Siyasette '50+1 tartışması' devam ederken Cumhurbaşkanlığı YİK üyesi Cemil Çiçek'ten kendisine tepki gösteren MHP lideri Bahçeli'ye cevap geldi. Çiçek, "Konunun nasıl gündeme geldiği belli. Dolayısıyla kamuoyu nasıl değerlendirir, değerlendirmesi gerekenler nasıl değerlendirecektir" ifadelerini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Saadet Partisi lideri Temel Karamollaoğlu ile görüşmesinde cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle ilgili değerlendirmede bulunurken cumhurbaşkanı seçiminde yüzde 50+1 formülünden şikayetçi olduğunu dile getirmesiyle başlayan tartışma büyüyor.
Erdoğan'ın şikayetini yerinde bulan ve yüzde 50+1 formülünün doğru olmadığını savunan Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu üyesi Cemil Çiçek'in, "Yüzde 50+1 her durumda Türkiye'yi kaosa sürükler" açıklamasına MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yüzde 50+1'in cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin sigortası olduğu çıkışıyla karşılık verdi. Bahçeli'nin Çiçek'i hedef alarak "Sayın Çiçek'in tuhaf sözlerinin benzerini Türkiye'nin istikrarsızlığa gömülmesini isteyen çevreler de söylüyor" sözlerini kullanması ve herkesin Türkiye'de üç buçuk yıldır yürürlükte olan cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini savunması gerektiğini dile getirmesi dikkat çekti.
'KONUNUN NASIL GÜNDEME GELDİĞİ BELLİ'
Cemil Çiçek, Bahçeli'nin dün grup toplantısında kendisine bu konu üzerinden yüklenmesine yanıt verdi.
Sözcü'den Aytunç Erkin'e konuşan Çiçek, “Artık bir şey demiyorum. Ben sizinle yaptığım röportajda söylemiştim: Doğrusu siz gazetecilik yapıyorsunuz. İtirazlarım çok açık. Ama fikir değil ben tartışılıyorum. Kusura bakmayın bundan sonra beyanat vermeyeceğim. Benim söylediğim belli Sayın Bahçeli'nin de. Konunun nasıl gündeme geldiği belli. Kim nasıl değerlendiriyorsa ya da anlıyorsa anlasın. Bir kez daha söylüyorum: Konunun nasıl gündeme geldiği belli. Açıklamalarım ortada. Değerlendirmesi gerekenler değerlendirir. Ayrıca açıklama yapmam gerekmez" ifadelerini kaydetti.
Çiçek, şöyle devam etti:
“Ama gördünüz değil mi? Dediklerim doğru çıkıyor. Fikirler değil ben tartışılıyorum. Bu ortam sağlıklı bir konuşma ortamı değil ki! İnsanlar konuşsa… Altını yeniden çiziyorum: Konunun nasıl gündeme geldiği belli. Dolayısıyla kamuoyu nasıl değerlendirir, değerlendirmesi gerekenler nasıl değerlendirecektir.”
