Muş’un Bilek köyünde otlatma sırasında keşfedilen kale kalıntısı, tarihi değeriyle dikkat çekerken definecilerin bölgede tahribat yaptığı ortaya çıktı.
Muş’un Varto ilçesine bağlı Bilek köyünde hayvanlarını otlatan bir köylünün fark ettiği tarihi yapı, köy halkını heyecanlandırdı. Köyün çevresinde binlerce ahlat ağacının yer aldığı bölgede ortaya çıkan kale kalıntıları, geçmişte burada bir yaşam alanı olduğuna işaret ediyor. Köylüler, bu ağaçların bilinçli şekilde dikildiğini ve bölgede şarap üretimi yapıldığını ifade etti.
KALINTILAR BÖLGEDEKİ TARİHİ ZİNCİRE YENİ BİR HALKA EKLEDİ
Tarihi yapının konumu da dikkat çekici. Söz konusu kale, bir tarafında Çengili Kilisesi, diğer yanında ise Karakale ve Mercimek Kale Höyüğü ile aynı güzergâh üzerinde yer alıyor. Bu konum, kalenin arkeolojik değerini artırırken uzmanların ilgisini çekmesi gerektiğini ortaya koyuyor.
TAŞIN DÜŞÜŞÜ DAKİKALAR SÜRÜYORDU
Köy sakinlerinden Şabeddin Çiçek, yapının kalın surlarla çevrili olduğunu belirterek, “Dayım Atik Bey, burada hayvan otlatırken surları olan bir kale keşfettiğini söyledi. Biz de kendi imkânlarımızla araştırma yaptık. Bölgeye geldiğimde gerçekten de 2 metre genişliğinde bir sur bulduk. Köyün büyüklerine sorduk, burada geçmişte bir yapının bulunduğunu söylediler. Yapının üzerinde 4-5 adet havalandırma bacası vardı. İçine taş attığımızda, taşın dibe ulaşması yaklaşık iki dakika sürüyordu. Bu yapının Göbeklitepe ile eşdeğer bir yer olduğunu düşünüyoruz. Çünkü bölgede yaklaşık 110 bin ahlat ağacı bulunuyor. O dönemlerde bu ahlat ağaçlarından hasat edilen armutların şarap yapımında kullanıldığını öğrendik. Bu kalenin de şarap imalatı için kullanıldığını tahmin ediyoruz” dedi.
DEFİNECİLER BÖLGEYE ZARAR VERDİ
Yapının bulunduğu alan, ne yazık ki definecilerin de ilgisini çekti. Mehmet Atik Özmen isimli köylü, “Ben burada hayvan otlatıyordum. O sırada bir yapının olduğunu fark ettim. Yapının en üst kısmında bir delik vardı. O delikten taş bırakıyordum ve kulağımı dayadığımda yaklaşık iki dakika sonra taşın dibe ulaştığını duyuyordum. Ancak daha sonra defineciler buraya dadandı ve yapıyı tahrip ettiler. Bu delikler de o dönemde kayboldu. Bizim beklentimiz devletimizin burayı araştırması ve koruma altına almasıdır. Aynı zamanda bölgenin turizme kazandırılmasını istiyoruz. Bu, hem köyümüz hem de bölgemiz için büyük bir fayda sağlayacaktır. Burada, aynı hat üzerinde Kalecik Kalesi, Mercimek Kalesi ve 360 odalı Çengili Manastırı gibi önemli tarihi yapılar da bulunuyor” ifadelerini kullandı. Özmen, devletin bölgeyi koruma altına alarak resmi kazı çalışmaları başlatmasını ve bu alanın kültürel turizme kazandırılmasını talep etti.
TURİZME KATKI POTANSİYELİ TAŞIYOR
Bölgedeki diğer tarihi yapılarla birlikte değerlendirilmesi durumunda, bu keşfin Muş’un turizmine büyük katkı sağlayabileceği düşünülüyor. Uzmanların yapacakları incelemelerle birlikte, Göbeklitepe ile eşdeğer düzeyde bir tarihi değerin gün yüzüne çıkması bekleniyor.