Türkiye, sahip olduğu bereketli topraklar, zengin tarımsal ürün çeşitliliği ve çok katmanlı kültürel dokusu sayesinde dünya mutfakları sıralamasında ilk 10 içerisinde konumlanıyor.
Bu güçlü mirasa rağmen, küresel gastro-turizm pastasından alınan payın arzulanan seviyede olmaması, tanıtım, pazarlama ve hizmet kalitesi standartlarındaki geliştirilmesi gereken adımlarla ilişkilendiriliyor.
Gastronomi turizmi, sadece yeme-içme deneyimi sunmanın ötesinde, bir ülkenin kültürel mirasını, sürdürülebilir üretim anlayışını ve toplumsal yaratıcılığını dünyaya yansıtan güçlü bir sektör.
TÜRKİYE'DEKİ GASTRONOMİ ŞEHİRLERİ
Şehirlerin kültürel yaratıcılığı kalkınmanın merkezine koymasını amaçlayan UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağı (UNESCO Creative Cities Network-UCCN), bu alandaki prestijli küresel platformlardan biri olarak öne çıkıyor.
2004 yılında başlatılan ağın 'Gastronomi' kategorisi 2005'te tanındı ve günümüzde 34 ülkeden 56 şehri kapsıyor.
Bu unvanı taşıyan şehirler, mutfak miraslarını korumayı, gastronomiyi ekonomik büyüme, turizm ve kültürel diplomasi aracı olarak kullanmayı hedefliyor.
Türkiye'den ise bugüne kadar Gaziantep (2015), Hatay (2017) ve Afyonkarahisar (2019) gastronomi dalında bu önemli ağa dahil oldu.
Ülkenin muazzam tarımsal ve mutfak potansiyeli düşünüldüğünde, bu sayının çok daha yukarılara taşınması hedefleniyor.
Gurbetçilerin gizli silahı! Vakumlayıp valizlerle yurt dışına götürüyorlar
BURSA'NIN GASTRONOMİDEKİ YÜKSELİŞİ VE POTANSİYELİ
Güney Marmara'nın en verimli tarım havzalarına sahip olan Bursa, coğrafi konumu ve iklimsel zenginlikleriyle geniş bir ürün yelpazesine sahip.
Şehir, dağların, ovaların, deniz ve göllerin etkisiyle oluşan mikro-klimalar sayesinde; Karacabey ve Orhaneli'nin verimli arazilerinde kestane, şeftali, çeşitli sebze ve meyveler ile lezzetli et ürünleri gibi pek çok tarımsal ürünü yetiştiriyor.
Gelişmiş gıda sektörü ve köklü turizm deneyimiyle Bursa, UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağı'na girmeye yönelik önemli adımlar atıyor ve gastronomi turizmi alanındaki potansiyelini keşfediyor.
4. ULUSLARARASI BURSA GASTRONOMİ FESTİVALİ BÜYÜK İLGİ GÖRDÜ
Bursa Büyükşehir Belediyesi'nin kentin tescilli lezzetlerini tanıtma, markalaşmayı güçlendirme ve yerel üreticiyi destekleme vizyonuyla düzenlediği Uluslararası Bursa Gastronomi Festivali, bu çabaların somut bir göstergesidir.
Dördüncüsü "Rota Yeniden Oluşturuluyor" temasıyla 26-28 Eylül 2025 tarihlerinde Merinos Park'ta gerçekleştirilen festival, büyük ilgi gördü.
Etkinlik, yerel halkın yanı sıra şehir dışından ve yurt dışından gelen 1 milyonu aşkın ziyaretçiyi ağırlayarak katılım hedefine fazlasıyla ulaştı ve bölge ekonomisine canlılık kattı.
Patatesin dramatik hikayesi! Meğer domates genleri sayesinde hayatta kalmış
FESTİVAL PROGRAMINDA YEREL MİRAS ODAĞI
Üç gün süren 4. Uluslararası Bursa Gastronomi Festivali, zengin içeriğiyle dikkat çekti.
Etkinlik programı; panel, söyleşi, sunum, Coğrafi İşaretler Zirvesi gibi akademik ve sektörel buluşmaların yanı sıra lezzet atölyeleri, yarışmalar ve konserleri kapsıyordu.
Festivalde, 145 konuk konuşmacı ve şefin katılımıyla 100’e yakın farklı etkinlik düzenlendi.
Kadın kooperatifleri ve derneklerinin yoğun katılımı ve aktif rolü, festivalin umut veren yönlerinden biriydi.
Özellikle Mutfak Dostları Derneği ve Gastro-Der işbirliğiyle gerçekleştirilen 'Kadının Gücü: Mutfağın Değişen Dengeleri' paneli, gastro-turizmin gelişiminde kadın emeğinin önemini vurgulaması açısından özel bir yer tuttu.
KÜLTÜREL MİRAS KAYIT ALTINA ALINDI
İlke TV'den Süleyman Karan'ın yazısına göre, festivalin kültürel boyutu, yerel lezzet mirasına sahip çıkma misyonuyla güçlendirildi.
'Tescilden Tabağa Bursa Gastronomisi' kitabının lansmanı ve fotoğraf sergileri gibi etkinliklerin yanı sıra, 'Mutfak Mirasına Sahip Çık!' projesi öne çıktı.
Bu proje kapsamında, festival öncesinde İzmir, Antalya, Hatay ve Bursa'dan akademisyenler ile gastronomi öğrencileri; Girit göçmen mutfağı ve Tirilye'nin tarihsel mutfak kültürü gibi alanlarda köylerde araştırmalar yaparak unutulmaya yüz tutmuş geleneksel reçeteleri kayıt altına aldı.
VİZYONER PANELLER VE EŞGÜDÜM İHTİYACI
Festival programındaki panel konularının çeşitliliği, konuya bütünsel bir vizyonla yaklaşıldığını gösterdi.
'Gastronomi Diplomasisi: Sofradan Kültürel Markaya', 'Tarımda Kaynak Kullanımı: Su ve Toprak Sağlığı İçin Adımlar' ve 'Kooperatiflerden Kent Sofralarına: Kadın Emeğinin Gastronomideki Yeri' gibi başlıklar, gastronominin tarımdan kültüre, ekonomiden sosyal yaşama uzanan etkileşimini ortaya koydu.
Gastro-turizm hedeflerine ulaşmak için; tarım, gıda ve turizm sektörleri başta olmak üzere tüm paydaşların (yerel yönetimler, merkezi yönetim, iş dünyası ve akademi) eşgüdüm içinde hareket etmesi, kalite standartlarını sürdürülebilir kılması ve ortak bir vizyon oluşturması hayati önem taşıyor.


