Türkiye'de yastık altı yatırımların ekonomiye kazandırılmasına yönelik formüllere bir yenisi daha ekleniyor. Kulislerde konuşulan "Altın Kiralama Sistemi", elinde fiziki altın bulunan vatandaşları yakından ilgilendiriyor. Finans piyasalarının yakından takip ettiği Ekonomist İris Cibre, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla bu sistemin nasıl işleyeceğini ve önündeki en büyük engeli açıkladı.
ALTIN KİRALAMA SİSTEMİ NEDİR, NASIL ÇALIŞACAK?
Vatandaşın elindeki altını sisteme dahil etmeyi amaçlayan modelin detayları netleşmeye başladı. İris Cibre'nin aktardığına göre sistem şu şekilde işleyecek:
Evde tutulan (yastık altı) altınlar, banka veya rafineriler aracılığıyla kayıt altına alınacak. Altın sahibi ile kurum arasında bir sözleşme imzalanacak ve altın kuruma kiralanacak. Bu işlem karşılığında vatandaşa dönemsel "kira ödemesi" yapılacak. Sözleşme süresi dolduğunda ise vatandaş, verdiği altını aynı ayar ve gramajda fiziksel olarak geri alabilecek.
YASTIK ALTI ALTININ DEĞERİ 520 MİLYAR DOLAR
Ekonomist Cibre, Türkiye'deki yastık altı altın miktarının büyüklüğüne de dikkat çekti. Eski ölçümlerin yetersiz kaldığını belirten Cibre, 1996 yılındaki 300 tonluk verinin aksine, şu anki ekonomik büyüklüğün çok daha devasa olduğunu vurguladı. Cibre'ye göre şu an yastık altında yaklaşık 520 milyar dolar değerinde altın bulunuyor.
"AYŞE TEYZE ALTININI VERMİYOR"
Sistem kağıt üzerinde "iyi bir uygulama" gibi görünse de İris Cibre, Türkiye gerçeklerine dikkat çekerek sistemin başarısı konusunda şüphelerini dile getirdi. Daha önce denenen "Altın Mevduat Hesabı", "Altın Kira Sertifikası" ve tahvil gibi benzer uygulamaları hatırlatan Cibre, vatandaşın güven sorununa işaret etti.
Cibre paylaşımında şu ifadeleri kullandı: "Aslında iyi uygulama. Ama bizde buna benzer Altın Mevduat hesabı, altınını getir kira sertifikası ve tahvili var. Ama yok... Ayşe Teyze, altınını vermiyor..."
