Yaz mevsiminde 150, kış mevsiminde ise 2.000 kişinin yaşadığı Slab şehri hiçbir kanun ve kuralın geçerli olmadığı bir yer. Terini satarak para kazanmaya çalışan genç ise bu şehrin sırrını ortaya koyan ufak bir detay...
ABD'nin Kaliforniya eyaletinde Sonora Çölü'nde Meksika sınırının ortalama 80 km kuzeyindeki gizli kasaba büyük gizemler içeriyor. Adı "Slab City" yani Slab şehri olan bu yer, eski bir ABD Deniz Piyadeleri üssü olan Dunlap Kampı arazisinde bulunuyor.
1940'lı yıllardaki savaş esnasında kamp ayrıca laboratuvar olarak da kullanılmış. Fakat İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra durdurulan faaliyetler sonrasında kent sakinleri bölgeyi bir yaşam yeri haline getirmiş. Elde ettikleri bütün malzemeler ile, bulabildikleri tüm levhalarla ortaya karışıklıklarla dolu konutlar inşaa ederek kendi yaşam alanlarını kurmuşlar.
KİMİSİNE GÖRE "SON ÖZGÜR YER" KİMİSİNE GÖRE "ANARŞİ BÖLGESİ"
Kimisinin son özgür yer kimisinin de anarşi bölgesi olarak gösterdiği Slab şehri, orada yaşayanlar için adeta yolun sonu. Elektrik, akan su, kanalizasyon ya da çöp toplama gibi unsurlar olmadan hayatlarını devam ettiren bölge halkı ayrıca kolluk kuvvetleri, vergilendirme ya da idare olmadan yaşıyor. Sertleşmiş topraktan yapılan sokaklar, kurtarılmış malzemelerden oluşturulan yapılar ve köpek sürüleriyle dolu.
YAZ AYLARINDA NÜFUSU DÜŞÜYOR
Kış aylarında nüfusu 1000 kişiyi bulan bölgede, sıcaklıkların 48 dereceye ulaştığı yazları ise 150 kişi anca barınıyor. Fakat, nüfusun artışıyla birlikte hırsızlık, illegal madde kullanımı, çevre kirliliği ve topluluk programlarını başarılı bir şekilde devam ettirmede gittikçe zorlaşıyor.
MAHALLEYE GÖRE KURALLAR DEĞİŞİYOR
Şehrin sınırları içinde bir düzineyi aşkın da mahalle bulunuyor. Bu mahallerinin hepsi, kendine has kurallar ve kültürden oluşan küçük bir kamp gibi görülüyor. 2020 yılı itibari ile Doğu İsa ile Slab şehri olarak ikiye ayrılan şehirde neredeyse hepsi emekli olan binlerce kampçı ve karavan sahibi de kış aylarını geçiriyor. Çöl sıcakları olmasına rağmen daimi 150 sakini olan şehre birçok kişi özellikle kış aylarında merkezden uzakta yaşamayı öğrenmek ya da izole edilmek için gönüllü olarak taşınıyor.
KENDİ TERİNİ SATARAK PARA KAZANACAK
Bölgede o kadar renkli karakterler var ki bunlardan biri olan Zachary isimli adam, kendi terini satarak para kazanmayı hedefliyor. Bölgede güvenlik güçleri olmadığı için hırsızlık olaylarının çok fazla olduğunu belirten Zachary, kedisinin çalındığını ve karavanının yakıldığını belirtti. Bunların üzerine kendine bir kamyon alan adam ne yazık ki kamyonunu da kaybetti.
Duygularını şu sözlerle ifade eden Zachary, "Zaten arka lambalarımı kırdılar, lastiklerden bazılarını patlattılar ve iki koltuğumu da fena halde yaktılar. Bu insanlardan gerçekten hiç hoşlanmıyorum. Burada insanlar başkalarının mallarını veya huzurunu göz ardı ediyor." dedi.
Bütün aletleri çalındığı için yaşam mücadelesi veren Zachary'nin kendine göre ustaca bir fikri var. Genç adam, "Harika tuzlarımı (ter) satmayı düşündüm. Yazın vücudumu kazıyıp terimi topluyorum" diyor ve eğer topladığı bu sıvıyı kaynatırsa geriye yalnızca testosteron ve tuzun kalacağını söylüyor.
Bölgede yaşayanların çoğu etraftan topladıkları sanat eserlerini, şehirlerine gelen meraklı ziyaretçilere satarak gelir sağlıyor. Ancak bazı sanat eserleri çok büyük olduğu için onları satmakta zorluk çekiyorlar.
