Elçin Sangu tükenmişlik sendromuna yakalandı! Kiralık Aşk'tan ayrılıyor mu?

Elçin Sangu tükenmişlik sendromuna yakalandı! Kiralık Aşk'tan ayrılıyor mu?

'Kiralık Aşk' dizisiyle beğeni toplayan başarılı oyuncu Elçin Sangu tükenmişlik sendromuna yakalandı. Elçin Sangu'nun Meryem Uzerli'nin yakalandığı tükenmişlik sendromuna yakalanması "Kiralık Aşk'tan ayrılıyor mu?" sorusunu gündeme getirdi. Nefes alacak vakit bulamadığını söyleyen Elçin Sangu, yapımcısıyla da kavga etti.

Star TV'de yayınlanan Kiralık Aşk dizisinin başrol oyuncusu Elçin Sangu'nun tükenmişlik sendromuna yakalandığı ortaya çıktı. Elçin Sangu'nun yoğun set programı nedeniyle yorgun düştüğü ve psikolojisinin bozulduğu öğrenildi. Elçin Sangu'nun Kiralık Aşk diisinin yapımcısı ve meajeriyle kavga ettiği ileri sürüldü. 

Elçin Sangu Kiralık Aşk'tan ayrılıyor mu?

Muhteşem Yüzyıl dizisinden ayrılan Meryem Uzerli'nin yakalandığı tükenmişlik sendromu bir dizi yıldızını daha etkiledi. Kiralık Aşk dizisinin sevilen oyuncusu Elçin Sangu'nun da bu hastalığa yakalandığı, bu nedenle diziden ayrılmak istediği öğrenildi. 

Elçin Sangu'nun Kiralık Aşk'taki performansı:

İddiaya göre Elçin Sangu yakın dostlarına "Tükendim, nefes alacak vaktim yok. Bir an bile bana vakit tanımıyorlar. Yüzümde, gözümde yaralar çıktı" dedi. Elçin Sangu'nun yapımcısı ve menajeriyle sorunlar da yaşadığı belirtildi 

Tükenmişlik sendromu nedir?

Tükenmiş bir kişi bunu ya duygusal çöküş ya duyarsızlaşma ya da azalmış başarma motivasyonu şeklinde yaşar. Bunların her biri kişinin rutin hayatını, işlevselliğini ve tepkilerini ciddi oranda etkiler. İşi, ailevi sorumlulukları, bireysel sorumlulukları, yardıma muhtaç yakınının bakımı gibi o sırada sürdürmeye çalıştığı uğraşı ile ilgili istek, güç, gayret, olumlu duygu ve davranışlarını gittikçe azaltarak, kişinin yetersiz kalmasına neden olur. 

Meryem Uzerli de tükenmişlik sendromuna yakalanmıştı.

Bu motivasyon, ilgi ve istek kaybı ile birlikte kişide genel bir enerji kaygı, kendisi ile ilgili olumsuz duygu ve düşünceler, yetersizlik ve başarısızlık hissi gelişir. Bunlara ek olarak, başkalarına karşı da ilgi kaybı, negatif duygu ve davranışlar  ortaya çıkar. İşte bütün bunlar kişiyi çevreden uzaklaşmaya, kişilerarası ilişkilerde çatışmaya veya kendi içine kapanmaya zorlar. 

Tükenmişliğin getirdiği bu genel enerji kaybı, kişide fiziksel olarak kronik yorgunluk ve bir takım bedensel yakınmalarla kendini gösterir. Hem duygusal hem de fiziksel kayıplar kişide çaresizlik, ümitsizlik, özgüven eksikliği oluşturarak duygusal ve zihinsel tükenmeye neden olur. Dolayısıyla kişi sorumlu olduğu görevleri sürdüremez hale gelir, insan ilişkileri tamamen bozulabilir.

Tükenmişlik sendromunun 4 evresi

Birinci evresi  idealistlik  evresi olarak tanımlanır. Bu evrede kişi yüklendiğini, zorlandığını fark ettikçe kendi gücünü daha fazla zorlayarak bu durumdan çıkma çabasına girer. Bu sırada yüksek bir umut ve  enerji ile doludur  ve bu nedenle kendi gerçeğine, kapasitesine ve şartlarına uymayan  boyutlarda beklentiler içine girer.Bu evrede kişi için mesleğini ya da o sıradaki sürdürdüğü uğraşısı her neyse, onu her şeyin önünde tutarak  uykusuzluğa, gergin çalışma ortamlarına katlanır. Kendine ayırması gereken zaman ve enerjiden çalarak gücünü tamamen bu amaç için harcar. Bunu sağlarken de aşırı bir uyum çabasına girdiğinden ve kendi enerjisini aşırı tükettiğinden habersizdir. 

Ancak bu süreç giderek yorucu olmaya başlar. İkinci evrede kişi zamanla isteğinin ve umudunun azaldığını hissetmeye başlar. Verdiği çabanın beklentileri karşılamadığını, karşılaştığı güçlüklerden, daha önce umursamadığı ya da yok saydığı bazı noktalardan giderek rahatsız olmaya başladığını görerek duygusal olarak çöküş içine girdiğini farkeder.

Tükenmişlik sendorumunda 3. evre

Bu fark edişler kişide aşırı engellenmişlik duygusu oluşturur. Engellenme adı alan bu 3. evrede kişi karşılaştığı tüm olumsuzlukları değiştirmenin zorluğu karşısında kendisini engellenmiş ve çaresiz hisseder. Bu durumda kişi uyum sağlamaya odaklı olarak tüm savunma mekanizmalarını harekete geçirse de yetersiz kalır. Ortaya uyum bozucu savunmalar çıkar ve kişinin sorunla başa çıkma gücünü daha da bozarak tükenmişliği daha da belirgin hale getirir. Bu dönem gittikçe kişinin kaçınma davranışı geliştirmesine ve kendini geri çekmesine, kişilik özelliklerine bağlı olarak değişik davranışsal tepkiler göstermesine neden olur. Ani öfkelenmeler, karşı çıkmalar, umursamama, ya da aşırı tepki gösterme, şüphecilik gibi güven sorunları ile uyku - iştah bozuklukları ve diğer fiziksel hastalık belirtileri, özellikle de kaygı endişe halinin oluşturduğu solunum ve mide-barsak sistemine ait belirtiler gözlenebilir.

Tüm çabaların boşa çıkması ise zamanla kişiyi bir tepkisizliğe götürür ki, işte bu 4. ve son dönem olan APATİ evresidir. Bu evrede çevresel olaylara duygusal olarak tepki vermede azalma, donuklaşma ve duyarsızlaşma ortaya çıkar. Belirgin bir umutsuzluk hali ve daha önceden inanılan değerlere karşı derin bir inançsızlık hakim olur. Kişinin mesleki ve toplumsal iletişim performansı tamamen düşebilir. Bu dönemde rapor talebi, istifalar, bakım verdiği kişilere karşı ilgisizlik, görevini yerine getirememe sık görülür.

Elçin Sangu haberleri için tıklayınız

İlgili Haberler
YORUMLAR
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN