BÜŞRA CEBECİ
Türkiye günlerdir Almanya’dan İstanbul’a tatile gelen Böcek Ailesi’nin trajik ölümünü konuşuyor. Soruşturma restoranlardan otele kadar genişledi; kokoreççi, lokumcu ve midyeci tutuklandı, ilaçlama firmasının sahibinin oğlu ile bir çalışan gözaltına alındı. Ancak olayın en kritik ayağı olan aile fertlerinin ölümden önce başvurduğu iki ayrı hastanede neden “basit gıda zehirlenmesi” tanısıyla taburcu edildiği hâlâ açıklanmış değil. Böcek Ailesi 11 Kasım akşamı Ortaköy’de kokoreççi, lokumcu ve midyeci de dahil olmak üzere farklı işletmelerde yemek yedi. Ertesi gün mide bulantısı, istifra ve halsizlik şikâyetleri başladı. Ailenin kaldığı otelden 12 Kasım saat 11.16’da ayrıldığı ve tedavi amacıyla Bezmialem Vakıf Üniversitesi Hastanesi’ne gitti. Burada anne-babaya diyare ve gastroenterit tanısı konuldu. Aynı gün iki çocuk da Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi’nde bulantı ve kusma nedeniyle ilaç tedavisi aldı. Aile saat 15.40’ta hastanelerden ayrılarak otele döndü. Soruşturma kayıtlarına göre bu saatten sonra otelden bir daha çıkmadı.
ÇOCUK KAN KUSUYORDU
Ancak ailenin akşam saatlerinde yeniden kötüleşmesi üzerine yaşananlar, hastane değerlendirmelerini daha da tartışmalı hâle getirdi. Aileyi ikinci kez hastaneye ulaştıran taksi şoförü Sercan Tanrıverdi, o anları şöyle anlattı: “Özellikle kız çocuğu resmen kan kusuyordu. Aile birden aracımın önüne atladı. ‘Çok acil en yakın hastaneye bizi götür’ dediler. Aldım Bezmialem Vakıf Hastanesi’ne götürdüm. Hanımefendi sağ arka çaprazımda kafasını cama yaslamıştı. Ellerinde de siyah bir poşet var. Ben verdim onlara. Yol boyu hastaneye kadar o poşete kustular. Varınca, ailecek tekrar hastanesinin bahçesine de kustular. Acil bir şekilde taksi ücretini ödeyip hemen içeriye koştular. Sadece dediler ki gece kumpir yedik. Bir de yol boyu stada doğru biraz yürümüşler. Yol üstünde bir midyeci varmış. Orada midye yemişler ve otele gelmişler, sabaha kadar uyuyamamışlar. O yüzden hemen dışarıya çıkmışlar.”
Adli Tıp Kurumu’nun ön otopsi raporu ise ölümleri tek başına açıklayamadı. Cenazelerde harici travmatik bulgu saptanmazken, anne Çiğdem Böcek’in midesinde yaygın submukozal kanamalar ve noktasal ülsere alanlar bulundu. Çocukların mide mukozasında hiperemi dışında belirgin patoloji görülmedi. Bu nedenle mide ve bağırsak içeriklerinden alınan örnekler, Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü laboratuvarlarına gönderildi. Toksikolojik ve mikrobiyolojik analizler sürerken, uzmanlar olayın kimyasal zehirlenme ihtimalinin gıda zehirlenmesinden çok daha güçlü olduğunu belirtiyor. Ailenin iki farklı hastanede “gastroenterit” yaklaşımıyla değerlendirilmesi ve taburcu edilmesi ise tıbbi ihmal olasılığını gündeme taşıyor. Oysa basit bir EKG veya kan gazı ölçümü, kimyasal zehirlenme ihtimalini dakikalar içinde ortaya koyabiliyor.
‘İLACI DAİREDE KULLANMAK TEHLİKELİ OLABİLİR’
Soruşturmanın odaklandığı kritik halkalardan biri de otelde yapılan ilaçlama. Müşteri gibi ulaştığımız firmanın telefonunu internet sitesinden bulduk ancak aradığımız kişi kendisinin firmanın eski çalışanı olduğunu söyleyerek ilaçla ilgili şu uyarıda bulundu: Apartmanda tehlikeli olur, müstakil evde kullanın. Öte yandan otel odalarının dar ve kapalı olması, havalandırma boşluklarından kimyasalın odalara taşınabileceği ihtimalini güçlendiriyor. Ayrıca firmanın adıyla uyumlu hiçbir ticaret sicil kaydı bulunmuyor. İnternet sitesinde Sağlık Bakanlığı ve TSE onaylı olduğu iddia edilse de bunun doğruluğunu teyit eden hiçbir resmi belge yok. Firma hem ilaçlama hizmeti veriyor hem de 3 bin 200 TL’ye aynı ilacı satıyor. İlacın içeriği ise sır gibi saklanıyor. Google yorumlarında müşterilerin “İlaç içeriği nedir?” sorularına firmanın “Rakip olmadığınızı nereden bilelim?” ve “Neden formülü verelim?” gibi yanıtlar vermiş olması, ilacın içeriğine dair soru işaretlerini de güçlendiriyor.
