Yüksek gerilim hattının altından geçen kimse ne kadar titiz davranıyorsa, takva sahibi de en az o kadar titiz davranmalıdır. Zira her isyan zemini bir mayın tarlasıdır. Günah işlemeye müsait her zemin bir yüksek gerilim hattıdır. Koronadan korunduğumuz gibi manevi virüsler olan günahlardan da öyle korunalım.
PROF. DR. NİYAZİ BEKİ-KARAR
Takva, lügat bakımından vikaye kökünden gelen ve korunmayı ifade eden bir kavramdır. Buna göre bir örtüye bürünerek korunmak, bir sığınağa sığınarak korunmak, birinin himayesine girerek korunmak, bir mevzie girerek korunmak gibi muhafaza biçimlerinin hepsi takva kavramı içindedir. Terim olarak, Allah’ın emir ve yasaklarına riayet etmek, Allah’a karşı saygısızlık etmekten uzak durmak manasına gelir. Şüphesiz Allah’ın emir ve yasaklarını koruyan kimse aynı zamanda kendini de cezaya çarpılmaktan korumuş olur.
Kur’an’da takvalı olmayı emreden pek çok ayet vardır. Örneğin, “Kim Allah’a karşı takvalı olursa (Allah’a karşı gelmekten sakınırsa) Allah ona bir çıkış yolu bulur ve bir kolaylık sağlar ve ummadığı yerden kendisine rızık verir… Kim Allah’tan korkarsa, Allah’a onun işlerine kolaylık sağlar” (Talak, 65/2-4) mealindeki ayetlerde takvanın sıkıntıları izale etmeye, rızıktaki darlığı bolluğa çevirmeye ve işleri kolaylaştırmaya önemli bir vesile olduğuna işaret edilmiştir.
Evet, takva Allah’a itaat etmektir. İtaat etmek Allah’ın hoşnutluğunu kazandıran bir kulluk görevidir. Kulluk görevini hakkıyla eda eden kullarını Allah sever. Sevdiği kullarının yardımına koşması ilahi rahmet ve şefkatin bir gereğidir. İlgili ayetlerde bu noktalara da işaret edilmiştir.
“Kim Allah’a karşı takvalı olursa/ona karşı gelmekten sakınırsa, Allah onun kötülüklerini örter ve ona büyük bir mükâfat verir” (Talak- 65/5) mealindeki ayette ise, takvanın iki yönden faydalı olduğuna; bir yandan kötülüklerinin örtülmesine, kimseye gösterilmemesine; diğer yandan Allah’ın azametine yakışır bir ücret ve mükâfatın verileceğine dikkat çekilmiştir.
“Allah’a karşı takvalı olun/Allah’tan korkun, Allah size (ilim) öğretir, Allah her şeyi hakkıyla bilmektedir” (Bakara, 2/282) mealindeki ayette ise, takva sahibi Allah’a karşı gelmekten sakınan kimselere Allah özel olarak –kesbinin dışında- vehbi ve ledünni ilim öğreteceğine işaret edilmiştir.
Bütün bu meziyetlerinden ötürüdür ki, Kur’an’da takvanın bir numaralı fazilet olduğuna dikkat çekilmiş ve “En takvalı olanınız, Allah’a karşı gelmekten en çok sakınanınız Allah katında en değerli olanınızdır. Şüphesiz Allah her şeyi hakkıyla bilendir ve her şeyden hakkıyla haberdardır” (Hucurat, 49/13) mealindeki ifadelere yer verilmiştir.
Hz. Ömer bir gün Hz. Ubey b. Kâb’e “ takva nedir” diye sorar. Cevap çok manidadır:
-Hz. Ubey: “Ya emire’l-müminin! Hiç çakılı dikeni olan bir yoldan, bir tarladan geçtiniz mi?”
-Hz. Ömer: “Evet geçtim.”
-Hz. Ubey: “Dikenlerden korunmak için ne yaptınız?”
-Hz.Ömer: “Dikenler eteklerime yapışmasın diye eteklerimi sıvadım. Çakıl ve dikenin ayağıma basmaması için de önce temiz bir yeri belleyip sonra orya ayağımı koyardım.”
-Hz. Ubey: “İşte takva budur.”
Evet, mayın tarlasından geçen ne kadar dikkatli davranıyorsa, takvalı bir kimse de en az o kadar dikkatli davranır. Yüksek gerilim hattının altından geçen kimse ne kadar titiz davranıyorsa, takva sahibi de en az o kadar titiz davranmalıdır. Zira her isyan zemini bir mayın tarlasıdır. Günah işlemeye müsait her zemin, bir yüksek gerilim hattıdır. Koronadan korunduğumuz gibi manevi virüsler olan günahlardan da öyle korunalım. Ramazan ayı çok güzel bir karantinadır, hayırlı olsun..
