Türkiye, dünya genelinde kişi başı ekmek tüketimi verilerinde açık ara zirvede yer alıyor.
Ülkemiz, yılda ortalama 199,6 kilogramlık devasa bir ekmek tüketimiyle ilk sırada bulunuyor.
Bu yüksek rakam, Türkiye'yi, Sırbistan (135 kilogram) ve Bulgaristan (131,1 kilogram) gibi kendisini takip eden ülkelerin dahi çok önüne taşıyor.
Avrupa'da yıllık ortalama kişi başı 40 kilogram civarında ekmek tüketilirken, Türkiye'deki bu oranın 5 katına ulaşması, beslenme alışkanlıklarımızla ilgili çarpıcı bir tabloyu gözler önüne seriyor.
YÜKSEK EKMEK TÜKETİMİ, KRONİK HASTALIKLARI ARTIRIYOR
Toplumumuzda yaygınlaşan ve sıklığı artan diyabet (şeker hastalığı), kalp ve damar hastalıkları ile nörodejeneratif bir hastalık olan Alzheimer gibi kronik rahatsızlıkların artışında, aşırı ekmek ve hamur işi tüketiminin rolü bilimsel çevrelerde yoğun olarak tartışılıyor.
Kalp hastalıkları uzmanı Doç. Dr. Muhammed Keskin, özellikle beyaz ve rafine edilmiş ekmeklerin içeriğindeki yüksek karbonhidrat miktarının kan şekerini hızla yükseltmesi ve sık dalgalanmalara neden olmasının, insülin direnci ve dolayısıyla diyabet riskini önemli ölçüde artırdığını belirtiyor.
Kalp damar sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri de göz ardı edilmemeli.
Çekirdek sevdası, 1,5 yıldır geçmeyen gizemli hastalığa yol açtı!
DİĞER ÜLKELERİN EKMEK TÜKETİM ORANLARI
Ekmek tüketiminin yüksek olduğu diğer ülkelere bakıldığında dahi Türkiye'deki oranın ne denli sıra dışı olduğu anlaşılıyor.
Örneğin, sıkça pizza tüketen İtalyanlar veya börek yapan Boşnaklar, Türkiye'deki kadar yoğun ekmek tüketimi sergilemiyor.
Hatta kahvaltılarında kruvasan bulunduran Fransızlar bile, bizim kadar çok hamur işi ve ekmek tüketmiyor.
Bu durum, ekmeğin Türk mutfak kültüründeki yerinin ne kadar merkezi olduğunu göstermekle birlikte, porsiyon kontrolü ve besin tercihlerinin gözden geçirilmesi gerektiğine işaret ediyor.
EKMEK DOLGU DEĞİL, YOĞUN KARBONHİDRAT KAYNAĞI
Ekmek, yaygın inanışın aksine, sadece bir 'dolgu maddesi' olarak görülmemeli.
Aksine, temel olarak bir besin kaynağıdır ve büyük çoğunluğu karbonhidratlardan oluşur.
Dolayısıyla, gereğinden fazla tüketimi, vücuda aşırı karbonhidrat yüklenmesine ve potansiyel sağlık risklerine yol açar.
Uzmanlar, doygunluk hissinin ekmekten değil, öğünün kendisinden (protein, sağlıklı yağlar ve lif içeren ana yemeklerden) alınması gerektiğinin altını çizmiyor.
Aşırı ekmek tüketimi, vücutta bir dizi hastalığın ortaya çıkmasına zemin hazırlayabilir.
Milyonlarca kadın bunu yaşıyor! Sabah kahveniz o bitmeyen sancıların nedeni olabilir
Glisemik İndeks: Özellikle beyaz ekmek gibi rafine tahıllarla yapılan ürünlerin yüksek glisemik indeksi bulunur. Bu, kan şekerini hızla yükselttiği anlamına gelir. Diyabet hastaları ve sağlıklı beslenmek isteyenler için tam tahıllı, çavdar veya kepekli ekmek gibi düşük glisemik indeksli alternatifler önerilir.
Gluten Hassasiyeti: Beyaz ekmeğin içeriğindeki gluten, özellikle hassasiyeti olan kişilerde sindirim sorunlarına ve kronik inflamasyona neden olabilir.
Obezite İlişkisi: Bazı çalışmalar, rafine beyaz ekmek tüketimi ile obezite arasında bir ilişki olabileceğini göstermektedir, zira düşük lifli olması hızlı acıkmaya ve fazla kalori alımına neden olabilir. Ancak, bu ilişkinin kesinliği hala tartışma konusudur; önemli olan toplam kalori alımı ve beslenme dengesi.
