Ülke genelinde sıcak havaların etkisini göstermesi ve Ramazan Bayramı'nın yaklaşmasıyla beraber Turizm sektörü temsilcileri bayram rezervasyonlarında yoğunluk yaşandığını belirtti. Ancak lokanta ve otellerdeki fiyat artışı yıllık yüzde 60'ı bulduğu için bu yıl tatil yapmak, geçen seneye kıyasla daha pahalıya mal olacak. TÜROFED Başkan Yardımcısı Bülbüloğu, kâr marjının düşürülmek zorunda kalındığını açıkladı.
Ramazan Bayramı ile beraber tatil sezonun da açılması bekleniyor. Turizmciler Kovıd-19 pandemisi nedeniyle zor günler geçirdikleri iki yılın yaralarını bu yaz sarmayı planlıyordu. Ancak Rusya'nın Ukrayna'ya düzenlediği işgal harekatı bu planın bir kısmını bozdu. Ukrayna'da yaşananlar nedeniyle Avrupa'nın bu iki önemli turizm pazarından Türkiye'ye gelen turist sayısında önemli bir kayıp bekleniyor.
DW Türkçe'den Emre Eser'in haberine göre; Turizm sektörü temsilcileri bayramın yaz öncesi döneme denk gelmesine rağmen rezervasyonlarda önemli bir artışın başladığını belirtti. Buna göre kimi bölgelerde doluluk oranı yüzde 60'ı aşarken kimi bölgelerde ise yüzde 80'lik doluluk yakalanmış durumda.
Ülke genelinde sıcak havaların etkisini göstermesiyle birlikte tatil refleksinin de canlandığını söyleyen Türkiye Otelciler Federasyonu Başkan Yardımcısı Bülent Bülbüloğu, bayram ile birlikte bu durumun rezervasyonlara yansıdığını ve bayram tatilinin hareketli geçmesinin beklendiğini kaydetti. Hem vatandaşın hem de turizmcinin pandemi boyunca tatilden tam olarak beklediğini bulamadığını belirten Bülbüloğlu, "Son iki seneyi pandemi yüzünden farklı değerlendirmek lazım. Sağlıklı bir değerlendirme için 2019'a bakmak gerekirse de o istatistikleri yeniden yakalamak biraz zor. Ancak önünüzdeki günlerde artış bekliyoruz" diye konuştu.
Bu bayram tatilinin erken bir döneme denk geldiğini ifade eden otel işletmecisi Barış Öztürk ise buna rağmen vatandaşların hissedilebilir bir tatil hareketi gerçekleştireceğini söyledi. Pandemi etkisi altında geçen iki senenin ardından beklentiyi düşürdüklerini anlatan Öztürk, şu anki yoğunlukların ise oldukça olumlu olduğunu belirtti.
"KÂR MARJIMIZI DÜŞÜRMEK ZORUNDAYIZ"
Yerli turistler tatil konusunda her ne kadar istekli bir tavır ortaya koymuş olsa da önlerinde maliyet artışı gibi bir engel bulunuyor. Zira Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından mart ayında açıklanan enflasyon istatistiklerine göre lokanta ve otellerdeki fiyat artışı yıllık yüzde 60, ulaştırma grubunda ise yüzde 99 oldu.
İşletme maliyetlerindeki artışa dikkat çeken Bülent Bülbüloğlu, "Enerji, gıda ve personel giderleri bu süreçte çok arttı. Ayrıca alım gücünün de düştüğünü unutmamak lazım. Biz geçtiğimiz yıl 500 liraya sattığımız odayı bu yıl bin liraya 1500 liraya satamayız. Mecburen kendi kâr marjımızı düşürmek zorundayız. Hatta bazen bu marjı sıfıra çekmek durumundayız. Odaları doldurmak için 1500 lira yerine 700-800 lira yapıyoruz" açıklamasında bulundu.
Urla'da otel işletmeciliği yapan Barış Öztürk ise artan maliyetlerin otelcileri oldukça zorladığını ve bu süreçte bazı otellerin kapalı kalmayı tercih ettiğini belirtti. Otellerin mecburen fiyat artışı yaptığını aktaran Öztürk, "Bu artış bazı bölgelerde yüzde 60 şeklinde yansıtılırken bazı bölgelerde yüzde 100'ü buluyor" dedi.
"RUS TURİSTLERİN TERCİH ETTİĞİ BÖLGELER DAHA UCUZ"
Fiyat artışlarının en yoğun yaşandığı bölgelerin başında Çeşme, Bozcaada, Kaş ve Bodrum gibi yerler geliyor. Öztürk, bu bölgelerde yaşanan yoğun talebin, fiyatların artmasına neden olduğunu belirtti. Öztürk ayrıca fiyatlarda yaşanan artışın devam edeceğini ve tatil yapmanın zorlaşacağını kaydetti.
Bülent Bülbüloğlu ise son yıllarda değişen alışkanlıkların da bazı bölgelerde yoğunluğa ve fiyat artışlarına neden olduğunu aktardı. Ayrıca Bülbüloğlu'na göre şu anda Rus turistlerin tercih ettiği bölgeler diğer tatil yörelerine göre daha ucuz. İç pazardaki turizm hareketinin oldukça önemli olduğunu aktaran Bülbüloğlu, düşen alım gücü ile birlikte vatandaşların tatil anlayışında da küçülmeye gittiğini belirterek şunları söyledi:
"Bayram ve diğer tatillerde özellikle yerli turistin sevdiği bölgelerde hızlı fiyat artışları olabiliyor ama bu dönemde vatandaşlar yabancı turistlerin tercih ettiği yerleri seçtiğinde bu fiyat artışlarından o kadar etkilenmeyebilir. Bugün Marmaris'te gecelik 300 liraya da oda var 30 bin liraya da. Yine Ege'de bir otelde kişi başı 500 liraya konaklayabilirsiniz ama aynı zamanda Ege'de bir butik otelde gecelik 1500 liraya da konaklayabilirsiniz. Buradaki maliyet tercihlere göre şekillenecektir. Ancak bu yıl 3 kişilik bir ailenin 3 günlük bir otel tatili 3 bin lira seviyesinde. Geçen yıla göre tüm seçenekler arttı."
"OTOBÜSLERDEKİ DOLULUK ORANI BİR ANLAM TAŞIMIYOR"
Maliyetlerdeki artış sadece deniz, kum ve güneş tatili için yola çıkacakları etkilemiyor. Otobüsçülere göre artan maliyetler yüzünden bilet fiyatlarının katlanması memleket ziyaretine gidecek olan vatandaşı da zorluyor. Buna göre İstanbul'daki Esenler otogarından çıkan otobüs sayısının geçtiğimiz yıllara göre ciddi oranda azalacağı öngörülüyor.
Türkiye Otobüsçüler Federasyonu (TOFED) Başkanı Birol Özcan, İstanbul'dan bayram için yapılacak sefer sayısında önemli bir düşüş yaşandığını söyledi. Şu anda otobüslerde yüzde 80'lik bir doluluk oranının yakalandığını belirten Özcan'a göre bu yüksek doluluk oranı bir anlam taşımıyor. Bundan 3 yıl önce bayram tatillerinde İstanbul'dan günde 2 bin 500 otobüsün çıkış yaptığını hatırlatan Özcan bu yıl en fazla günde 1600 seferin görüleceğini kaydetti.
"SEFERE ÇIKMANIN ANLAMI KALMIYOR"
Bu yıl otobüs biletlerinin genelde tek yön şekilde alındığını aktaran Özcan şunları söyledi:
"Eskiden bayramlarda değil her tatil döneminde hareket olurdu. İnsanları yılda 3-4 kez memleketlerine giderdi. Bakın şöyle anlatayım artık bagajlar boş gidiyor boş geliyor. Önceden insanlar memleketlerine hediyeler götürürdü sonra dönüşte memleketinden şehirlere gıdasını getirirdi. Şimdi ne buradan gidenin ekonomik durumu var ne orada olanın ekonomik durumu var. Durum böyle olunca bayramlarda gidişler de gelişler de azalıyor.
Eski bayramların tadı yok. İstanbul-Van seferi 550 lira, bunu biz isteyerek yapmadık. Otobüsler paralı köprüleri, yolları kullanmak zorunda. Bu çok büyük bir maliyet. Otobüs çoğu zaman boş geliyor. Bir sefer otobüsün lastiğini almak için bile para kazandırmıyor. Bugün İstanbul'dan Elazığ'a gidip gelmek 17 bin liralık yakıt demek. Diğer masrafları ekleyince sefere çıkmanın bir anlamı kalmıyor"
