'1999 depreminde devlet yoktu' diyen ünlü gazeteciye TRT muhabirinden görüntülü yanıt: Yalancısın, iftiracısın

'1999 depreminde devlet yoktu' diyen ünlü gazeteciye TRT muhabirinden görüntülü yanıt: Yalancısın, iftiracısın

Kahramanmaraş depreminde hükümetin olaya geç müdahale ettiği ve 'Devlet nerede?' sorularının hala sorulduğu dönemde gazeteci Hulki Cevizoğlu, dönemin Başbakanı Bülent Ecevit'in 1999 depreminde bir hafta bölgeye gidemediği öne sürdü. Ancak, Deprem Gönü Sakarya valiliği bahçesinde Ecevit'le röportaj yapan gazeteci Devrim Gürkan görüntüleri paylaşarak iddiaların yalan olduğunu söyledi.

6 Şubat'ta Kahramanmaraş Pazarcık ve Elbistan'da meydana gelen peş peşe iki deprem on bir ili vurarak afet bölgesini adeta savaş alanına çevirdi. 'Asrın felaketi' olarak adlandırılan depremde binlerce vatandaşın evin yerle bir olurken 39 bin 672 vatandaşımız da hayatını kaybetti.

Afet bölgesinde arama kurtarma çalışmaları sürerken bazı bölgelere hala çadır ulaşmadığı belirtildi. Depremzedelerin mağduriyeti henüz giderilmemişken gazeteci Hulki Cevizoğlu'nun iddiası tepki topladı.

"BÜLENT ECEVİT OLAY YERİNE GİDEMEMİŞTİ"

Hükümetin Kahramanmaraş depremine geç müdahale ettiği ve 'Devlet nerede?' sorularının hala gündemde olduğu dönemde 99 depreminde yaşanılanlar dolaşıma alındı. Gazeteci Hulki Cevizoğlu Beyaz TV'de katıldığı bir programda 99 depreminde Başbakan Bülent Ecevit olay yerine gidememişti. Devlet bir hafta boyunca olay yerinden haber alıp bildirememişti" iddiasında bulundu.

"YALANCISINIZ, İFTİRACISINIZ"

Cevizoğlu'nun iddiasına deprem günü, deprem bölgesinde Başbakan Bülent Ecevit ile röportaj yapan gazeteci Devrim Gürkan yanıt verdi. Gürkan, sosyal medya hesabından yaptığı röportajı paylaşarak şunları söyledi:

"Hulki Cevizoğlu '99 Depreminde Ecevit bölgeye gidemedi, devlet 1 hafta bölgeden haber alamadı' buyurmuş. Görüntüde Rahmetli Ecevit'le röportajı yapan muhabir benim. Sakarya'da, Valilik önündeki koordinasyon merkezi önünde, deprem günü yapıldı bu röportaj.

"Rahmetli Ecevit her zamanki gibi samimiydi, gerçekleri söyledi. Hızla yaraları sarmak dışında bir amacı yoktu. Hatta koordinasyon merkezlerinden acil ihtiyaç listelerini gün boyunca yayınlamamız ricasını da yapan ve o listelerin Ankara'dan takibi emrini veren de O'dur.

Depremin ilk bir-iki gününde bölgede izlediğim - röportaj yaptığım bazı Bakanlar; Sabahattin Çakmakoğlu, Mustafa Yılmaz, Fikret Ünlü, Yüksel Yalova, Cumhur Ersümer, Metin Bostancıoğlu. TRT arşivlerinde bunlar duruyor. Koordinasyon merkezinde bilgi aldılar, bölgeyi incelediler

Devlet yokmuş. TRT olarak saat 8.00 sıralarında canlı yayındaydık. Ben Ankara'dan bölgeye saat 6.00 gibi geldim. Montaj zamanı olmadığı için kesintisiz ham çekim yaptık. 15 dakikalık o ilk kaset ilk gün çok kez yayınlandı. Asker de oradaydı, itfaiyeler de, ambulanslar da. Ecevit'e yakın olduğunuzu iddia etmişsiniz. Rahmetli Ecevit tüm basın mensuplarına son derece saygılı yaklaşırdı. Majestelerinin gazetecisi diye bir kavram yoktu. Ve her şey, TRT de dahil, çatır çatır sorulurdu. Ne kabuğumuz sizinki gibi inceydi, ne içindeki ceviz kurtlanmış

Hulki Cevizoğlu. Yalancısınız, iftiracısınız ve belli ki ahlaki melekeleriniz eksik. En sevdiğin sözle bu dizini bitireyim. "İnsanların ekmek kadar onura da ihtiyacı" vardır."

NE OLMUŞTU?

Cevizoğlu, katıldığı programda şunları söylemişti:

"Ben Ecevit ile birlikte çalışmış bir insanım. Hem gazeteci hem siyasi olarak çalışmış bir insanım. Rahmetli Bülent Ecevit başbakanlıktan ayrıldıktan sonra Oran kentinde ulusal uzmanlar kurulu kurmuştu. Beni davet etmişti. Zaman zaman haftada bir, 15 günde bir, 30 günde bir... O ne zaman isterse o zaman toplanıyorduk. Yani yakın çalışmamız vardı. Daha sonra vefat ettikten sonra rahmetli Rahşan Ecevit ile birlikte Demokratik Sol Halk Partisi'ni kurduk. Ben de onun genel başkanı oldum. Rahşan hanım çok istedi. Ben bunu Ecevitler'e ne kadar yakın olduğumu anlatmak için söyledim.

Rahmetli Ecevit 99 depremi olunca felaket bölgesine gidememişti. Bakın Ecevitler'le bu kadar yakın olan birisi olarak söylüyorum bunu. Devlet neredeyse 1 hafta olay yerinden haber alıp topluma bildirememişti. Biz hepimiz Ankara'dayız. 99'da da yaşımız fena değildi, idrakimiz de gayet iyiydi. Topluma baktığımız zaman hepimiz merak ediyoruz; O deprem nerede oldu, merkezi neresi? Gözümüz ve kulağımız kapalı. Biz de manevi olarak enkaz altında kaldık, ne görüyoruz, ne duyuyoruz halindeydik. Enkaz altında kalan su istiyor, yardım istiyor ya. Biz de o zaman bilgiye susamıştık: 'Bu 99'daki depremin büyüklüğü ne kadar? Kaç kişi vefat etti? İnşallah herkes kurtulmuştur. Ne kadar bina yıkıldı? Yardımlar nasıl gidecek?' Haber bekliyoruz. Yaklaşık 1 hafta boyunca Türkiye sağırlaştı, haber alamadı. Devlet oraya gidemedi."

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR (1)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
1 Yorum
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN