Gastronomide sosyal medyanın gücü ve gastronomi turizmi ilişkisi, son dönemlerin en popüler ve en çok aranan konuları arasında yer alıyor.
Gezi ve yeme içme temalı içerikler, artık yalnızca anlık bir keyif paylaşımı olmaktan çıkarak, şehirlerin tanıtımında, yerel ekonomilerin canlanmasında ve küçük kasabaların dünya rotasına dahil edilmesinde belirleyici bir katalizör işlevi görüyor.
Bir cep telefonuyla kaydedilen kısa bir video, çoğu zaman bir ilin geleneksel pazarlama bütçesinden çok daha büyük ve kalıcı bir etki yaratma potansiyeli taşıyor.
Bu durum, yerel lezzetlerin ve coğrafi işaretli ürünlerin küresel çapta tanınmasını hızlandırarak önemli bir ekonomik dönüşümü beraberinde getiriyor.
KÜLTÜREL EROZYON VE EKONOMİK FIRSAT DİKKAT ÇEKİYOR
Ancak sosyal medyanın bu muazzam gücü, beraberinde iki yönlü sonuçlar getiriyor.
Bir yandan bütçesi sınırlı kalan yerel üreticiler ve küçük esnaf için ürünlerini küresel pazara sunma ve büyük fırsatlar yakalama imkanı doğarken; diğer yandan bu ani ilgiye hazır olmayan bölgelerde ciddi riskler ortaya çıkıyor.
Kontrolsüz popülarite, yöresel kültüre zarar veren kültürel erozyona, yerel halkın alım gücünü zorlayan fiyat artışlarına ve kalitedeki düşüş nedeniyle tüketici güvensizliğine yol açabiliyor.
İçeriklerin doğru ve bilinçli bir şekilde yönetilmesi büyük önem taşıyor.

Ferhat Bora
ŞEF FERHAT BORA'DAN ÖNEMLİ UYARILAR
Haber Global'den Sibel Gülersöyler'in haberine göre, 5. Global Gastro Ekonomi Zirvesi'nde gastronomi dünyasının önde gelen isimleri bir araya geldi.
Zirvede konuşan şef Ferhat Bora, sosyal medyanın sektör üzerindeki derin etkisini kendi profesyonel deneyimlerinden yola çıkarak çarpıcı sözlerle aktardı.
Ferhat Bora, "Bir tabak yemekle bir insanı doyurabilirsiniz ama iyi hazırlanmış bir içerik, bir işletmeyi, bir ilçeyi hatta bir ülkeyi doyurur" diyerek içerik üretiminin ekonomik gücünü vurguladı.
MESELE ÇOK İZLENMEK DEĞİL, İNANDIRMAK
Ferhat Bora, günümüzde bir kısa videonun bazen bir ilin tanıtım bütçesinden çok daha fazla etki yaratabildiğini belirterek, sosyal medyanın gastronominin en güçlü katalizörlerinden biri haline geldiğini teyit etti.
Ancak bu gücün doğru kullanılmadığı takdirde kültürel erozyona neden olabileceği uyarısını tekrarladı.
Başarılı bir sosyal medya stratejisinin formülünü ise şu sözlerle özetledi:
"Ben hâlâ şunu söylüyorum; mesele çok izlenmek değil, gerçekten inandırmak.
Çünkü içerik üretmek artık sadece paylaşmak değil, bir kültürü temsil etmek, bir hikayeyi yaşatmak demek."

