Küresel çaptaki belirsizlikler, ticaret savaşları, ABD’de düşük gelen enflasyon ve güçlü dolar istenmemesi altına yaradı. Güvenli liman olarak görünen sarı madene tüm dünyada talep artınca ons fiyatı arka arkaya rekorlar kırdı. Parasını altına yatıranlar bir yılda yüzde 60 kazanç elde etti. Aynı dönemde dolardaki getiri ise yüzde 5’e ulaşamadı.
MİNE AÇAR
Son dönemlerin en gözde yatırımı altın tüm dünyada kazandırmaya devam ediyor. Parasını güvenli liman olarak gördükleri altına yatıranlar, içeride de dışarıda da birikimlerini büyütmeyi başardı. Altının ons fiyatı dün sabah saatlerinde yüzde 0,17’lik artışla 2 bin 993,94 dolara ulaşarak rekor tazeledi. Böylece, değerli metalin ons fiyatı 3 bin dolara yaklaştı. Yeni yılın ilk gününe 2 bin 620 dolardan başlayan sarı metal, yılın başından bu yana yaklaşık 373 dolar değer kazanırken, bu yıl 13 kez rekor yeniledi.
Altının ons fiyatı geçen yıl yüzde 27 yükselirken, bu yıl da yüzde 17 artış gösterdi. İç piyasada da altına yatırım yapanlar ons getirisinin üzerinde bir gelir elde etti. Tam bir yıl önce 14 Mart 2024 tarihinde 100 bin liralık parasıyla gram altın almaya karar veren yatırımcı hesabına 44,978 gram altın koydu. Parasının bugünkü değeri ise 158 bin 221 lira olarak hesaplandı.
Yani yüzde 58,22’lik bir kazanç elde etti. Parasını çeyrek altın alarak değerlendirmek isteyenler yaklaşık 27 adet çeyrek altın alıp yastığının altına yerleştirdiğinde parası bir yıl sonra 160 bin liraya ulaştı. Aynı süre içerisinde Cumhuriyet altınındaki kazanç da yüzde 58,46 olarak hesaplandı. Uzmanlar altın fiyatlarındaki ivmenin bir süre daha yukarı yönlü hareket edeceğini dile getiriyor. Artışın gerekçeleri de değişmiyor.
TİCARET SAVAŞLARI ETKİLİ
Dünya genelinde enflasyonla mücadele ve resesyon endişeleri devam ederken, ABD Başkanı Donald Trump’ın tarifeler üzerinden başlattığı ticaret savaşı varlık fiyatlamalarını zorlaştırıyor.
Trump, ABD’de üretilen viskilere getirdiği yüzde 50 gümrük vergisini kısa sürede kaldırmaması halinde AB’den ithal edilen tüm alkollü ürünlere yüzde 200 gümrük vergisi uygulayacağını duyurdu.
AB’yi dünyanın en düşmanca ve istismarcı vergilendirme otoritesi olarak nitelendiren Trump, AB’nin “ABD’den faydalanmak için kurulduğu” görüşünü yineledi. Ayrıca Trump, NATO Genel Sekreteri Mark Rutte’yi Beyaz Saray’da ağırlarken Oval Ofis’te yaptığı açıklamalarda da tarife planlarına ilişkin hiçbir şekilde geri adım atmayacağının sinyalini verdi.
Analistler, ABD Başkanı Trump’ın ticaret politikalarındaki yaklaşımının belirsizlikleri artırdığını, bu durumun ülkelerin ekonomi politikaları oluşturmasında öngörülebilirliği azalttığını ve yatırımcıları temkinli olmaya sevk ettiğini söyledi. Para piyasalarındaki fiyatlamalarda ABD Merkez Bankasının (Fed) politika faizini gelecek haftaki toplantısında sabit tutacağına, yılın ilk faiz indirimini ise haziran ayında yapacağına kesin gözüyle bakılıyor.
GERİ ADIM ATILMAMASI ALTINI DAHA DA CAZİP KILIYOR
ABD’nin ticaret tarifeleri ve AB’nin misilleme açıklamaları piyasaların odağında olmayı sürdürürken, AB Komisyonu Sözcüsü Olof Gill, AB’nin karşı önlemlerine ABD tarafının yine karşılık vermesi durumuna bir yıldır hazırlıklı olduklarını söyledi. Gill, ABD’nin çelik ve alüminyum ithalatına uygulamaya başladığı yüzde 25 oranındaki tarifelerden derin üzüntü duyduklarını belirterek, “ABD’yi uygulanan tarifeleri derhal iptal etmeye çağırıyoruz.” ifadesini kullandı. Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Christine Lagarde ise yayınlanan bir röportajında ticaret savaşlarının küresel ekonomiye zarar vereceğini belirterek, “Ticareti önemli ölçüde azaltılacak gerçek bir ticaret savaşına girersek, bunun ciddi sonuçları olur.” ifadelerini kullandı.
Analistler, halihazırda resesyon endişeleri gölgesindeki Avrupa ekonomisinin ABD’nin tutumu nedeniyle kar ve pazar payı kaybı ihtimalinin endişeleri artırdığını ifade ederek, AB’nin tarifelere yönelik misilleme adımlarının yakından takip edildiğini söyledi. Bu gelişmeleri karşılıklı restleşmelerin daha uzunca bir süre devam edeceği şeklinde okuyanlar ise bir süre daha anlaşılan o ki altın yatırımına devam edecek. Dolar yatırımcısı kaybetti.
Analistler yatırımcıların belirsizlik ortamı devam eden süreçte parasının değer kaybetmemesi için altın talebinin bir süre daha devam edeceğini dile getiriyor. Altın madenlerinin giderek azalması da elinde fiziki altın bulundurma isteğini artırıyor. Dünyanın neresine gidilirse gidilsin altının anında paraya çevrilme gücüne sahip olması da cazibeyi artıran bir başka gerekçe olarak sıralanıyor.
Parasının değerini koruyup kar elde etmek isteyen birçok yatırımcının özellikle yatırım sepetine dolar koymaktan çekindiğini dile getiren uzmanlar, bu durumu da ABD’nin güçlü dolar istememesine bağlıyor. Bir süre daha doların diğer para birimleri karşısında zayıf kalmasına yönelik adımlar atılması olasılığı da güçlü görünüyor.
Nitekim dolar kurunun 14 Mart 2024 tarihinde 35,26 lira olduğu iç piyasada elindeki 100 bin lira ile dolar almaya karar veren bir yatırımcının cebinde 2 bin 836 dolar olduğu ve parasının bugünkü Türk Lirası karşılığının 104 bin 140 lira olarak hesaplandığını görüyoruz. Enflasyon karşısında ciddi bir kayıp söz konusu.
BİTCOİN GÜVEN VERMİYOR
Bitcoin ise güveni ve istikrarı seven yatırımcıyı içine almıyor. Analistler daha çok gençlerin parasını katlamak için yatırım yaptığı piyasada fiyat dalgalanmalarının çok sert olduğunu, bir anda büyük paralar kazanıp bir anda da büyük kayıplar yaşanabildiğini bu nedenle güveni seven yatırımcıların bitcoin almak istemediğini söylüyor. Bir yıl önce elindeki 100 bin lira ile 1,3619 bitcoin alan bir yatırımcının parasının değeri ise bugün 111 bin 524 lira olarak hesaplanıyor.
Uzmanlar şimdiye kadar iç piyasada kripto paralar ile ilgili yasal alt yapının da net olmamasının yatırımcıları bu alandan uzak tuttuğunu dile getiriyor. Önceki gün SPK’nın kripto varlıklarla ilgili kuralları yeniden yazmasının ise ilerideki dönemde bu alana ilgiyi artırabileceği söyleniyor.
SPK düzenlemesiyle, kripto varlık platformları için yeni şartlar getirildi. Artık kripto varlık platformlarının asgari kuruluş sermayesi 150 milyon lira, saklama kuruluşlarının sermayesi ise 500 milyon lira olacak. Kripto para borsaları müşteri nakitlerini doğrudan saklayamayacak. Tüm müşteri varlıkları, bankalarda açılan özel hesaplarda tutulacak ve bu hesaplar platformun kendi varlıklarından ayrı şekilde takip edilecek. Kripto varlıkların kaldıraçlı olarak alınıp satılması da yasaklandı. Yurt dışı merkezli kripto para borsaları da, Türkiye’de izinsiz hizmet veremeyecek