bir rapor almış almış olacağız ve tam tamamlanmış olacak” diye konuştu CIA Direktörü Gina Haspel ile görüştüğünü aktaran Trump, “Bir gazetecinin öldürülmesi korkunç bir şey” ifadesini kullandı. Trump daha sonra ise daha kesin bir dille Kaşıkçı cinayetine ilişkin raporun salı günü hazır olacağını belirtti. ABD Başkanı, raporun “olayın tüm etkisini ve kimin sebep olduğunu veya kimin yaptığına da yanıt vereceğini” kaydetti.
California’ya gitmeden önce Beyaz Saray’ın bahçesinde gazetecilere konuşan Trump, CIA Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın cinayetinin Suudi Veliaht Prensi Muhammed Bin Selman tarafından emredildiği sonucuna vardığına ilişkin haberlere ilişkin henüz CIA’dan bu konuda brifing almadığını ifade etmişti. Trump “Şu an itibariyle onun (Bin Selman’ın) bunda bir rolü olmadığı bize söylendi. Neler söyleyeceklerini bekleyeceğiz” diye konuşmuştu. Daha sonra ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Heather Nauert, Trump’ın Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ile CIA Direktörü Haspel ile telefonda görüştüğünü açıklamıştı. Sözcü, ABD’nin Cemal Kaşıkçı cinayetine ilişkin nihai bir sonuca vardığı iddialarının doğru olmadığını bildirmişti.
ABD’den ikinci Kaşıkçı açıklaması da Dışişleri Bakanlığı’ndan geldi. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Heather Nauert, ABD’nin Cemal Kaşıkçı cinayetine ilişkin nihai bir sonuca vardığı iddialarının doğru olmadığını açıkladı. ABD Başkanı Trump, Dışişleri Bakanı Pompeo ve CIA Direktörü Gina Haspel arasında Kaşıkçı cinayeti üzerine gerçekleşen görüşmenin ardından yazılı açıklama yapan Nauert “ABD hükümeti Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmesinden sorumlu herkesten hesap sorma konusunda kararlıdır” açıklamasında bulundu. Sözcü şöyle devam etti: “Kaşıkçı cinayetine ilişkin henüz cevaplanmayan çok sayıda soru var. Aynı zamanda Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmesinden sorumlu olanlardan hesap sormak için Kongre’ya danışmaya ve diğer ülkelerle çalışmaya devam edeceğiz.” ABD hükümetinin Kaşıkçı cinayetine ismi karışmış 17 Suudi yetkiliye yaptırım uyguladığını hatırlatan Nauert, “Aynı zamanda cinayeti planlayan, cinayete öncülük eden ve cinayetle bağlantılı olanlardan hesap sormak üzere ek adımları araştırmaya devam edeceğiz. Bunu, ABD ile Suudi Arabistan arasındaki önemli stratejik ilişkileri koruyarak yapacağız” ifadelerine yer verdi.
Başkan Trump ve Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan bu iki açıklamaya ise ABD medyası tepki gösterdi. Kaşıkçı’nın da yazarları arasında olduğu Washington Post gazetesi ‘Suudi Veliaht Prensi Muhammed Bin Selman’ın yüzsüzlükle gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın cinayetiyle ilgili hesap verme zorunluluğundan kurtulmak için yalan yollara başvurduğunu ve Trump yönetiminin buna yardım ettiğini’ yazdı.
“Trump, Muhammed Bin Selman’ın yalanlarını savunuyor. Kongre gerçekler üzerinde ısrarcı olmalı” başlığıyla bir yazı yayımlayan gazete perşembe günü Riyad’da bir savcının Veliaht Prensi bütün suçlardan muaf tutan ve var olan gerçeklerle çelişen bir açıklamada bulunduğu belirtilerek, bu davanın “kökenine inme” sözü veren ABD Başkanı Donald Trump’ın, bu üstünü örtme durumunu reddetmek yerine bunu kabullendiği ifade edildi. “ABD Hazine Bakanlığı, Kaşıkçı cinayetine ismi karışmış 17 Suudi şüpheliye yaptırım uyguladı, fakat Muhammed Bin Selman’ı ve üst düzey istihbarat yetkililerini bundan muaf tuttu.” ifadesine yer verilen yazıda, ABD Merkezi Haberalma Teşkilatının (CIA), Kaşıkçı’nın öldürülmesi emrini Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın verdiği sonucuna ulaşmasına rağmen, Trump’ın Suudi lideri desteklediğine dikkat çekildi. İstihbarat yetkililerin vardıkları bu sonuçla ilgili aralarında ses kayıtlarının, cinayet ekibinin lideri ve Washington’daki Suudi büyükelçi arasında geçen telefon görüşmelerinin bulunduğu kanıtlar konusunda Trump’ı bilgilendirdiklerinin dile getirildiği yazıda, Beyaz Saray’ın 33 yaşındaki prensi stratejik bir müttefik olarak görme kararının yanlışlığını kabullenme olacağı için, Trump’ın Selman’ın sorumluluğunu kabul etmediğine işaret edildi.
3 Cumhuriyetçi ve 3 Demokrat senatörün, Suudi Arabistan yönetimi ya da kraliyet ailesinden Kaşıkçı cinayetiyle ilgisi olanlara ABD yönetimi tarafından 30 gün içinde yaptırım uygulanmasıyla ilgili teklif sunacakları belirtilen yazıda, teklifte ayrıca Suudi Arabistan’a ABD’den yapılan silah satışının durdurulmasının da yer alacağı kaydedildi. Gazetenin yazısında eğer Beyaz Saray, veliaht prensinin yalanlarına yardım etmeye devam ederse, Kongre’nin kararlı bir şekilde harekete geçmesi gerektiği vurgulandı.
