Ülkemizde meydana gelen her deprem sonrası gözler verilere dönüyor. Kandilli ve AFAD'ın iki ayrı rapor hazırlanmasına uzman isim isyan etti! Prof. Dr. Ahmet Ercan 'Bilime yakışmıyor' diyerek sert çıktı...
Türkiye'nin deprem gerçeğiyle yüzleştiği her sarsıntıda gözler Kandilli ve AFAD'a çevriliyor. Ancak ünlü Jeofizik Yüksek Mühendisi Prof. Dr. Ahmet Ercan, aynı deprem için iki kurumdan farklı veriler gelmesine isyan etti: "Bu durum çağcıl jeofizik bilimine yakışmıyor!" Ercan, kurumları acil uzlaşıya çağırdı.
İstanbul ve çevresinde yaşanan her sarsıntı, beklenen büyük deprem endişesini yeniden alevlendirirken, deprem parametrelerini açıklayan iki saygın kurum olan Kandilli Rasathanesi ve AFAD'ın verileri de kamuoyu tarafından yakından takip ediliyor. Ancak zaman zaman aynı deprem için bu iki kurumdan gelen büyüklük, derinlik gibi verilerde küçük farklılıklar gözlemlenebiliyor. Bu durum, "Hangi veri doğru?" tartışmalarını da beraberinde getiriyor.
İşte bu kafa karışıklığına ve bilimsel tutarsızlığa dikkat çeken isim, Türkiye'nin önde gelen deprem uzmanlarından Prof. Dr. Ahmet Ercan oldu. Ercan, sosyal medya hesabından yaptığı çarpıcı bir paylaşımla Kandilli Gözlemevi ve AFAD yerfizikçilerine seslendi:
"Kandilli Gözlemevi ile AFAD Yerfizikçileri bir an önce bir araya gelerek yerkabuğunun sarsım hız yapısı üzerine uzlaşıp, aynı kalıbı kullanmalıdır. Yoksa, aynı ülkede, aynı deprem için iki ayrı saygın JEOFİZİK gözlemevinince verilen deprem özelliklerinin birbirlerinden ayrı olması çağcıl JEOFİZİK bilimine yakışmıyor."
"SARSIM HIZ YAPISI" NEDEN ÖNEMLİ?
Prof. Dr. Ercan'ın vurguladığı "yerkabuğunun sarsım hız yapısı," deprem dalgalarının yeraltında nasıl bir hızla ve hangi yolları izleyerek yayıldığını belirleyen temel bir modeldir. Bu modeldeki farklılıklar, depremin merkez üssü, derinliği ve hatta büyüklüğü gibi kritik parametrelerin hesaplanmasında farklı sonuçlara yol açabilir. Uzmanlar, bu konuda standart bir modelin kullanılmasının, deprem analizlerinin tutarlılığı ve güvenilirliği açısından hayati önem taşıdığını belirtiyor.
GEÇMİŞTEKİ FARKLI RAPORLAR TARTIŞMA YARATMIŞTI
Her ne kadar araştırmalar Kandilli ve AFAD arasında işbirliği olduğunu gösterse ve parametrelerdeki farklılıklar genellikle minimal düzeyde kalsa da (örneğin, bir artçı deprem için Kandilli'nin 3.7, AFAD'ın 3.6 rapor etmesi gibi), özellikle kamuoyunda ve uzmanlar arasında bu durum zaman zaman soru işaretlerine neden oluyor. Kullanıcıların da belirttiği gibi, "aynı deprem için iki ayrı rapor" modern jeofizik bilimi anlayışıyla pek de örtüşmüyor.
Prof. Dr. Ahmet Ercan'ın daha önceki açıklamalarında, örneğin 23 Nisan 2025'teki 6,2'lik deprem sonrası büyük deprem riskinin azaldığını ve en az 20-50 yıl beklenebileceğini belirtmesi gibi yorumları depremin uzun vadeli etkileri konusunda uzmanlar arasında farklı görüşlerin olduğunu da gösteriyor. Bu tür görüş ayrılıklarının olduğu bir ortamda, en azından temel deprem parametrelerinin ölçümünde standartlaşmanın sağlanması, daha sağlıklı tartışmaların önünü açabilir.