İsrail hapishanelerinden serbest bırakılan Gazzeli çocuklar, maruz kaldıkları "insanlık dışı" fiziksel ve psikolojik işkenceyi anlattı. Çocuklar, hem ruhen hem de bedenen şiddete uğradıklarını, yaşlıların açlıktan, ağır şiddetten hayatlarını kaybettiğini ifade etti. 25 Ocak 2024'te alıkonulan çocuklardan Ahmed Hurays, "Gözlerimin önünde insanların işkenceyle öldüğüne şahit oldum" dedi. Esir kalan çocuklar askerlerin kendilerine 'Gazze bitti, asla geri dönemeyeceksiniz' dediklerini söyledi.
Gazze'de ateşkes ve esir takası anlaşmasının yedinci turu kapsamında, İsrail'in geç de olsa serbest bıraktığı 46 Filistinli esir, aralarında kadınlar ve çocukların da bulunduğu, Han Yunus'un doğusunda bulunan Avrupa Hastanesi'nde aileleriyle buluştu.
Hapishanelerdeki zorlu yaşam şartlarını anlatan serbest bırakılan çocuklar, orada yaşadıkları sürecin hiçbir insan hakkına saygı göstermediğini belirtti.
"YAŞLILAR AÇLIKTAN ÖLÜYORDU"
Filistinli çocuklardan Salah el-Mukayyed, "Bizi hem ruhen hem de bedenen çok yıprattılar. Hapishanede 4 yaşlı adam felç geçirdi ve hareket edemez hale geldi." şeklinde konuştu.
İşkencenin yalnızca belirli bir yaş grubuna yönelik olmadığını vurgulayan Mukayyed, herkesin işkence ve açlıkla yüzleşmek zorunda kaldığını belirtti. Zeminde battaniyesiz yatmak zorunda bırakıldıklarını söyleyen Mukayyed, "Yaşlılar açlıktan ölüyorlardı." diye ekledi.
ZULÜM VE SINIRSIZ İŞKENCE
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus kentinden 25 Ocak 2024'te alıkonulan çocuklardan Ahmed Hurays, İsrail hapishanelerinde yaşadıklarını, "Bize karşı inanılmaz bir zulüm ve sınırsız işkence vardı. Gözlerimin önünde insanların işkenceyle öldüğüne şahit oldum." sözleriyle aktardı.
Gözdağının bir parçası olarak, "İsrailli müfettiş, Filistinlilere ait kesilmiş el ve parmaklarla gelirdi." diyen Hurays, Negev Hapishanesi'ndeki koşullar hakkında ise şunları söyledi:
"Yaralı ayağıma hiçbir tıbbi müdahale yapılmadı. Günlerce güneş ışığı görmedim. Yiyecek ve su bulmak imkânsızdı. Hatta tuvalete bile erişimimiz kısıtlanmıştı."
SANKİ HAPİSHANEDE DOĞMUŞTUK
Gazze'de 3 Mart 2024’te alıkonan çocuklardan Muhammed Sakka, yaşadığı travmayı, "Durum çok kötüydü, açlık, dayak, baskı ve aşağılama, kelimelerle anlatamam." sözleriyle dile getirdi.
İsrail askerlerinin kendilerine sürekli olarak "Gazze yok edildi, bir daha asla geri dönmeyeceksiniz" dediğini belirten Sakka, "O kadar uzun süre orada kaldık ki, sanki hapishanede doğmuşuz gibi hissettik. Özgür kaldığımızda, dışarıdaki hayatı bile hatırlamakta zorlandık." şeklinde konuştu.
Ahmed Semir, 14 Aralık 2024’te alıkonulduğunu ve İsrail hapishanelerinde kendilerine insanlık dışı muamele uygulandığını belirtti.
Megiddo Hapishanesi ile Sde Teiman gözaltı merkezi arasında dağıtıldıklarını anlatan Semir, "Askerler bizi sürekli diz çökerek durmaya zorluyordu. Dizlerimizin üzerinde saatlerce durmak zorunda kalıyorduk. Hapishanelerde mahkumların bacakları kırılıyordu. Bazı esirler de işkence nedeniyle hayatını kaybediyordu." dedi.
ATEŞKES VE ESİR TAKASI
Hamas ile İsrail arasında varılan ateşkes ve esir takası anlaşması, 19 Ocak Pazar günü TSİ 12.15'te yürürlüğe girmişti.
Anlaşma çerçevesinde, 27 Ocak Pazartesi günü Netzarim Koridoru, Gazze Şeridi’ndeki Filistinlilerin güneyden kuzeye geçişine açıldı. İsrail ordusu ise 9 Şubat'ta Netzarim Koridoru'ndan çekildi.
Gazze Şeridi ile Mısır arasındaki Refah Sınır Kapısı, 8 ay süren İsrail işgalinin ardından 1 Şubat'ta hasta ve yaralıların tahliyesi için açıldı.
Anlaşmanın birinci aşamasındaki esir takasları sonucu, İsrail hapishanelerindeki 1700’ün üzerinde Filistinli ile Gazze'deki 25 İsrailli esir serbest bırakıldı. Ayrıca, İsrail saldırılarında öldüğü açıklanan 8 esirin cenazesi teslim edildi. Gazze'deki 5 Taylandlı esir de salıverildi.
