FEYZA NUR ÇALIKOĞLU
Türkiye’nin ev sahipliğinde geçen ay 17’ncisi düzenlenen Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı (IDEF 2025), Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın katılımıyla gerçekleşti. Fuara İsrail’e silah satan çok sayıda savunma şirketi davet edilince tepki yağdı. Filistin Eylem Komitesi, fuara katılan şirketleri protesto ederek “İşgalin ve katliamların suç ortakları” şeklinde nitelendirdi; İsrail’e askeri ambargo çağrısı yaptı. O eyleme katılan gençlerden İsmail Çelik, “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla 25 Temmuz günü tutuklandı.
AVUKATLAR HABERSİZ SAVUNMA HAKKI VERİLMEDİ
30 gündür Silivri’deki Marmara Cezaevi’nde tutulan Çelik’in dün tutukluluk halinin devamına karar verildi. Çelik, avukatlarına haber verilmeden SEGBİS sistemi üzerinden savunma hakkı elinden alınarak mahkemeye çıkarıldı. Öte yandan İsmail'in yazdığı bir mektup nedeniyle de cezaevinden idari soruşturma cezası aldığı da ifade edildi. Çelik, İsrail'le ilişkilerin kesilmesi talebini yineleyen ve mücadeleye devam edeceğini ifade eden bir mektup kaleme aldı ve kamuoyunda paylaşıldı.
İsmail Çelik, cezaevinden gönderdiği 9 Ağustos 2025 tarihli notunda ise, tutuklanmasının asıl sebebinin Filistin halkının yanında durması ve İsrail’in işlediği soykırıma karşı duruşu olduğunu savundu. Türkiye’nin İsrail’le olan ticareti sürdürdüğünü öne süren Çelik “Limanlarımızdan İsrail’e seramik, petrol hatta Filistin halkının üzerine bombalar yağdıran uçak parçaları dahi taşınmaya devam etmekte. Bu ticarete ‘dur’ dediğim için özgürlüğümden koparılıp hapse atıldım.
Gençlere değil soykırıma engel olun” dedi. Çelik’in avukatı Üsame Sarıyaşar da tutuklama kararının hukuka aykırı olduğunu ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gereken siyasi bir slogan yüzünden verildiğini söyledi. Başvuru dilekçesinde “İstanbul 11. Asliye Ceza Mahkemesi, benzer bir dosyada aynı slogan nedeniyle beraat kararı verdi. Ayrıca Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay kararları da siyasal eleştirilerin ifade özgürlüğü kapsamında olduğunu ortaya koymakta. ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ suçu, tutuklamayı gerektiren katalog suçlar arasında değil. Delil karartma ve kaçma şüphesi yok. Tutuklu kalması, işini kaybetmesine ve ailesinin temel ihtiyaçlarını karşılayamamasına yol açacak” ifadelerine yer verildi.
