Cumhurbaşkanı Erdoğan, 30 Ağustos resepsiyonunda çarpıcı mesajlar verdi. İdlip'de yeni bir Halep faciası yaşanmaması için Rusya ve İran'la ortak çalışmalar yürütüldüğünü söyleyen Erdoğan, ekonomi konusunda ise geçmişte 3-5 milyar dolarla Türkiye'yi krize sürükleyenlerin, şimdi daha büyük operasyonlarla sonuç alamadığını belirtti.
İDLİB'TE YENİ BİR HALEP FACİASI YAŞANAMSIN DİYE...
HER ALANDA SAHADAYIZ
DOLAR OPERASYONLARI ARTIK İŞE YARAMIYOR
Türkiye’nin güçlendikçe karşı karşıya kaldığı sorunların, uğradığı saldırıların çapının da büyüdüğünü söyleyen Erdoğan, şöyle devam etti:
“Bundan çeyrek asır önce Türkiye’yi 3-5 milyar dolarlık operasyonlarla ekonomik olarak çok derin krizlere sokabiliyorlardı. Bu gün bu rakamın 10-20 katı büyüklüğünde operasyonlara maruz kalıyor, yine de beklendiği gibi ekonomik çöküş yaşamıyoruz ve yaşamayacağız. Eskiden siyasi ve diplomatik olarak kolayca köşeye sıkıştırılabilen, Avrupa’da, Amerika’da rüzgar esse nezle olan bir Türkiye vardı. Bugün neredeyse her gün aleyhinde açıklamalar yapılmasına rağmen, malum kredi derecelendirme kuruluşlarının verdikleri sanal notlarla bize provokatif dereceler ilan etmelerine rağmen biz kendi yolunda kararlılıkla ilerleyen bir Türkiye’de yaşıyoruz. Ülke ve millet olarak gösterdiğimiz onurlu duruşun bedelini bize ödetmeye çalışanlar olduğunu biliyoruz. Türkiye’yi parmaklarının ucunda oynattıkları devlekçiklerle karıştıranlara bu ülkenin binlerce yıllık tarihini hatırlatmak zorunda kalıyoruz. Bundan 2 bin yıl önce bugün kibirlerinden yanlarına varılmayan toplumlardan hangisi nerede, ne yapıyordu bilemiyoruz ama bizim ecdadımız kurdukları devletlerle cihanı yönetmeye talip oluyorlardı."
"Cumhurbaşkanlığı Forsumuzdaki 16 sembol oraya süs olsun diye konulmuş değildir, her birinin bir anlamı vardır. Bunu söylerken asla kimseye büyüklük de taslamıyoruz. Bizim inancımızda ve kültürümüzde kibir, kendini üstün görme, gururlanma kesinlikle kabul edilemeyecek kötü hasletlerdir. Müslüman üstünlüğü sadece takvada gören insandır, ancak kime karşı da üstünlük göstereceğimizi iyi biliriz. Bizler Müslümanlar olarak bu ölçüye sıkı sıkıya bağlıyız. Bunları sadece bize büyüklük taslanamayacağını ifade etmek için hatırlatıyorum. Siyasi hayatımız milletimize kibir ile parmak sallayanlarla mücadele etmekle geçti. Kendilerini milletin üzerinde sananlar tasfiye oldu gitti. Şimdi aynı mücadeleyi milletimizin bize tevdi ettiği sorumluluk gereği uluslararası alanda ülkemize kibirle yaklaşanlara karşı veriyoruz. Bunların da tasfiye olduğu günleri inşallah göreceğiz."
"Suriye ve Irak başta olmak üzere bölgemizde uygulanan senaryoyu sadece ruhlarını ve bedenlerini emperyalizme kiraya vermiş olanlar olarak görmüyor, kabul etmiyoruz. Bunların dışında herkes yaşananların farkında Türkiye arkasında yüzlerce milyon kardeşinin duasıyla tarihi bir mücadele yürütüyor. Arkamızdaki bu duanın gücünü teknolojinin bize sunabileceği en ileri imkanlardan daha önemli görüyorum. Bizim mücadelemiz mazlumların ve mağdurların son umudu. Sadece kendimiz için değil, kalbini bize yöneltmiş olan herkes için bu mücadeleyi başarıya ulaştırmak mecburiyetindeyiz. Ecdadımızın bize emaneti olan bu hissiyatı, bu bakış açısını sonraki nesillere diri bir şekilde aktarmak için hedeflerimize mutlaka ulaşmamız gerekiyor. Hep birlikte çok büyük bir mesuliyet altındayız. Bir mıh bir nalı, bir nal bir atı, bir at bir süvariyi, bir süvari bir vatanı kurtarır. Bu mücadele her katkıyı içinde barındırdığı için çok değerlidir. Geçtiğimiz süreçte ülkemize yapılacak en büyük hizmet ise birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize sahip çıkmak olacaktır. Hepimiz bu anlayışla daha çok çalışmalı ve gayret göstermeliyiz.”