Cumhurbaşkanı Erdoğan Beştepe'de Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı ve çocukları kabul etti. Koltuğunu minik bir kız çocuğuna devreden Erdoğan, elinde keman bulunan kız çocuğuna "Yanımıza gel, yerli mi ithal mi bu? Bizim burdur kemanda çok iyi. Viyola, olsun, viyolonsel olsun burdur ilimiz başarılı şekilde yapıyor inşallah. Şöyle ortamıza gel" dedi.
Küçük çocuk "Cumhurbaşkanımız bu şarkıyı şehitlerimiz için çalıyorum" diyerek önce Çanakkale Türküsü'nü sonra da "Cumhurbaşkanım bu parça da sizin için" diyerek Uzun İnce Bir Yoldayım'ı çaldı. Kemanlı kız son olarak "Bunu anneniz için çalıyorum" diyerek "Benim annem, canım annemi" seslendirdi. Bunun üzerine Cumhurbaşkanı, "Offf şimdi yıktı beni" karşılığını verdi.
Erdoğan çocuklara yaptığı konuşmada şunları söyledi:
"Konser salonlarında dinleyeceğimiz günler de gelecek"
Sizin içinizden bürokratlar, bakanlar, milletvekilleri, başbakanlar, cumhurbaşkanları çıkacak. İçinizden bir kısmı da bilimden sanata, az önce yavrumuzu gördük. Kemanı gayet güzel bir şekilde bizlere kemani olarak burada verdiği resital diyebiliriz, bunu ortaya koydu. Bunu ayrıca ben tebrik ediyorum. Bunu artık bizim konser salonlarında dinleyeceğimiz günler de gelecek. Burada yapıyoruz büyük bir salon, inşallah orada ilk resitali verdirelim. Tamam mı fahri bey. Unutmayın notlarımızı alalım. Bittiği zaman açılış töreninde davet edeceğiz.
"Ailenize sorun hangi şartlarda eğitim görmüşler"
Her birinizin ben, gözünde bu kararlılığı görüyorum. Son 12 yıldır daha iyi bir gelecek bırakabilmek için çok çalıştık. özellikle eğitim alanında ülkemizde büyük bir dönüşümü gerçekleştirdik. Evinize gittiğinizde, annelerinize babalarınıza lütfen sorun. Onlar hangi şartlarda eğitim görmüşler. onların anlattıklarını bugün sizin sahip olduğunuz imkanlarla karşılaştırın.
Son 12 yıldaki büyümenin etkisi
Büyük anneanneleriniz, büyük babalarınız yaşıyorsa onlara da bir sorun. Alacağınız cevaplar sizi hayrete düşürecektir. Türkiye son 12 yılda elde ettiği üç katlı büyümeyle bugünlere geldi. Bu büyümede en önemli payı Milli Eğitim bakanlığımız almıştır. Bugün İstanbul'da 100'e yakın ülkenin devlet başkanları, bakanlar, temsilciler gelecekler ve şu anda İstanbul'a bir kısmı gelmiş durumda. Onlarla dünya barış zirvesini topluyoruz. İstanbul'dan tüm dünyaya barış mesajını vereceğiz.
"Okullarını incelemeye alalım"
Yarın sabah Çanakkale'ye geçeceğiz, şehitliklerimizi ziyaret edeceğimiz. İçinizde Çanakkale'ye gitmeyen var mı? Eyvah, bunlar gitmeyenler değil mi? 11, çok. Onları değil, onların okullarını hemen incelememiz lazım. Çanakkale şehitliklerini görecekler ki, ecdadımız yedi düvele karşı nasıl bir mücadele vermiş, işin diğer boyutunda kara savaşlarının başladığı dönemde, Mustafa Kemal ile birlikte tüm oradaki üniversite yıllarındaki liseli gençler dahi, tüfeklerinin kabzaları yerde sürünüyor.
Çanakkale kara savaşlarını ne yaptılar, iştirak ettiler. Biz o neslin evlatlarıyız. Onu yerinde görmek inanıyorum ki sizlere çok önemli bir tarih şuuru verecektir. Tarihi olmayanın geleceği olmaz. Kökünden kopan bir ağaç nasıl yaşayamazsa, kısa sürede nasıl çürür devrilip giderse tarihlerinden kopan milletler de ayakta kalamazlar. Geçtiğimiz günlerde kazakistan'a gittik, ahmet yesevi türbesini ziyaret ettik. Ahmet Yesevi'yi bilmeyen Hacı Bektaş Veli'yi bilmez. Bunları oraları gezerek, tarihçesini okuyarak anlamamız lazım. Malazgirt'i bilmeyen söğüt'ü bilemez.
