Yer bilimci (jeolog) Prof. Dr. Şener Üşümezsoy'un televizyon programındaki açıklamaları, olası İstanbul depremi tartışmalarına farklı bir boyut kazandırdı.
Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, Marmara Denizi'ndeki fay hatlarına ilişkin yerleşik teorilerin aksine, bilimsel verilerle desteklenen yeni bir analiz sundu.
Özellikle Adalar ve Kumburgaz faylarına odaklanan bu açıklamalar, yıllardır süregelen deprem senaryolarına meydan okuyor.
ÜŞÜMEZSOY: YANLIŞ BİLGİLERLE GEÇEN 20 YIL
Haberturk'te yer alan habere göre, Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, 1999 Marmara Depremi'nden bu yana kamuoyunda yaygınlaşan bazı bilgilerin panik yarattığını vurguladı.
Bilimsel verilerin aksine, "Adalar'dan geçen fay hattının 8 büyüklüğünde bir deprem yaratacağı" gibi senaryoların 20 yıldır toplumu endişelendirdiğini belirtti.
Oysa Avrupa Sismoloji Merkezi ve kendi araştırmaları, Adalar fay hattında büyük bir potansiyel olmadığını ortaya koyuyor.
Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, Marmara'daki ana fayın düşey atımlı olmadığını, Marmara'da deniz tabanında fay kırılması olduğunu ancak İstanbul ve Yalova'yı etkileyecek fay hatlarının farklı olduğunu ifade etti.

DEPREMİN BÜYÜKLÜĞÜNÜ FAYIN PARÇALI YAPISI BELİRLİYOR
Prof. Dr. Şener Üşümezsoy'a göre, Marmara Denizi'ndeki fay sistemi tek parça halinde değil.
Özellikle 1894 depremini yaratan fay hattının Yerköy-İmralı Adası ile Yalova-Çınarcık hattı olduğunu, 1999 depremini yaratan fayın ise Gölcük-Kocaeli hattı olduğunu belirtti.
Bu parçalı yapının, beklenen depremin büyüklüğünü düşüreceğini söyledi.
Paralel bağlanmış iki lamba örneğini veren Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, tek bir fayın kırılmasıyla oluşacak depremden daha düşük büyüklükte depremlerin parçalı kırılma sonucu ortaya çıktığını vurguladı.
Armijo adlı bilim adamının da aynı teoriyi desteklediğini belirtti.
Bilim insanları neden farklı konuşuyor? Deprem gündeminin bitmeyen spekülasyonları kafa karıştırıyor
KESİNLEŞEN NOKTA: KUMBURGAZ VE YALOVA-ÇINARCIK
Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, 2000'li yıllardan beri tek kırılacak fayın Kumburgaz çukuru ve Yalova-Çınarcık'taki fay hatları olduğunu söylüyor.
Yapılan araştırmalar ve 2009 yılında meydana gelen 5.7 büyüklüğündeki deprem de bu teoriyi destekliyor.
Büyükçekmece ve Silivri arasında kalan yaklaşık 35 kilometrelik fay hattının potansiyelinin 6.2 büyüklüğünde bir deprem yaratabileceğini ifade ediyor.
Bu bölgelerde fayın derinliğinin 10 km civarında olması, enerjinin dağılımını etkiliyor.

İSTANBUL'DA DEPREME KARŞI HANGİ İLÇELER GÜVENLİ?
Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, 1894 yılında kırılan ve Yalova ile Büyükçekmece arasında uzanan fay hattının, İstanbul'un belirli ilçelerini doğrudan etkileme potansiyeli olmadığını savunuyor.
75 yaşındaki uzman isim, özellikle Avcılar ve Yeşilköy arasındaki bölgede ana bir fay hattı bulunmadığını, bu nedenle büyük bir deprem beklemediklerini belirtiyor.
Yapılan sismik araştırmalar da bu bulguları desteklerken, fay hattına yakın bölgelerde daha fazla hasar beklenebileceği öngörülüyor.
Prof. Dr. Şükrü Ersoy, 'Depremden kaçış yok, tek çare bu' diyerek uyardı!
ARTÇI SARSINTILAR DEPREM FAY HATLARINI NASIL ETKİLER?
Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, depremin olduğu bir fay hattında artçı sarsıntıların meydana gelmesinin normal olduğunu, bu durumun fayın canlı ve aktif olduğunu gösterdiğini belirtiyor.
Ancak bazı bölgelerde artçı sarsıntıların olmaması, fayın kırılma potansiyelinin düşük olduğuna işaret ediyor.
Bu durum, bilim adamının Marmara'daki fay hattı teorisini destekleyen önemli bir veri olarak öne çıkıyor.


