Elektrikli otomobillerdeki değer düşüşünün en temel faktörlerinden biri, teknolojinin baş döndürücü hızıyla ilerlemesi.
Sürekli olarak piyasaya sürülen yeni nesil elektrikli araçlar, daha uzun batarya menzili, daha kısa şarj süreleri ve artırılmış donanım özellikleriyle tüketicilerin dikkatini çekiyor.
Bu durum, önceki modellerin hızla 'eski' kategorisine girmesine ve dolayısıyla piyasa değerlerinin hızla gerilemesine yol açıyor.
LÜKS SEGMENTTEKİ HAYAL KIRIKLIĞI
Rayhaber'de yer alan habere göre, piyasa dinamikleri de elektrikli araçların değerini belirlemede kilit rol oynuyor.
Özellikle yüksek fiyat etiketleriyle satışa sunulan lüks segment elektrikli otomobiller, bazen beklenen performans veya müşteri memnuniyetini sağlayamayabiliyor.
Bu durum, ikinci el pazarlarında büyük hayal kırıklığı yaratıyor. Örneğin, premium bir model olan Audi Q8 e-Tron, başlangıçtaki yüksek fiyatına rağmen ikinci el piyasasında umulanın çok altında bir değerle alıcı buluyor.
Bu durum, üst düzey özelliklere sahip olsa bile marka imajının veya beklentilerin piyasa değerini nasıl etkilediğinin çarpıcı bir göstergesi.
EN ÇOK DEĞER KAYBEDEN LÜKS MODELLER
Yapılan analizler, son beş yılın en fazla değer kaybeden elektrikli araç modelleri listesinde Audi Q8 e-Tron'un başı çektiğini gözler önüne seriyor.
Bu modelin yanı sıra, lüks segmentin diğer önemli temsilcileri olan Mercedes EQS, Tesla Model S, Jaguar I-Pace ve BMW i3 de ikinci el piyasasında kayda değer değer kayıpları yaşıyor.
Audi Q8 e-Tron: Sıfır satış fiyatına göre ikinci el değeri oldukça düşük seyrediyor.
Mercedes EQS: Üstün lüks özelliklerine karşın ikinci el piyasasında yüksek oranlarda değer kaybediyor.
Tesla Model S: Son bir yıl içerisinde yaklaşık yüzde 16'lık bir değer düşüşü kaydetti.
Jaguar I-Pace: Piyasa talebindeki düşüşle birlikte değer kaybı ivme kazandı.
BMW i3: Piyasaya çıkış süresi nedeniyle (eski model olması) belirgin bir değer kaybı yaşanıyor.
EKONOMİK VE GÜVENİLİR SEÇENEKLERİN YÜKSELİŞİ
Elektrikli otomobil pazarındaki değer kaybı eğiliminin aksine, Toyota ve Honda gibi daha ulaşılabilir ve tüketici nezdinde güvenilir kabul edilen markaların elektrikli modelleri, ikinci el piyasasında değerlerini daha iyi koruyor.
Kullanıcıların uzun vadede daha az maliyetli ve daha güvenilir araçlara yönelme tercihi, bu markaların modellerinin ikinci eldeki performansını olumlu etkiliyor.
Özellikle Toyota ve Honda'nın yüksek güvenilirlik algısı ve düşük işletme giderleri, bu araçların kullanıcılara daha tatmin edici bir deneyim sunarak ikinci el piyasasında da tercih sebebi olmalarını sağlıyor.
GELECEKTEKİ POTANSİYEL VE BEKLENEN TOPARLANMA
Sektör uzmanları, elektrikli araç teknolojisinin geleceğine dair oldukça umutlu. Elektrikli otomobillerin er ya da geç içten yanmalı motorlu araçların yerini alacağına inanılıyor.
Bu öngörü, mevcut değer kayıplarının geçici bir dönemsel dalgalanma olabileceği sinyalini veriyor. Elektrikli araçların gelecekte daha yaygın hale gelmesiyle, ikinci el piyasasındaki değerlerinin de olumlu yönde etkilenebileceği düşünülüyor.
Hükümet teşvikleri, batarya teknolojilerindeki çığır açan gelişmeler ve şarj altyapısının genişlemesi, elektrikli araçların benimsenmesini artıracak ve bu da ikinci el piyasasında bir toparlanma süreci başlatabilir.
DEĞER KAYBININ ÇOK YÖNLÜ NEDENLERİ VE GELECEK PERSPEKTİFİ
Elektrikli araçların günümüzdeki değer kaybı, hızla gelişen teknoloji, piyasa koşulları ve lüks segmentteki bazı modellerin beklentileri karşılamakta zorlanması gibi birden fazla faktörle ilişkili.
Ancak, daha ekonomik ve güvenilir modellerin tüketiciler tarafından daha fazla ilgi görmesi, değer kaybını minimize etme potansiyeli taşıyor.
Uzmanlar, elektrikli araç teknolojisinin ilerlemesiyle birlikte ikinci el piyasasında yaşanan bu düşüşlerin geçici olabileceğini ve piyasanın zamanla bir dengeye ulaşacağını belirtiyor.
